Ana içeriğe atla

TÜRK ANESTEZİYOLOJİ VE REANİMASYON DERNEĞİ


Ameliyat sonucunda istenmeyen bir yan etki veya komplikasyon durumunda basında kötü şekilde yer alan bir tıp dalı olmaktan kurtulmak istediklerini belirten Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği Başkanı Prof. Dr. Şükran Şahin, birçok başarılı operasyona imza atan anestezi uzmanlarının doğru anlatılmasını istediklerini kaydetti.


Esra Öz: Derneğiniz hakkında kısaca bilgi verir misiniz? Prof. Dr. Şükran Şahin: 1956 yılında kurulan Anesteziyoloji cemiyeti, 1972 yılında Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği adını aldı.


Ne gibi faaliyetleriniz var? Derneğinize kimler üye olabiliyor?


Şu anki üye sayınız nedir? Anesteziyoloji ve Reanimasyon uzmanı hekimlerin, asistan ve araştırma görevlilerinin bilgi ve becerilerinin arttırılması için çalışmalar yapıyoruz. Türkiye’de uzmanlık eğitimi kalitesinin yükseltilmesi için faaliyetlerde bulunurken, üyelerimizin çalışma yaşamlarında karşılaştığı idari, yasal ve bilimsel anlamda çeşitli sorunlarda destek oluyoruz. Derneğimiz, ülke çapında sürekli tıp eğitimi kapsamında konferanslar, ulusal ve uluslararası kongreler, bölgesel ve genel sempozyumlar ve mezuniyet sonrası kurslar ve atölye çalışmaları düzenlemektedir. Türkiye’de Anesteziyoloji ve Reanimasyon uzmanlık eğitiminin kalitesinin yükseltilmesi ve standart bir zemine oturtulması için çalışmalar yürütüyoruz, bu alandaki bilimsel çalışma ve araştırmaları teşvik ediyoruz. Derneğimiz, ilerleme ve daha iyiye ulaşılmasını sağlama amacıyla gerektiğinde yarışmalar düzenleyerek, ödüller veriyor.


Bin 700’ün üzerinde üyemiz vardır. Üyelerimizin önemli bir kısmı cerrahi girişimler sırasında hastaların ağrı duymamaları yanında bu dönemi güvenle geçirebilmelerini sağlamak üzere anestezi uzmanı olarak çalışıyor. Yine önemli diğer bir kısım üyemiz; Anesteziyoloji ve Reanimasyonun çalışma alanına giren, Yoğun Bakımlarda yaşamını tehdit eden ileri derecede hastalığı olan hastaların bakımında ve Ağrı tedavisi (Algoloji) bilim dalında çalışmakta, geçirilemeyen ağrıların tedavisinde yoğunlaşıyor.


Derneğinizin yeterlik kurulu ve yeterlik sınavı var mı? Yapılan sınavlar hakkında bilgi verir misiniz?


Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği yeterlik kurulu (TARD-YEK), ulusal yeterlik belgelendirmesi eğitimin standardisazyonu, eğitim kurullarının teknik ve eğitsel alt yapılarının değerlendirilmesi çalışmalarını gerçekleştirmek amacıyla kuruldu. Bu görevi çerçevesinde TARD yönetim kuruluna bağlı olarak çalışan bir kuruluş. En önemli amacı TARD-YEK belgelendirilmesinin, öncelikle Avrupa Uzmanlık Dernekleri Yeterlik Kurulu (UEMS/EBA) ve Avrupa Anestezi Derneği’nin (ESA) hazırladığı Avrupa Anesteziyoloji ve Reanimasyon yeterlik belgelendirilmesine nitelik olarak paralellik göstermesini sağlamak ve daha sonra, eşdeğer olarak işlem görebilmesi için çalışmalar yapılıyor. TARD-YEK belgesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon uzmanı olan kişilerin profesyonel aktivitelerini hiçbir şekilde kısıtlamayan ancak özendirici bir ödül belgesi niteliğinde olan, herhangi bir şekilde yasal bir yeterlilik derecesine, imtiyaz nedenine veya bir lisansa karşılık gelmiyor. Ancak TARD-YEK sınavlarına girmek veya belgesine sahip olmak için başvuruda bulunmak gönüllü bir çabadır.


Branşınızı ve derneğinizi, dünya ile değerlendirdiğinizde nerede görüyorsunuz? Sizce neler yapılmalı?


Türkiye Anesteziyoloji ve Reanimasyon alanında diğer dünya ülkeleri ile karşılaştırıldığında teknik ve mesleki bilgi anlamında oldukça ileri düzey yer alıyor. Ancak nüfus sayısı göz önünde bulundurulduğunda hekim sayısının azlığı önemli ölçüde göze çarpıyor. Bu anlamda anestezi alanında çalışacak hekimlerin çalışma koşullarının iyileştirilerek yeni hekimlerin özendirilmesi anlamında çok ciddi çalışmalar yürütüyoruz.


Dernek başkanlığınız süresince hedefleriniz nelerdir?


Daha önce alt yapılarını hazırladığımız ve üyelerimizin kendi çalıştıkları ünitelerde eksik kalan bilgi ve görgülerini yurt içi ve yurt dışı rotasyon programlarında ilerletebilmeleri konusundaki projelerimizi hayata geçirmeye başlıyoruz. Bu yıl gerçekleştireceğimiz bir diğer projede, yurtdışı yayınlar konusunda ciddi bir gereksinim olan İngilizce makale düzeltimi konusunda üyelerimize yardımcı olacağız. Bilimsel konular yanında sosyal konularda da gerek mesleki kötü uygulamalar ile ilgili sağlık sigortası, gerekse mesleğimiz ile ilgili diğer yasal konularda üyelerimize yardımcı olmaya çalışmak da projelerimiz arasında yer alıyor.


Branşınızda yapılması gerekenler nelerdir?


Anesteziyoloji ve Reanimasyon branşının önemi giderek daha çok anlaşılmakla birlikte, gerek yönetimler ve diğer branşlar, gerekse halkımız arasında önemi hala çok iyi bilinmiyor. Ancak istenmeyen bir yan etki veya komplikasyon durumunda basında yer alan bir tıp dalı olmaya devam ediyor. Hekime çok büyük bir sorumluluk yükleyen, uzun çalışma ve nöbet saatleri, anestezik gazlara maruz kalma ve stres ile iş yükünün çok ağır olduğu bu branşta çalışma koşullarının iyileştirilmesi çok önemli.


Özellikle branşınızla ilgili bir beklentiniz var mı?


En önemli beklentimiz çalışma koşullarımızın iyileştirilmesi, özellikle riskli hastalarda kullanılması gereken araç ve gereçlerin ülkemizin her bölgesindeki her hastanede bulunabilir olmasıdır.


Branşınızın uzmanlık süresi ve içeriği sizce yeterli mi, yan dal hakkında ne düşünüyorsunuz?


Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanlık eğitimi süresi ülkemizde 4 yıl olmakla birlikte pekçok eğitim kurumunda bu dönem ancak 5 yılda tamamlanabiliyor. Anesteziyoloji ve Reanimasyon branşına bağlı 2 adet yan dal mevcut; Yoğun Bakım ve Algoloji. Bu yan dallarda yetişmiş anestezi uzmanı hekimler hastalara en az konu ile ilgili diğer branş hekimleri kadar çok yararlı katkılar sağlayabiliyor.


Branşınızın tercih edilme oranı nedir?

Anesteziyoloji ve Reanimasyon daha önceleri çok tercih edilmeyen bir branştı. Ancak günümüzde TUS sıralamasında tercih oranı olarak ortalarda yer alıyor.


TUS sınavı hakkında ne düşünüyorsunuz? Uzmanlık eğitimi alabilmek için sizce nasıl bir yöntem olmalı?


TUS kişilerin branşa olan ilgilerini ve o konudaki yeteneklerini ölçen bir sınav değil. Revizyondan geçirilmeli diye düşünüyorum. Tabii ki bilimsel bilgi düzeyi de çok önemli ama kişisel özelliklerin de uygunluğunun belirlenebilmesi gerekir.


Branşınızda özellikle üzerinde durulması gereken bir konu var mı?


Tıbbi yanlış uygulamalar, anestezistlerin çalışma koşullarının iyileştirilmesi, zorunlu mesleki sorumluluk sigortası, anestezist memnuniyeti, anestezistlerde tükenme sendromu, anestezide performans ve SUT (SKG) uygulamaları günümüzde en çok konuşulan mesleki sorunlarımız arasında yer alıyor. Derneklere örnek teşkil edecek çalışmalarınız nelerdir? Derneğimiz oldukça aktif çalışan bir dernek olmakla birlikte diğer mesleki derneklerin de aktif çalışmalarını büyük bir memnuniyetle izliyoruz. Üyelerimizin dernek web sitesinden kongre konuşmalarına ulaşabilmeleri, yabancı dergilerde yayın yapmak isteyen üyelerimize verilen profesyonel yardım ve hukuk, etik ve mortalite, morbidite konularındaki desteklerimiz örnek teşkil edebilir.


Dernek yönetim kurulu üyelerini tanıtır mısınız?

Prof. Dr. Şükran ŞAHİN Başkan - Uludağ Üniversitesi

Prof. Dr. Ülkü AYPAR 2.Başkan – Hacettepe Üniversitesi

Prof. Dr. Güner KAYA 2. Başkan – İstanbul Üniversitesi

Prof.Dr. Hülya BİLGİN Genel Sekreter – Uludağ Üniversitesi

Doç.Dr. Ömür ERÇELEN Veznedar – Amerikan Hastanesi

Prof. Dr. İbrahim YEGÜL Üye – Ege Üniversitesi

Prof.Dr. Asuman UYSALEL Üye – Ankara Üniversitesi

Doç. Dr. Altan ŞAHİN Üye – Hacettepe Üniversitesi

Doç. Dr. Süleyman GANİDAĞLI Üye – Gaziantep Üniversitesi


Dernek tarafından düzenlenen etkinlikler nelerdir?


Konferanslar, ulusal ve uluslararası kongreler, bölgesel ve genel sempozyumlar ve mezuniyet sonrası kurslar düzenlemektedir. Dernek iletişim bilgilerini verebilir misiniz?

TARD Merkezi –TARD Merkez Binası İnönü Cad. Zambak Apt. No:7/4 34437 Taksim İstanbul TEL:0212 251 75 55

FAX:0212 251 75 56



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge