Ana içeriğe atla

SAĞLIKTA EŞİTLİK VE ÇEŞİTLİLİK

AB’nin sağlıkta en önemli iki hedefinin eşitlik ve çeşitlilik olduğunu ve ülkemizde de bunun uygulanacağını söyleyen Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu, ülkenin sağlık politikalarının belirlenmesinde Fakültenin belirleyici rol oynadığını söyledi. Yaklaşık 2 yıldır dekanlık görevini sürdüren Prof. Dr. Hablemitoğlu, Sağlık Dergisi’ne yaptığı çalışmalarla ilgili açıklamalarda bulundu.

Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, sağlık politikalarının oluşturulmasında, geliştirilmesinde ve uygulanmasında üniversite sistemi içinde etkili olan kurumlardan biri olarak, ulusal ve uluslararası bilimsel işbirliği yapılan, kompakt farklı yapısı ile model olabilecek bir Fakülte haline geldi. Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi 1994 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile Sağlık Eğitim Fakültesi olarak kuruldu. Ancak 2006 yılında Resmi Gazete’de yayımlanan kararla Sağlık Bilimleri Fakültesi olarak hem adı hem de yapısı değişerek, geniş bir kadro ile yeniden eğitim-öğretime başladı. Fakültede; Beslenme ve Diyetetik, Çocuk Gelişimi, Ebelik, Hemşirelik, Sağlık Kurumları Yöneticiliği ve Sosyal Hizmet bölümleri yer alıyor. Ortez-Protez, Odyoloji ile İş ve Uğraşı Terapisi Bölümlerinin kurulması için de çalışmalarımız sürmekte. Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi kurulduğu günden bugüne değin çeşitli yeniliklere imza atıyor. Fakültemizde bulunan laboratuarların araştırmalara açılabileceğini belirten Dekan Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu, ilgili sektörle ortak çalışmalar yapılabileceğini söyledi.
Prof. Dr. Hablemitoğlu şunları kaydetti: “Laboratuarlarımız var ancak geliştirilmesi gerekiyor. Öğrencisi ve öğretim üyesi ile birlikte yapılacak ortak çalışmalara hazırız, Mikrobiyoloji, Besin Kimyasalları ve Analizi, Beslenme İlkeleri, Hemşirelik Esasları laboratuarlarımız yeni teknolojileri, deneme aşamasındaki çalışmalarını yapmak isteyenlere açık.”

AB’nin Sağlıkta En Önemli İki Hedefi: Eşitlik ve Çeşitlilik
AB’nin en önemli hedeflerinden birinin sağlıkta eşitlik ve çeşitlilik olduğunu belirten Prof. Dr. Hablemitoğlu, “AB’ye üye ülkelerde buna yönelik yasaların çıkması sağlanıyor. Bu yıl içerisinde iki toplantıya katıldım, sağlıkta eşitlik ve çeşitlilik, farklı sosyal gruplar ve bireyler arasında sağlık göstergelerini etkileyecek farklılıklardan kaynaklanan eşitsizlikleri gidermeye, dezavantajlı grupları korumaya yönelik yasal düzenlemeler ve uygulamalar gerçekleştiriliyor. Biz de bu konuda öncelikle sağlık ve sosyal hizmet çalışanları ile öğrencilerimiz için bazı eğitim faaliyetleri planladık” diye konuştu.

“Türkiye’de İl Sosyal Hizmetlerine Bağlı Sadece 24 İşaret Dili Uzmanı Var”
Bu yıl yeni eğitim ve öğretim yılı içinde ‘İşaret Dili Eğitimi Sertifika’ programının Ankara Üniversitesi’nde başlamasına öncülük ettiklerini dile getiren Prof. Dr. Hablemitoğlu, “Bu programa işaret dili eğitimi almak isteyen herkes katılabilecek. AB’nin aday ülkelerden yapısal uyum sürecinde gerçekleştirilmesini istediği düzenlemelerden biri, bankalarda, adliyede ve hastanelerde işaret dili bilenlerin çalıştırılmaları zorunlu olacak. Örneğin, boşanmalarda, işitme engelli çocukların yargılanmalarında çevirmenlik yapılması zorunlu olacak Türkiye’de şu anda İllerde Sosyal Hizmetlere bağlı 24 işaret dili bilen uzman resmi olarak çalışmakta”

“Hemşirelik-Ebelik Müzesi’nin Bir Benzeri Yok”
Türkiye Üniversitelerinde Fakülte tarafından kurulan Hemşirelik-Ebelik Müzesinin bir benzeri yok. Müzenin, Vehbi Koç Hemşirelik Araştırma Fonu’nun desteğiyle açıldığını kaydeden Prof. Dr. Hablemitoğlu, Müze ile ilgili şunları söyledi: “Müze, Ankara Üniversitesi Keçiören Gümüşdere Yerleşkesi’nde açıldı. Müzenin oluşturulmasında ilk ebe okulu olarak 1952 yılında Ankara Doğumevi bünyesinde kurulan ve 1956 yılında kapatılarak Ankara Cebeci Hemşire-Ebe-Laborant Okulu olarak devam eden okulların depolarından faydalanıldı. Müzede Cumhuriyet öncesi ve 1970′li yıllara kadar olan hemşirelik, ebelik öğretim araçları, hasta bakım araç ve gereçleri, devlet arşivlerinden ve Kızılay arşivlerinden temin edilen belgeler, yayınlar ve fotoğraflar yer alıyor.”

Anaokulları ile Hem Bilimesi Bir Okul Öncesi Eğitim Veriyoruz Hem de Hizmet…
Ankara Üniversitesi’nde bulunan uygulama anaokulu ve çocuk kulübünün eğitim ve öğretim faaliyetleri Çocuk Gelişimi Bölümü öğretim elemanları tarafından koordine edildiğini kaydeden Prof. Dr. Hablemitoğlu, “Bu Anaokulları Ankara Üniversitesi Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı’na bağlı olarak çalışmalarını sürdürüyor ve Anaokullarından öncelikli olarak Ankara Üniversitesi akademik ve idari personelinin çocukları yararlanıyor. Ankara Üniversitesi Uygulama Anaokulu 1 ve Çocuk Kulübü’nde, 3-6 yaş grubu çocuklara okul öncesi eğitim, ilköğretim çağındaki çocuklara da etüt hizmeti veriliyor, okul öncesi eğitim programlarının hazırlanmasında Milli Eğitim Bakanlığı okul öncesi eğitim programı esas alınıyor. Ankara Üniversitesi Uygulama Anaokulu 2’ye ise 3-6 yaş grubu çocukları devam ediyor. Milli Eğitim Bakanlığı okul öncesi eğitim programı ile birlikte her çocuğun, kendi kapasitesi doğrultusunda öğrenebileceğini temel alan Montessori yaklaşımına dayalı bir eğitim programı uygulanıyor. Anaokulları ile hem eğitim veriyoruz hem hizmet ediyor” diye konuştu.

Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi
Sağlık Bilimleri Fakültesinin bilimsel hakemli bir dergi çıkarmaya başladığını belirten Prof. Dr. Hablemitoğlu, “Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi tarafından yılda üç kez yayınlanan sağlık ve sosyal bilimler alanında bilimsel çalışmaların yer aldığı bir yayınımız var. Disiplinlerarası bir yayın anlayışını benimseyen derginin, üniversite öğretim elemanlarının bilimsel ve akademik çalışmalarına tartışma ortamı yaratması amaçlanıyor. Sağlık Bilimleri Dergisi’nin konularıyla ilgili lisans ve lisansüstü öğrenciler, yakın disiplinlerde öğretim, bilim ve uygulama yapan elemanlar için birer referans niteliğini taşıyacağını düşünüyoruz” dedi.

Sosyal Etkinlikler
2009 yılında taşındığı Cebeci’deki yeni yerleşkesinde eğitim-öğretim faaliyetlerine devam edildiğini kaydeden Prof. Dr. Hablemitoğlu, birçok akademik ve kültürel faaliyetlere ev sahipliği yaptıklarını söyleyerek bunlardan bazılarını sıraladı;
• Çocuk ve Gençlerde Madde Bağımlılığı
• Uluslararası Sağlık Güvenliği ve Türkiye
• Afetlerde Hastane Hizmetleri
• Kadına Yönelik Şiddetin Ekolojisi
• Toplumsal Cinsiyet Bağlamında Şiddete Bağlı Travma ve İstismarı Önleme
• Türkiye’de Çağdaş Sosyal Hizmetin Gündemi: İnsan Hakları ve Sosyal Haklar
• Yaşlılar Haftası nedeni ile, Cumhuriyetimizden Büyük Hepimizden Genç: Öğretmen Saadet Berna
• Kişilerarası İlişkilerde Sosyal Yakınlık ve Cinsel Taciz: Ne Kadar Uzağındayız
• Atatürk, Türk Havacılığı ve Havacılığın Sağlık Hizmetlerindeki Rolü
• Kronik Hastalıkların Bakımında Lider “ Hemşireler” Sempozyumu
• Kariyer Günleri 2010
• Türkiye Drama Liderleri Buluşması ve Ulusal Drama Semineri 2010
• Sosyal Kalkınma ve Sosyal Hizmet Sempozyumu 2010 gibi çeşitli panel, konferans ve sempozyum gibi etkinliklerdir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge