Ana içeriğe atla

“GİRİŞİMSEL RADYOLOJİ ÜST İHTİSAS OLMALI”

Türk Girişimsel Radyoloji Dernek Başkanı Prof. Dr. Okan Akhan, bu yıl 5’incisi düzenlenen Girişimsel Radyoloji Toplantısı’nda radyologların sorunları ile ilgili Sağlık Dergisi’ne açıklamalarda bulundu.

300’e yakın katılımcının takip ettiği Girişimsel Radyoloji Yıllık Toplantısı’nın, bu yıl 5’incisi Kapadokya Perissia Hotel’de gerçekleştirildi. Yurt dışında da konuşmacıların yer aldığı paneller, uydu sempozyumları, “ben nasıl yapıyorum” oturumları yapıldı.
Girişimsel Radyolojik işlemlerin, dünyanın en önemli merkezlerinde rutin uygulanan tedaviler haline geldiğini belirten Türk Girişimsel Radyoloji Dernek Başkanı Prof. Dr. Okan Akhan, “Girişimsel Radyologlar olarak, eskiden cerrahi yöntemlerle tedavi edilen büyük bir grup hastayı, cerrahi yöntem kullanılmadan tedavi eden işlemleri yapıyoruz. Bu işlemler, görüntüleme cihazları kılavuzluğunda hastaları tedavi eden işlemlerdir. Tıkanan damarları balon kateter veya stent ile açıyoruz. Eğer taze trombus ile bir damar tıkalı ise, kateter ile ilaç infüzyonu yöntemiyle damarın açılmasını sağlıyoruz. Eski bir tıkanıklık sözkonusu ise o bölgeye stent konularak damar açılıyor. Tümörü besleyen bir damarı tıkayarak tümörün küçülmesi sağlanıyor” dedi.


“Girişimsel Radyoloji Üst İhtisas Olmalı”
Dünyada yapılan Girişimsel Radyoloji işlemlerinin tamamının, ülkemizde de yapıldığı kaydeden Prof. Dr. Akhan, “Ülkemizdeki bu seçkin 10 merkezden birisi de Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı’dır. Radyoloji uzmanlığından sonra Girişimsel Radyoloji üst ihtisas olarak tanımlanmalı. Sağlık Bakanlığı bu güne kadar Girişimsel Radyoloji’yi üst ihtisas haline getirmedi. Girişimsel Radyoloji Avrupa da Radyoloji altında bir özel alan olarak tanımlanmıştır. Ülkemizde de bu düzenleme hızla yapılmalıdır. Çünkü bu işlemleri yapabilecek eğitimli radyologlara ihtiyaç var. Üstelik Balkan ülkeleri başta olmak üzere bir çok ülkeden bu alanda eğitim almak isteyen radyologlar başta Hacettepe olmak üzere eğitim almak için ülkemize gelmektedir” şeklinde konuştu.

“BT Belli Prosedürlere Uygun Tercih Edilmeli”
İngiltere’de Bilgisayarlı Tomografi tetkikinin yasaklanmadığını belirten Prof. Dr. Akhan şunları söyledi: “Sağlıklı kişilerde tarama amaçlı ‘yıllık araba muayene yaptırır’ gibi Bilgisayarlı Tomografi (BT)’nin tepeden tırnağa yapılması yasaklandı. Bu görüntüleme yöntemi sağlıklı kişilerde kullanılan bir yöntem değildir. Bt tetkikleri hasta bireylerde doktor endikasyonu olduğunda özel protokollerle yapılır. BT’nin hangi organa spesifik yapılması gerektiği, radyolog tarafından saptanır ve uygulanır. X ışını var diye tetkik yaptırmaktan kaçınamayız. Doğru hastalarda uygun protokollerle yapılması gerekir. Kullanılan cihazların düşük radyasyonlu olanları tercih edilmelidir. Düşük dozlu cihazlar yok ise, mevcut cihazlara düşük doz yazılımları eklenmelidir.”


“24 Saat Maksimum 100 Hastaya BT Yapılabilir”
Düşük doz öncesi Bilgisayarlı Tomografi cihazları ile ortalama 15 mSv birim radyasyon alınırken bir Kalp Anjiosu için yeni kuşak cihazlarla bu oranın 2’nin altına düştüğünü kaydeden Prof. Dr. Akhan, yapılan tetkiklerde uluslar arası standartlara uygun protokollerin kullanılması gerektiğinin belirtti. Prof. Dr. Akhan, “Türkiye’de temel sorun olarak, bir çok tetkikin özellikle hizmet alımı yapılan hastanelerde usulüne uygun yapılmıyor olmasını gösterdi. Bu çok ciddi bir sorun, BT tetkiki, ortalama 1 saat içerisinde 4-5 hastaya uygulanabilir. 24 saat bir merkezi Çalışma Bakanlığı’nın kurallarına uygun çalıştıracaksanız, çok iyi eğitimli en az 3 ekip çalıştırmanız gerekir. 24 saat mükemmel çalışan bir merkezde, iyi çalıştıracak 3 ekip ile 100-120 kişiye BT tetkiki uygulanabilir. Tek ekip ile 200 tetkik yapılan merkezler var. Bu kadar yüksek rakamlar ile aslında hiç tetkik yapılmamış sayılmalı. Çünkü hiçbir tetkik usulüne uygun değil. Usulüne uygun olmaması hastanın ihtiyacına uygun sonuç çıkmadığını gösterir. Hastadan bir başka hastanede o tetkik tekrarı isteniyor” diye konuştu.

“Radyolog, Günde En Fazla 72 MR Çekebilir”
Bir radyologun, 24 saatte 72 tane MR çekebileceğini dile getiren Prof. Dr. Akhan şunları söyledi: “Radyolojide beklenenin üzerinde tetkik varsa kaliteden ödün veriliyor demektir. Ülkemizde günlük, 180-200 MR tetkiki hizmeti veren merkezler var. Bunun nedeni SUT’ta MR için 70 lira gibi bir para öngörülüyor olmasıdır. İlgili hastane, hizmet alımı yaptığı firma ile döner sermaye üzerinden anlaşıyor. Yani her MR için verilen 70 lirayı cihazı sağlayan firma ile ilgili devlet hastanesi paylaşıyor. Firma da tetkik sayısını arttırıp yüksek kazanç sağlamak için, günde 200 tetkik yapıyor. Daha da kötüsü uygun protokollerle yapılmayan bu tetkikleri hastane ve hastalarla ilgisi olmayan bir hekim rapor yazmak zorunda kalıyor. Bu şekilde örgütlenen bir tetkik sürecinin hastalara yardım etmediğini anlamak zorundayız. Çünkü sağlık hizmeti nitelikli olmak zorundadır.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge