Ana içeriğe atla

DÜŞÜKLER ÖNLENEBİLİYOR

Günümüzde açıklanamayan kısırlıkların ve tekrarlayan düşüklerin tedavisinde kullanılan Lenfosit aşısı hakkında Ferti-Jin Tüp Bebek Merkezi Klinik Direktörü Op. Dr. Seval Taşdemir, Sağlık Dergisi’ne bilgi verdi.

Ülkemizde gebeliklerin yüzde 10-15’ı düşükle sonlanırken, istenen bir bebeğin kaybedilmesi anne adaylarını da derinden yaralıyor. Düşüklerin birçok nedeninin bulunduğunu kaydeden Ferti-Jin Tüp Bebek Merkezi Klinik Direktörü Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Seval Taşdemir, en sık düşük nedeninin bebeğin gelişimindeki anormalliklerden kaynaklandığına dikkat çekti. Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Taşdemir, “Yapılan çalışmalar düşüklerin birçoğunun genetik anomalilere bağlı olduğunu gösteriyor. Bunun yanında anne - baba adayına bağlı problemler ve çevresel faktörler de düşük nedenleri arasında sıralanıyor. Rahimdeki anomaliler, rahim içi yapışıklıklar, rahim ağzı yetmezliği, hormonal nedenler, enfeksiyonlar ve bağışıklık sistemindeki bozukluklar tekrarlayan düşüklere neden oluyor.” dedi.

“Düşükler Bağışıklık Sistemi Bozukluğuna İşaret Olabilir”
Gebeliğin 20’nci haftadan itibaren (139 günden önce) sonlanması ile düşük meydana geldiğini dile getiren Op. Dr. Taşdemir, “Düşük üreme çağındaki çiftlerin yüzde 5’inde kısırlığa sebep olabiliyor. Düşüklerin yüzde 75’i-16’ıncı gebelik haftasından, yüzde 62’si 12’ci gebelik haftasından önce gerçekleşiyor. Gebelik ilerledikçe düşükle sonlanma ihtimali azalıyor. Son yıllarda yapılan çalışmalarda çiftlerin birçoğunda bağışıklık sistemindeki bozuklukların kısırlığa neden olduğu bulunmuştur. Bağışıklık sistemindeki bozukluklar bebeğin anne rahmine tutunmasını engellerken, erken dönemde düşük yaşanmasına sebep oluyor. Tekrarlayan düşük yapan kadınların yüzde 22’sinde kısırlık; tüp bebek tedavilerinde gebelik elde edilemeyen kadınların yüzde 50’sinde ise bağışıklık sistemine bağlı problemler görülüyor.” şeklinde konuştu.

Lenfosit Aşısı Nedir?
Günümüzde açıklanamayan kısırlıkların ve tekrarlayan düşüklerin tedavisinde kullanılan Lenfosit aşısı hakkında Op. Dr. Taşdemir şöyle konuştu: "Bu aşıda erkek eşten alınan kan örneğinden lenfositler özel solüsyonlar kullanılarak ayrıştırılıyor. Ayrıştırılan lenfositler anne adayının ön koluna 4 ayrı noktada cilt altı enjeksiyonu ile veriliyor. Aşı hazırlamadan önce baba adayı Hepatit ve HIV açısından inceleniyor. Hepatit taşıyıcı olan kişilerden alınan kan, aşı hazırlanmasında kesinlikle kullanılmıyor. Anne adayının Rh negatif olduğu durumlarda ileride kan uyuşmazlığına bağlı problemlerin oluşmaması için aşı ile beraber önlemler alınıyor"

Düşüklere Karşı Lenfosit Aşısı
Lenfosit aşısının anne adayına ve gelişmekte olan bebeğe herhangi bir zarar vermediğini belirten Op. Dr. Taşdemir, lenfosit aşısı ile tedavi gören anne adaylarının bebeklerinde doğumsal anomali artışı veya gelişme geriliği saptanamadığını da ifade etti. Op. Dr. Taşdemir Lenfosit aşısı yapılan kadınların bağışıklık sisteminde de herhangi bir bozukluk olmadığını ifade etti.

Yaşa göre risk tablosu
Anne adayının yaşı Düşük ihtimali
20 yaş altı % 9,9
20–24 arası % 9,5
25–29 arası % 10
30-34arası % 11,7
35–39 arası % 17,7
40 -44arası % 33,8
44 yaş üstü %53,2

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge