Ana içeriğe atla

PERFORMANSA GÖRE, NOBEL ÖDÜLÜ ALMAK 4 BİN PUAN!

Türk Tabipleri Birliği (TTB) TTB Merkez Yönetim Kurulu Başkanı Eriş Bilaloğlu “Performans sistemi taslağındaki puanlara göre, bir hastasının kalbindeki tümörü ameliyat eden hekim 2 bin puan alırken, kalbi duran bir hastayı yeniden canlandırma işlemi için 200 puan veriliyor. Taslakta, Nobel ödülünün puanı 4 bin puan” dedi.

Türk Tabipleri Birliği (TTB), 31 Ocak 2011 tarihinden itibaren üniversite hastanelerinde uygulanmaya başlayan performans sisteminin tıbbi uygulamaları değersizleştireceğini ve halk sağlığını tehdit edeceğini bildirdi. TTB Merkez Konseyi Yönetim Kurulu üyelerinin katılımıyla, TTB Genel Merkezi'nde yapılan basın toplantısında performans sistemi ile ilgili değerlendirmede bulunuldu. Basın toplantısına TTB Merkez Konsey Başkanı Dr. Eriş Bilaloğlu, Genel Sekreter Prof. Dr. Feride Aksu Tanık, Merkez Konsey Üyeleri Prof. Dr. Gülriz Ersöz ve Doç. Dr. Özlem Azap katıldı.

TTB Merkez Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Özlem Azap da çeşitli ülkelerde farklı şekillerde uygulanan ve ülkemizde Sağlık Bakanlığı hastanelerinde uzun zamandır uygulanmakta olan 'performansa göre ücret' politikasının, 31 Ocak 2011 tarihinden itibaren üniversite hastanelerinde uygulamaya başlanacağını söyledi.
Yasa'nın, YÖK'e, üniversite hastanelerinde performans uygulamalarını düzenlemesi için verdiği sürenin, Ocak sonunda dolacağını belirten Azap, ''Buna rağmen YÖK, halen bir metin hazırlayamamıştır. Ortada performansın nasıl uygulanacağına dair taslaklar dolaşmaktadır. Bu taslaklarda yer alan düzenlemelerin mantık dışılığı bir yana, hem dünyadaki hem de ülkemizdeki deneyimler, böylesi bir ücretlendirme yönteminin, sağlık alanında büyük tahribatlar yarattığını açıkça göstermektedir'' dedi.

“Nobel Ödülü 4 Bin Puan”
TTB Merkez Konseyi'nin Performansa göre ücret konusunu, sağlık alanındaki birçok diğer başlıkla birlikte, Ankara'da 47 Uzmanlık Derneği'nin başkanlarının bir araya geldiği toplantıda, ayrıntılı bir şekilde ele aldığını söyledi. Toplantı hakkında şu bilgiler verildi: “Toplantıda, 'performansa göre ücret' uygulamasının sınırlandırılması gerekirken, tam tersine üniversite hastanelerini de kapsayacak şekilde yaygınlaştırılmasının, hem halkımızı hem de sağlık çalışanlarını ciddi sorunlarla karşı karşıya bırakacağı, bu nedenle kesinlikle yürürlüğe girmemesi gerektiği konusunda görüş birliği oluşmuştur. Çünkü ağır hastalığı olanlar uygun ve yeterli tedaviye ulaşamamaktadır. Tanı ve tedavisi zor ve zahmetli olan hastalıklar 'performans puanı' getirmediğinden, öncelik daha kolay, puanı daha yüksek ve daha az risk taşıyan hastaların tedavisine verilmektedir. Sistem, tıbbi uygulamaların bilimsel, doğru ve nitelikli olmalarına bakılmaksızın, sadece sayısına göre değerlendirilmesidir. Çünkü tıbbi tanı ve tedavi yaklaşımlarını, parasına göre sınıflamaktadır. Ortada dolaşan taslaktaki puanlara bakılacak olursa, örneğin, bir hastasının kalbindeki tümörü ameliyat eden hekim 2 bin puan alırken, kalbi duran bir hastayı yeniden canlandırma işlemi için 200 puan veriliyor. Taslakta, Nobel ödülünün puanı 4 bin puan. Bu puanlar neye göre hesaplanmaktadır?”

“Performansa göre Ücret”
Azap, performansa göre ödeme yapılmasına ilişkin YÖK taslağında, performans ödemelerinin 'ancak ve ancak performans üretilirse ve üretenlere ödeneceğinin' belirtildiğini söyledi. Azap, son bir-iki ay içinde İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Adana, Aydın, Denizli, Kocaeli, Trabzon, Isparta ve Eskişehir illerinde, Tıp Fakültelerinde öğretim üyeleri ile yapılan toplantılarda, öğretim üyelerinin performans sistemine karşı çıktığı görüşünün edinildiğini söyledi.

İmza Kampanyasına 3 Bin 500 Kişi Katıldı
TTB Merkez Konseyi Başkanı Eriş Bilaloğlu, TTB tarafından yürütülen imza kampanyasına 3 bin 500 akademisyen, asistan ve tıp öğrencilerinin katıldığını belirterek, performansa dayalı ücret uygulamasından vazgeçilmesi gerektiğini söyledi. Bilaloğlu, üniversite hastanelerinin Sağlık Bakanlığı ile ilişkilendirilmesinin akademik özerkliğe aykırı bir gelişme olduğundan gündemden çıkarılması gerektiğini belirterek, tıp fakültelerine gittikçe artan sayıda öğrenci alınmasının eğitim kalitesini düşürdüğünden engellenmesi gerektiğini vurguladı. Alt yapısı ve eğitmen kadrosu olmayan tıp fakültelerinin açılmasına izin verilmemesi ve üniversitelerde eğitim ve araştırma faaliyetlerinin genel bütçe kaynaklı bir finansal güvence altında olması gerektiğini söyleyen Bilaloğlu, taleplerini içeren kampanyayı YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’a iletilmek üzere randevu talep ettiklerini ancak henüz bir yanıt gelmediğini ifade etti.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge