Ana içeriğe atla

ORTADOĞU ÜLKELERİ KEMİK İLİĞİ NAKLİNDE TÜRKİYE’Yİ TERCİH EDİYOR

İsrail ya da Ürdün de yapılan nakiller sonrasında hastaların bir süre sonra yaşamını yitirdikleri bilgisini veren Suriyeli yetkililer, kemik iliği naklinin başarı ile yapılması nedeniyleTürkiye'yi tercih ediyorlar.

Suriye'deki Askeri Teşhir Hastanesi ile Bayındır Hastaneleri arasında yapılan işbirliği protokolü kapsamında Türkiye'ye tedavi görmek için gelen 15 yaşındaki lösemi hastası D.M'aya kemik iliği nakli gerçekleştirildi. Yurt dışında başarılara imza atan Hematoloji Uzmanlık Derneği Başkanı ve Bayındır Hastaneleri Hematoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman Dinçer, Ortadoğuda kemik iliği naklinin Katar ve Ürdün gibi ülkelerde yapıldığı kaydetti. Bu ülkelerde yapılan nakil koşullarının Türkiye'de daha iyi olmasından dolayı ülkemizin tercih edildiğini söyleyen Prof. Dr. Dinçer, “Kemik iliği nakli İsrail'de 150 bin Avro'ya, Ürdün'de 100 bin dolara yapılıyor. Türkiye'de ise hem daha kaliteli, hem daha iyi şartlarda hem de yaklaşık 75 bin dolara yapılıyor” dedi.

“İsrail ya da Ürdün de Yapılan Nakiller Sonrasında Hastaların Bir Süre Sonra Yaşamını Yitiriyor”
Suriyeli bir hastaya Türkiye'de ilk kez kemik iliği nakli yapıldığını belirten Prof. Dr. Dinçer, “Operasyon, Suriye'de çok ses getirdi. Çünkü Suriye'deki yetkililer, 'İsrail ya da Ürdün de yapılan nakiller sonrasında hastaların bir süre sonra yaşamını yitirdikleri' bilgisini verdiler. Naklin başarı ile yapılması Türkiye'de hem sağlık turizmi hem de Türk hekimlerinin başarısına iyi bir örnek teşkil etmesi açısından çok önemli. Türkiye'nin bu alanda çok ileri durumda” diye konuştu.

Suriye'den Gelen ve Türkiye'de Kemik İliği Yapılan İlk Hasta
Prof. Dr. Dinçer konu ile ilgili şunları kaydetti: “Suriye'deki Askeri Teşrin Hastanesi ile Bayındır Hastaneleri arasında yapılan protokol sonrasında 15 yaşındaki lösemi hastası D.M'un tedavisi için Türkiye'de hazırlıklara başlandı. Suriye'de yaklaşık bir yıldan bu yana lösemi tedavisi gören D.M, Temmuz ayında Türkiye'ye geldi ve tedavisi planlandı. Yaklaşık 2 ay Türkiye'de lösemi tedavisi gördü. Ardından kuzeninden kemik iliği nakli gerçekleştirildi. D.M, Suriye'den gelen ve Türkiye'de kemik iliği yapılan ilk hasta unvanını taşıyor. Başarılı geçen nakil sonrasında, geçtiğimiz hafta içinde kontrol için Türkiye'ye gelen D.M, sağlıklı bir şekilde günlük yaşantısına döndü. Tüm tedavisi 3-4 ay süren ve hepsi Türkiye'de gerçekleştirilen D.M'nin genel sağlık durumu gayet iyi.”

D.M: “Kendisini Türk Hekimlere Emanet Ettiği İçin Çok Şanslıyım”
Suriye'den Türkiye'ye lösemi tedavisi için gelen ilk hasta unvanını taşıyan ve 12 Temmuz 2010 tarihinden bu yana Bayındır Hastanesi Söğütözü Kemik İliği Nakli Ünitesi'nde tedavi gören D.M, geçtiğimiz hafta içinde taburcu oldu.

Türkiye'den ayrılmadan önce kendisini Türk hekimlere emanet ettiği için çok şanslı ve sağlığına kavuşmanın heyecanı içinde olduğunu ifade eden D.M doktorlarına duygu dolu bir mektup bıraktı. D.M'nin doktorlarına yazdığı mektup şöyle:
''Ben D.M. Arap Suriye Cumhuriyeti'ndenim.
2010 Şubat ayı sonunda hastalandım. Suriye'de bulunan Teshrin Hastanesi'nde kemoterapi tedavisi aldım ve Kemik İliği Nakli'ne ihtiyacım olduğunu öğrendim. Ancak böyle bir tedavi ülkemizde yoktu. Askeri Teshrin Hastanesi'nden Dr. Hala Hadish ve Dr. Muhammed Barr Ali ile Suriye Tıbbi Yardımlaşma Örgütü Başkanı Dr. Khaled Ataya'nın yardımları ile Türkiye'ye tedavimin gerçekleşmesi için gönderildim.
Bayındır Hastanesi'ne 12 Temmuz 2010 tarihinde ulaştım. Ancak hastaneye gelirken çok korkuyordum. Hastalığım ve tedavisi için çok endişelerim vardı. Kullanacağım ilaçlar, acı çekmek ve dil konusunda yaşayacağımı düşündüğüm sıkıntılarım mevcuttu. Herkes güleryüzlü ve yardımcıydı. Böylece kendimi hastanede değil de evimde gibi hissettim.
Prof. Dr. Süleyman Dinçer, Uzman Dr. Cafer Aksoy, Dr. Ahmet Oymak ve Dr. Buket Çiçek bir insan olarak değil de sanki gökyüzünden inmiş birer melek gibilerdi. Benim için aynen annem gibi sevdiğim Dr. Hadish gibi oldular. Gelişimden bu yana her zaman bir ihtiyacım olup olmadığını sordular ve her türlü sorunumu çözmeye çalıştılar. Şimdi Allah'ın izni ile Suriye'ye evime dönüyorum. Benimle ilgilenen herkese çok teşekkür ediyoruz.
Teşekkürler.
D.M.''

Türk Doktorlar Suriyeli Hekimlere Eğitim Veriyor
Askeri Teşrin Hastanesi ile Bayındır Hastaneleri arasında yapılan protokol gereği, Suriyeli hekimler Türkiye'de bir süre eğitim aldı. Protokol uyarınca iki ülke arasında hasta değişimleri yapılacak. Türk hekimler tarafından, Suriye'de Talesemi ve kök hücre toplantıları düzenlenecek.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge