Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

YENİDOĞAN’DA SON GELİŞMELER

Türk Neonatoloji Derneği tarafından düzenlenen Ankara Neonatoloji Derneği Grup toplantısında Miami Üniversitesi Miller School of Medicine ABD’den Prof. Nelson Claure patenti kendisine ait olan sistemi Türkiye’de ilk defa anlattı. Türk Neonatoloji Derneği tarafından düzenlenen Ankara Neonatoloji Derneği Grup toplantısı 120 hekim ve 150 hemşirenin katılımıyla 14 Ekim 2010 tarihinde Ankara’da yapıldı. Dr. Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi toplantı salonunda gerçekleştirilen toplantının farklı bir özelliği de Miami Üniversitesi Miller School of Medicine ABD’den Prof. Nelson Claure patenti kendisine ait olan sistemi anlattı. Bu sistem iki ayrı aleti birbirine bağlıyor. Çocuğun kan gazını monitorize eden alt ile ventilatör cihazını birbirine bağlıyor ve otomatik ayarını yapabilen bir sistem. Ventilatöre bağlanan bebeklerde oksijen tedavileri ve yarattığı komplikasyonlar örneklerle anlatılırken, komplikasyonların önüne geçebilmek amacıyla Prof. Nelson Claure taraf

“BU TEKNOLOJİ HENÜZ TÜRKİYE’DE YOK”

Biyopsi almadan tanı konulmasını sağlayan ve özellikle gastrointestinal kanserlerinin erken tanısında büyük bir umut kaynağı olan sistem henüz ülkemizde yok. Biyopsi almadan anında tanı konulmasını sağlayan Endomikroskopi, özellikle gastrointestinal (mide-barsak kanalı) kanserlerinin erken tanısında büyük bir umut kaynağı oldu. Bu yöntemde, sindirim sisteminin aynı anda mikroskobik olarak incelenmesinin mümkün olduğu belirtilen 7. Ulusal Hepato Gastroenteroloji Kongresi’nde Endomikroskopi ve Gastrointestinal Sistem hakkında sunum yapan Meinz Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Dr. Arthur Hoffman şunları kaydetti: “Endomikroskopi, endoskopi esnasında dokunun bin kat kadar büyütülerek, histopatolojik olarak değerlendirilmesi işlemidir. Bu yöntem dünyada yeni yeni uygulanmaya başladı. Türkiye’de henüz bu yöntem kullanılmıyor. Yöntemin Türk meslektaşlarım tarafından da kullanılması amacıyla Türkiye’ye geldim. Endomikroskopi, özellikle erken ve doğru tanıda yol gösterici

BU YÜZYIL “KRONİK HASTALIKLAR” YÜZYILI

Ülkemizde yaklaşık 25 milyon, en az bir kronik hastaliği olan yetişkin bulunuyor. 25 milyon hastanin yarısının kronik hasta olduğunu bilmediğini belirten Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği (TİHUD) Başkanı Prof. Dr. Erdal Akalın, “Bu Yüzyıl ‘kronik hastalıklar’ yüzyılı olarak kabul ediliyor. Bugün, dünyanin en büyük sorunu ve bundan sonraki 50 yılın en büyük sorunu kronik hastalıklar” dedi. Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği (TİHUD) tarafından Antalya Side Starlight Otel Kongre Merkezi'nde düzenlenen 12. Ulusal İç Hastalıkları Kongresi'nde, iç hastalıkları uzmanlık dalına ilişkin konularda ve kronik hastalıklar hakkında basın toplantısı düzenlendi. Bugün hiçbir ülkede ideal bir sağlık sistemi olduğunun iddia edilemeyeceğini kaydeden Prof. Dr. Akalın, sağlık harcamalarının giderek artması ile sağlıkta yeni politikaların geliştirildiğini söyledi. Türkiye'de de 7 yıldır Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın uygulandığını belirten Prof. Dr. Akalın, programın hem olumlu hem de

“PROBİYOTİK BAKTERİLER SAĞLIK HARCAMALARINI AZALTACAK”

Gelecekte yararlı bakterilerin nasıl ilaç olarak kullanılabileceğinin tartışıldığını belirten Probiyotik ve Prebiyotik Derneği Başkanı Doç. Dr. Tarkan Karakan, yararlı bakteriler olan probiyotik bakterilerin, tedavilerin hızlanmasında etkili olacağını böylece sağlık harcamalarının azalacağını belirtti. Bakterileri zararlı olarak tanıyoruz ama vücudumuzda hem zararlı hem yararlı bakteriler birlikte yaşıyor. Yapılan araştırmalarda son 5-10 yıl içinde hem ABD hem de Avrupa’da probiyotik bakterilerin faydalı olduğu anlaşıldı. Süt ürünlerinde özellikle yoğurda katılarak ya da hazır tablet ve toz şeklinde ülkemizde de gündeme gelmeye başladı. Laktobasiller ve bifidobakteri bu iki grup bakteri en yararlıları olduğunu belirten Probiyotik ve Prebiyotik Derneği Başkanı Doç. Dr. Tarkan Karakan şu bilgileri verdi: “Bunlar bebeklerin anne sütünü emerken bağırsaklarına ilk yerleşen bakteriler oluyor. Bunlar bebekleri değişik hastalıklardan koruyor. Ama çevresel faktörlere, genetik yapımıza kötü besl

YÜKSEK TANSİYON HASTALARINDA UYKU APNESİ OLUP OLMADIĞI MUHAKKAK ARAŞTIRILMALIDIR

Sürekli yorgunluk, konsantrasyon eksikliği, unutkanlığa neden olmasının yanı sıra trafik kazalarının olmasına da yol açan uyku apnesi hastalığı hakkında Sağlık Dergisi'ne bilgi veren Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak-Burun-Boğaz (KBB) Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Önerci, “Hastanın şikayetlerinin iyi dinlenmesi gerekiyor. Hastalığın tanısı konurken Poligrafik Tetkik yapılmalı ve sonucunda tedavi şekli belirlenmelidir. Hastaların yüzde 84'ünde obstruktif uyku apnesi, yüzde 1'inde merkezi uyku apnesi ve yüzde 15'inde ise bileşik uyku apnesi görülmektedir” dedi. Uyku apnesinin, normal şartlarda uykuda 5-10 saniyelik solunum duraklaması olmasına karşın bu sürenin 10 saniye-1 dakika sürebilen ve sık tekrarlayan duraklamaların hastalık habercisi olduğu uyarısında bulunan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak-Burun-Boğaz (KBB) Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Önerci, önlem alınmadığı takdirde bu durumun ciddi sağlık sorunlarına yol açabil

“1 HASTAYA 6 DAKİKA”

Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği tarafından yapılan basın toplantısında konuşan Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Kemal Balcı: “Sağlık Bakanlığı hastanelerinde hasta bakımı en iyisinde, bir hastay 6 dakika. Bu, 8 dakikaya çıkınca ‘Niye yavaş bakıyorsunuz?’ diye hesabını soruyorlar” dedi. Yapılan bir nefroloji araştırması sonucuna göre böbrek yetmezliğinin Türkiye’de en önemli nedeninin diabetus mellitus olduğunu belirten Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Kemal Balcı, “Türkiye’de diyabet sıklığı artıyor, son rakamlar yüzde 7'lerden yüzde 12'lere geldiğimizi gösteriyor. Tedavi ajanları gelişmeye başladı, fakat bu ajanları kullanırken en önemli şey hasta güvenliğidir. Bu ajanlarda da Hipokrat Yemini’nde söylediğimiz gibi 'öncelik hastayı tedavi etmek ona zarar vermeme

KÖK HÜCREDEN GDO’YA BİRÇOK KONUDA ETİK KURALLAR NE DİYOR?

Hekimin hastaya yaklaşımından, bilimsel araştırmaların temelinde nelere dikkat edilmesine kadar birçok alanı kapsayan ‘Tıp Etiği’ alanında kaynak eksikliğini kapatan Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Etiği ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Nesrin Çobanoğlu, “Kuramsal ve Uygulamalı Tıp Etiği” kitabında birçok konuyu aydınlatıyor. Sağlık alanındaki bilimsel ve pratik çalışmaların etik yönden değerlendirilmesi ve ahlaki ikilemlere çözüm bulunması hedeflenen Tıp Etiğinde, tıbbi uygulamalar ve tutumların iyi ya da kötü, doğru ya da yanlış olarak ele alınmasıdır. Tıp alanında etiğin önemi üzerinde duruluyor, ancak bu alanda çalışmalar yeterli değil. Bu alanda eksiklikleri kapatmak için Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Etiği ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Nesrin Çobanoğlu, “Kuramsal ve Uygulamalı Tıp Etiği” isimli kitabı yazdı. Kitap, Aydınlatılmış Onam, Mahremiyet, Ötanazi, Etik Kurullar, Araştırma ve Yayın Etiği, Bilimsel Etik, Kürtaj, Kök Hücre, Cinsiyet

ALMANYA’DA TIPTA UZMANLIK EĞİTİMİ ALMAK İSTEYEN TÜRK HEKİMLERİ NASIL BİR YOL İZLEMELİ?

Almanya’da yaptığı moleküler biyomühendislik yüksek lisansı ve dahiliye asistanlığı sirasinda edindiği tecrübeleri kaleme alan Dr. Mehmet Eren Yüksel, Türk meslektaşlarına yol göstermek amacıyla “Almanya’da Tıp ve Tıpta Uzmanlık Eğitimi“ isimli kitabı yazdı. Almanya’da tıpta uzmanlık eğitimi alan Dr. Mehmet Eren Yüksel, meslektaşlarına yol gösterecek bir rehber kitap yazdı. Dr. Yüksel kitabı nasıl yazdığı ile ilgili şunları söyledi: “Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 2004 yılında mezun oldum. Aynı yıl Türk Eğitim Vakfı ve Alman Akademik Değişim Servisi’nin ortaklaşa sınavla seçtiği öğrencilere verdiği bursu kazanarak Almanya’da Dresden Teknik Üniversitesi’nde Moleküler Biyomühendislik yüksek lisans programına başladım. Yüksek lisans programına devam ederken Türkiye ve Almanya’nın eğitim-öğretim sistemlerini karşılaştırmaya, her iki sistemin olumlu ve olumsuz yönlerini tespit etmeye çalıştım. Ayrıca, yüksek lisans eğitimini tamamladıktan sonra Fachkrankenhaus Coswig ve Greifswal

HASTA GÜVENLİĞİ İÇİN KURUMLARDA NELER YAPILMASI GEREKTİĞİ “HELSİNKİ BİLDİRGESİ”NDE TARTIŞILDI

Her yıl dünya genelinde 230 milyon hastaya cerrahi girişimi için anestezi uygulandığını belirten Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği Başkanı Prof. Dr. Şükran Şahin, bu konunun ciddiyeti üzerinde durarak, Helsinki'de toplandıklarını ve hasta güvenliğinin sağlanması konusunda “Helsinki Bildirgesi”ne imza attıklarını söyledi. Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği de hasta güvenliğinin sağlanmasında esas alınacak standartların belirlendiği ve Avrupa'daki tüm ulusların anestezi derneklerinin de içinde yer aldığı Helsinki Bildirgesi’ni imzaladı. TARD Başkanı Prof. Dr. Şükran Şahin, Sağlık Dergisi’ne yaptığı açıklamada, sağlık hizmetinde tanı ve tedavi kadar hasta güvenliğinin sağlanmasının da çok önemli olduğunu söyledi. “Cerrahi İşlemlerden Yılda Bir Milyon İnsan Hayatını Kaybediyor” Anesteziyolojinin, anestezi, yoğun bakım, acil tıp ve algoloji alanlarında kalite ve güvenliğin sağlanmasından sorumlu olduğunu belirten Prof. Dr. Şahin, bunun hastanın gerek hastane içi ve

MÜKEMMELİYET MERKEZİNDE ‘KÖK’LÜ ÇALIŞMALAR PLANLANIYOR

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kök Hücre Enstitüsüne bağlı kurulması planlanan mükemmeliyet merkezinde, kanser aşısından, kök hücre nakliyle kornea tabakası ve omuriliğin onarılmasına kadar birçok çalışma yapılması planlanıyor. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kök Hücre Enstitüsüne bağlı kurulacak mükemmeliyet merkezi ile ilgili düzenlenen basın toplantısında gazetecilere bilgiler verildi. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi bünyesindeki Kök Hücre Merkezine bağlı mükemmeliyet merkezi ve uygulama hastanesi kurulması çalışmalarıyla ilgili Ankara Üniversitesi Rektörlüğünde düzenlenen basın toplantısında, gazetecilere bilgiler verildi. Türkiye'de bir ilk olacak merkezde, çaresiz olduğu düşünülen pek çok hastalık için umut olabileceğini dile getiren Ankara Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Günhan Gürman, “Burada hücresel tedaviler, doku mühendisliği uygulamaları, kök hücre bankacılığı, gen tedavisi ve tümör aşısı uygulamaları, üst düzey bilimsel veri üretimini sağlaya

YEDİ KULE’YE YENİ BİNA

Kısa bir süre sonra 200 nitelikli odanın yer aldığı ek binanın hizmete gireceği Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Sedat Altın, 10 yıldır yaptığı görevinde dal hastanesi olarak ülkenin en iyileri arasında yer aldıklarını söyledi. Göğüs hastalıları alanında ülkemizin en eski kurumlarından biri olan Yedikule Göğüs hastalıkları Hastanesi’nde yenilikler hızla devam ediyor. 10 yıldır başhekimlik görevini sürdüren Doç. Dr. Sedat Altın, 406 yataklı kapasitesine sahip olduklarını dile getirerek, yakın zamanda ek binanı hizmete açılacağını, içerisinde banyosu ve tuvaleti olan 200 nitelikli odanın faaliyete geçeceğinin müjdesini verdi. Birçok üniversite hastanesinden daha nitelikli hizmet verdiklerini belirten Doç. Dr. Altın, uyku laboratuarı, bronkoskopi ünitesi, yoğun bakım ve alerji ünitelerinde bulunan tüm cihazların son teknolojiye sahip olduğunu dile getirdi. Doç. Dr. Altın şunları kaydetti: “Ek binanın hizmete girmesiyle birlikte 4 olan ameliyathane sayımız 8’e, 10

YEŞİL KARTLILARA DİŞ MÜJDESİ

Erken Çocukluk Gelişimi Konferansı’nda konuşan Sağlık Bakanı Akdağ: “Yeşil kartı olanlar artık bundan böyle diş tedavilerini sağlık kuruluşlarından alabilecek” dedi. Hilton Otel'de düzenlenen “Erken Çocukluk Gelişim” konulu konferansa Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, BM Türkiye temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı. Konferansın açılışında konuşan Bakan Akdağ, Dünya Sağlık Örgütü ile çocukların eğitimi konusunda ortak çalışmalar yürüttüklerini söyleyerek, Türkiye'de sağlık personelinin az olmasından yakındı. Akdağ, “Yeterince sağlık personelimiz vardır diyemem. Türkiye'de hekimlere elimizden geldiği kadarıyla dengeli dağıtım yapıyoruz. Bakanlık olarak yılda 2 milyon acil vakayı taşıyoruz. Bazen gerektiğinde helikopterle taşıyoruz. Türkiye'de çocuk hekimlerini çok iyi eğitmemiz gerekir" dedi. Türkiye'de anne ve çocuk ölümlerinde çok ciddi düşüş olduğunu vurgulayan Akdağ, 2008 yılında anne ölümlerinin yüz binde 23 olduğunu kaydet