Ana içeriğe atla

BU KONGREDE HASTALAR BAŞROLDE

Her yıl 12 milyon kişinin Kansere yakalanması ile ilgili mücadele verildiğini belirten Prof. Dr. Tezer Kutluk, bu savaş, mağdurun yani başrol oyuncusunun üzerine kurgulandığını ancak, başrol oyuncusunun filmde yer almadığını söyledi. Tüm kanserlerin yüzde 43 oranında engellenebileceğine dikkati çeken Kutluk, hastalığın önlenmesi konusunda vatandaşların sahip olduğu bilgileri davranış değişikliğine dönüştürmesi gerektiğini belirtti.

5. Ulusal Kanserli Hastalar Kongresi, Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği tarafından Uluslararası Kanser Savaş Örgütü’nün (UICC) işbirliği ile yapıldı. Kongre kapsamında düzenlenen basın toplantısına Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği Başkanı Prof. Dr. Tezer Kutluk, Avrupa Kanser Cemiyetleri Direktörü Wendy Yared, Uluslararası Kanser Savaş Örgütü Başkanı Prof. Dr. David Hill ve Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği(TKASKD) Genel Sekreteri Prof. Dr. Şuayib Yalçın katıldı. Kongre, Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği, hasta ve hasta yakınlarının, hekim ve hemşirelerin ve diğer sağlık çalışanları ve uluslararası örgüt temsilcilerinin katılımlarıyla gerçekleştirildi.

“Kanser Savaşında Hastalar Başrolde”
Kanser ile ilgili yapılan toplantılarda her yıl 12 milyon kişinin bu hastalığa yakalanması ile ilgili mücadele verildiğini belirten Prof. Dr. Kutluk, bu savaş içerisinde mağdurun yani başrol oyuncusunun üzerine kurgulandığını ancak, başrol oyuncusunun filmde yer almadığını söyledi. Kanser savaşında hastaların başrolde yer aldığını ifade eden Prof. Dr. Kutluk şunları söyledi: "Kanser 5 yıl sonra dünyada bir numaralı ölüm nedeni olacak. Tütün, kanserlerin yüzde 30'undan sorumlu. Türkiye'de kansere bağlı ölümlerin erkeklerde yüzde 40'ının, kadınlarda ise yüzde 8'inin akciğer kanseri nedeniyle meydana geldiği biliniyor. Yemek borusu, bronş ve akciğer kanserlerinin yüzde 71'inin, gırtlak kanserlerinin yüzde 59'unun, üst solunum ya da sindirim yolları kanserlerinin yüzde 59'unun, idrar torbası kanserlerinin yüzde 27'sinin sebebinin tütün kullanımı olduğu kanıtlandı. 2030 yılında her sene dünyada 26 milyon kanser vakası görülecek. 17 milyon kişi kansere bağlı olarak hayatını kaybedecek. "

Psikososyal Destek
Türkiye’de psikososyal etkinlik anlamında eksiklikler olduğunu dile getiren Prof. Dr. Kutluk, bu eksikliğin giderilmesinde tüm tarafların bu kongrede bilinçlendirildiğini, kanser hastalarının hizmete ulaşımı ile bireysel anlamda destek sağlanması gerektiğini kaydetti.



“Siz Ailenizi Kanserden Yüzde 43 Korumak İstiyor Musunuz?”
“Siz, ailenizi kanserden yüzde 43 korumak istiyor musunuz?” sorusunu vurgulayan Prof. Dr. Kutluk, tüm kanserlerin yüzde 43’nün önlenebilir olduğuna dikkat çekti. Obezite ve fiziksel aktivite konusunda ise farkındalık düzeyinin oldukça geri olduğunu belirten Prof. Dr. Kutluk, “Hala kişi başına 18 gram tuz tüketen bir ülkeyiz. Bu da mide kanserine rastlanma oranını yükseltiyor. Buna rağmen tuzluk sallamaya devam ediyoruz. Tuzluk sallamayın diyoruz. Haftada üç defa fiziksel aktivite yapmak gerek. Fiziksel aktivite yapmanın yolu pahalı spor salonlarından geçmiyor. Hava kötüyse evde kalmak istiyorsanız, ister yarım saat dans edin, ister folklor oynayın ya da evin camlarını silin” bilgisini verdi.

“Her Yıl 200 Bin Kişi Kansere Yakalanıyor”
Türkiye’de her yıl 200 bin kişinin kansere yakalandığını belirten Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği(TKASKD) Genel Sekreteri Prof. Dr. Şuayib Yalçın, sık görülen kanser türlerini şu şekilde sıraladı: “Erkeklerde sırasıyla akciğer, mide, mesane(idrar torbası), kalın barsak, gırtlak ve prostat, kadınlarda ise meme, bağırsak, mide, yumurtalık ve akciğer kanserleri sık görülmektedir. Dünyada her yıl yarım milyon kadının rahim ağzı kanserine yakalandığını her iki dakikada bir kadının bu yüzden hayatını kaybettiği bildirilmektedir.”


“Türkiye’de Tütün Kullanım Oranı: Erkeklerde Yüzde 54, Kadınlarda Yüzde 20”
Kanserle mücadelede işbirliğinin şart olduğunu vurgulayan Dünya Kanser Örgütü (UICC) Başkanı Prof. Dr. David Hill, yaptıkları araştırmada Türkiye’de tütün kullanım oranının erkeklerde yüzde 54, kadınlarda yüzde 20 olduğunu ve en fazla 30–44 yaşları arasında tüketildiğinin ortaya çıktığını bildirdi. Prof. Dr. Hill tüm kanserlerin yüzde 43'ünden korunmanın mümkün olduğunu belirterek, tütün ve tütün mamullerinin kullanılmamasını, sağlıklı ve düzenli beslenilmesini ve fiziksel aktivite yapılmasını önerdi.

Avrupa Kansere Karşı Haftası
Avrupa'da kanserle mücadele konusunda devlet kurumlarının temsilcilerinin, hasta yakınlarının ve hastaların katılımıyla ''Avrupa Kanser İnisiyatifi'' oluşturulmasının planlandığını belirten Avrupa Kanser Cemiyetleri Direktörü Wendy Yared , AB Komisyonu'nun, Avrupa Kanser Ligi'nden kanserden korunma, kanser araştırmaları, sağlık ve bakım ile bilgilendirme konularından birini yönetmesini istediğini söyledi. Avrupa Kanser Ligi'nin kanserden korunma programını yürütmeyi tercih ettiğini kaydeden Yared, 2011'den itibaren Mayıs ayının son haftasının, “Avrupa Kansere Karşı Haftası” olarak kabul edileceğini ve çeşitli etkinlikler yapılacağını açıkladı.

Kanserde Ağrı ve Morfin Kullanımı
Bir gazetecinin, morfin kullanım oranları ile ilgili sorusu üzerine, Prof. Dr. Hill, kanserde ağrının en önemli tedavi ilacı olan narkotik ilaçların değişik nedenlerle kullanılamadığını dile getirdi. Dünyada afyon ve morfinin kanunsuz kullanımı nedeniyle tıbbi kullanımı konusunda sıkıntılar yaşandığına dikkat çeken Pof. Dr. Hill, bunların kanunsuz kullanımının engellenmesi, tıbbi kullanımının önünün açılması için uluslararası anlaşmalar yapılması yönünde çabalar olduğunu kaydetti.


“Psikolojik Destek Hastaların Tedavi Sürecinde Çok Önemli”
Kanserli hastalara verilecek psikolojik desteğin hastaların tedavi sürecinde çok önemli rol oynadığını belirten TKASKD Hasta Destek Grubu üyesi Emrah Ertüzün, kanserli hastaların hasta olduklarını öğrendiklerinde bunu kimseyle paylaşmak istemediklerinin gözlemlendiğini söyledi. "Hastaların gerek ailesi gerekse sosyal çevresi tarafından hem duygusal destek hem de hastane işlemleri gibi konularda yardımcı olunması gerekmektedir "diyen Ertüzün, “Anne, baba, eş, kardeş ya da arkadaş tarafından verilecek moral ve destek tedaviyi yapan hekimin yanı sıra profesyonel uzmanlarca da verilebilir. Profesyonel desteğe ihtiyaç duyan hasta, merkezde uygun birimin olması halinde buradan ya da imkanları ölçüsünde özel kurumlarda hizmet veren bir hekimden destek alabilir. Uzman hekimin gerek görmesi halinde ilaç tedavisi de uygulanabilir. Bu tür imkânlara sahip olmayan hastalar da hekimlerine her türlü soruyu sorabilmeli, iç huzursuzluğunu çekinmeden anlatabilmeli ve hekimiyle birlikte ortak bir çıkış yolu bulmalıdır. Çünkü paylaşmanın psikolojik stresi azaltacağı unutulmamalıdır. Moralin kanseri yenmede tıbbi tedaviye doğrudan bir etkisi olmadığı, ancak hastanın yaşama tutunmasında çok önemli bir yer tuttuğu unutulmamalıdır” dedi.

“Karaciğer, Pankreas ve Akciğer Kanserlerinde Yüz Güldürücü Sonuçlar Henüz Yok”
Kanser Tedavilerinde teknolojinin yerinede değinen Prof. Kutluk, radyoterapi cihazlarının, görüntüleme cihazlarının, CT ve MR teknolojisinin çok geliştiğini, kemoterapik ilaçlarda ilerlemeler kaydedildiğini belirtti. Prof. Kutluk, “Moleküler yöntemler değiştikçe hedeflenmiş tedaviler dediğimiz hedefe yönelik tedaviler, laboratuarlarda geliştirilen ilaçlar artık kanser tedavisinde kullanılır hale gelmeye başladı. Bugün hala sayıları çok değil ama bunun kullanılıyor olması önemli. Gelecekte daha çok kullanılacak. CT, MR teknolojisi, görüntüleme teknolojisi çok ilerledi. Girişimsel radyoloji çok ilerledi, destek tedavileri çok ilerledi. Teknoloji tıp uygulamasını değiştiriyor buda güzel bir şey. 1940’lara 50’lere giderseniz, kanserde iyileşme oranı yüzde 40’larda, şuan ise yüzde 66’larda. Yüzde 66 iç karartıcı olmasın. Bir çok kanser türüne baktığınız zaman yüzde 66 gibi görünen rakam aslında meme kanserinde yüzde 90, testis kanserinde yüzde 100’lere, prostatta yüzde 100’lere çıkıveriyor. Karaciğer, pankreas, akciğer kanserlerinde çok yüz güldürücü sonuçlar henüz yok. Çocuk kanserlerinde yüzde 80’lere ulaştı tedavi başarı oranı. Hala çok sayıda görülüyor, çok öldürüyor. Ama akıllı olup korunmayı, erken teşhisi, taramayı, etkin tedaviyi, rehabilitasyonu düzgün kullanırsak kanseri yok etmek içten bile değil” şeklinde konuştu.

Kongreye bu yıl yurt içi ve yurt dışından yaklaşık 500 kişi katıldı. Kongrede, “Kanser tedavisindeki son gelişmeler”, “Kanserden korunma” ''Kanser hakkında genel bilgiler'', ''Kanserde kök hücre Uygulamaları'', ''Alternatif tedaviler'', ''Kök hücre tedavileri'', ''Tütün mücadelesinde son durum'' ve ''Kanserle beslenme'' gibi konular ele alındı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge