Ana içeriğe atla

ROMATOLOJİ HASTALARINA NEDEN “İLAÇ ONAMI” İMZALATILIYOR?


Romatoloji hastalarına ilaçlarını alırken “kanser, lösemi, lenfoma” olabilir diye onam kağıdı imzalatıldığını belirten Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim dalı Başkanı Doç. Dr. Ahmet Mesut Onat: “Neden sadece Romatoloji hastalarına bu onam imzalatılıyor ve eczaneye teslim ediliyor. Ayrıca kronik olan bu hastalık için neden 3 ayda bir sakat insanların tekrar rapor alma zorunluluğu var. Bunlara anlam veremiyorum. Bu durumu hem o alanda uzmanlaşmış hekim hem de hasta yakını olarak merak ediyorum” dedi.

Ankilozan spondilit, hastalığı bel veya kalça ağrısıyla, diz ayak bileğinin şişliğiyle belirti veriyor. Hastanın hikayesi laboratuar testleriyle destekliyorsa ayrıca, aile hikayesi ve sedef ile bulgu veriyor. Hasta sıklıkla bel ağrısı şikayetiyle geliyor. Romatoid artirtte ise, hasta eklemlerindeki şişlikler ve eklem ağrısıyla geliyor. Hasar yıllarca ağrıyla ve eklemleri çürüterek devam ediyor. Her hasta illa çok şikayetle belirti vermiyor. Romatoloji alanında önemli yer tutan Romatid artrit ve ankilozan spondilit hastalarının yaşadığı zorlukları hem o alanda uzmanlaşmış hekim hem de hasta yakını olarak anlatan Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim dalı Başkanı Doç. Dr. Ahmet Mesut Onat, şunları kaydetti: “Etkin ilaçların kullanımına karşı Sağlık Bakanlığının yaptığı değişiklerle birlikte zorluklar yaşanmaya başlandı. Eşim, ankilozan spondilit hastası ve TNF inhibitörü kullanıyor. SUT’ta yapılan düzenleme sonucu, eşime ilaç veremez duruma geldim. Eşimin tanısında ve tedavisinde sıkıntı yok ancak, tedavi gördüğü tek ilaçta TNF inhibitörleri ve şu an ki prosedürleri zorlaştırıldı. Bu değişiklikle hastaların yüzde 10’unun ilaca ulaşması zorlaşacak. 3 ayda bir sakat insanların rapor yenilemesi neden gerekiyor. Hasta birçok onam imzalamak zorunda bırakılıyor. Madem ilaçların kullanımında onam gerekiyor o zaman kilo verdirici ilaçlara da karaciğer yetmezliğine yol açar diye onam getirilsin. Sadece bizim ilaçlarımızda onam formu neden eczacıya veriliyor. Hastalar “kanser, lösemi, lenfoma olabilir” diye onama imza atıyor. Eşimden dolayı çok muzdaripim ve nasıl çözüm bulacağımı bilemiyorum.”

Sessiz Hırsız
Romatoid artirt ve ankilozan spondilit hastalıklarında en büyük sorunun hastaların romatolojiye geç gelmeleri ve geç tanı konması olduğunu kaydeden Doç. Dr. Onat, “Bu hastalık aslında sessiz hırsız gibi. Ankilozan spondilit özellikle tedavi edilmediğinde ciddi iş gücü kaybına ve genç erkeklerde sakatlığa yol açar. İlk iki yılda tedaviyi kaçırdığınızda, aynı ilaçları kullansanız da aynı etkiyi göremiyorsunuz. Hastanın bu iki yılı kaçırmaması gerekiyor” dedi.

“Hastaların Yüzde 15’i Romatizması Varken Bel Fıtığı Ameliyatı Oluyor”
Dünyada ve Türkiye’de sağlık sistemlerine göre değişen oranlarda hastanın hekime ulaştığını dile getiren Doç. Dr. Onat, “İngiltere’de aile hekimliği uygulamasından dolayı İngiliz hekimler hastaların tanısının konmasının geciktiğinden şikayet ediyor. Ankilozan spondilit’te gecikme dünya’da 7 ila 10 yıl civarında görülüyor. Ülkemizde de nu oran geçerli. Yakın zamanda yaptığımız bir çalışma sonucunda hastaların yanlış yere bel fıtığı ameliyatı olduğu ortaya çıktı. Hastaların yüzde 15’i romatizması varken bel fıtığı ameliyatı oluyor” diye konuştu.

Erken Artrit Çalışması
Erken Artrit Çalışmasını başlattıklarının bilgisini veren Doç. Dr. Onat, “Türkiye’de yapılmayan bir şey var. Aile hekimliği uygulamasına geçiyoruz. Ancak Romatoloji Bilimdalı ve eğitimi halen birçok üniversitede yok. Dolayısıyla hekimlerin yüzde 50’si romatoloji eğitimi almadan mezun oluyor. Türkiye’de toplam 170 romatolog var. Aile hekimlerini belli periyot içerisinde romatoid artrit ve ankilozan spondilit hakkında eğitim vermeye başlayacağız. Hastalığın erken tanısının konması için bu çalışmaya başladık. Yaklaşık 500 aile hekimine ücretsiz eğitim vereceğiz. Devamında hastaları aile hekimleriyle birlikte değerlendirme imkanı da olacak. Gaziantep, Kilis ve Adıyaman’da yaklaşık 2-2,5 milyonluk bir nüfusa hitap eden aile hekimlerine, hastaları gösterip, hastayı muayene ettirip, romatizmal hastalıkları anlatacağız. Hekim bize hastayı gönderdikten sonra hastanın durumunu kendisine ileteceğiz. Böylece aile hekimlerinin bilgisi ve motivasyonu artacak. Hastaların geç tanı almasını önlemeyi hedefliyoruz. Böylece maliyetleri de düşürüyoruz” dedi.

“Hastaların 5’te Biri Tanı Alıyor”
Gaziantep’te 1,5 milyon nüfusta, beklenen romatoid artrid sayısının 25 bin olduğunu belirten Doç. Dr. Onat şunları kaydetti: “Gaziantep Üniversitesi’nde 7 yıldır Romatoloji Bölümü var ve ilimizde son 2 yılda 4 romatoloji uzmanı olduk. Bize gelen toplam hasta sayısı 5 bin. Yani hastaların 5’te biri tanı alıyor. Tanı almayan hastalar ağrı kesici alarak geçiştirilen ağrılar sonunda hastalar sakat kalabiliyor. Sakatlık demek maliyet demek. Hastalar erken tanı alıp tedavi edilirse, maliyette düşer hasta oranı ve refakatçi oranı da.”

“Toplumda yüzde 1 oranında görülüyor”
Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Bünyamin Kısacık ise, şunları kaydetti: “Bilim dalımızda hem uluslararası ilaç çalışmalarına katılım hem kendi ürettiğimiz hayvan deneyleri hem de hasta üzerinde yapılan çalışmalar bakımında çok zengin durumda. Romatoloji hastalıkları toplumda yüzde 1 oranında görülüyor. Bölgemizde saha çalışması planlıyoruz. Bu çalışma sonrası daha net rakamlar elde edeceğiz. Mesela ayak bilekleri ağrıyan bir hasta 7 tane hekim değiştiriyor ve bu hastaya farklı tanılar konuyor. Bize 2,5 ay sonra gelen hasta, çalışamaz hale geliyor ve işten kovuluyor. Biz tedavisine başladık, şimdi daha rahat yürüyebiliyor. İşte hastalara gereksiz ilaç ve cerrahi müdahalelerin önüne geçebilmek için birinci basamak sağlık kuruluşlarının bu konuya hakim olmaları gerekiyor.”

“Anti TNF’lerin Avantajı Çok Hızlı Etki Etmeleri”
Biyolojik ajanların, hastalığın temelinde yatan bazı ajanlara yönelik ilaçlar olduğunu ve bunların başında anti TNF’lerin geldiğini söyleyen Doç. Dr. Kısacık, “Ankilozan spondilit ve romatoit artirt hastalarında eklem sıvısında anti TNF’ler gibi bazı maddelerin arttığı görülüyor. TNF bu hastalıkta kullanılabilir. Hastaya ilacı veriyorsunuz hasta bundan fayda görüyor. Çok hızlı cevap oluyor. Avantajları çok hızlı etki etmeleri, daha önce konuşulmayan remisyonunun daha öne çıkmasını sağlamasıdır. Ancak ilaç maliyetleri çok fazla arttırdı” diye konuştu.

Romatoloji Bölümü’nden Örnek Proje: Romatoloji Ormanı
Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilimdalı “Her Hastaya Bir Fidan, Her Fidanda Bir Yaşam” sloganıyla, Gaziantep Bayraklı Tepe mevkiinde bulunan yaklaşık 20 dönümlük kıraç araziyi başlattığı kampanya ile ağaçlandırma çalışmalarını yürütüyor. Romatoloji Ormanı'nda gerçekleştirilen ağaç dikme törenine Gaziantep Valisi Süleyman Kamçı, Gaziantep İl Çevre ve Orman Müdürü Mesut Niziplioğlu, hastane yöneticileri ve doktorlar ile çok sayıda hasta katıldı. Bu proje ile sosyal sorumluluk projesi yürütmek, hastalığa dikkat çekmek ve tıp fakültesi öğrencilerinin motivasyonunu artırmayı hedeflediklerini belirten Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim dalı Başkanı Doç. Dr. Ahmet Mesut Onat, öğrencileri ders ortamından çıkartıp sosyal program içerisinde bulundurmayı istediklerini kaydetti. Doç. Dr. Onat, yıllardır birlikte olup hep acı günlerinde yanlarında oldukları hastaları ile güzel bir günde ve güzel bir amaçla bir araya gelmek için bu projeyi planladıklarını, birlikte ağaç dikerek hastaları ile aralarındaki bağı daha da köklü hale getirmek istediklerini belirtti. Doç. Dr. Onat, “Tamamen gönüllüler ve sivil toplum kuruluşlarının katkılarıyla oluşturulan Romatoloji Ormanı ile birlikte hem ülkenin daha yeşil olmasına katkı sağlayacak hem de sakatlık verici ve hatta bazen hayatı tehdit eden iltihabi romatizmal hastalıklara daha erken teşhis için toplumun dikkatini çekmeyi amaçlıyoruz” dedi.

“Hasta ve Hekim İlişkisi Sinerji ve Güven Zemininde Gelişebilir”
Romatoloji bölümü öğretim üyelerinden Doç. Dr. Bünyamin Kısacık da uzun süreli hastalıklarda daha başarılı tedavi sonuçlarının elde edilebilmesi için hasta ve hekim ilişkisinin sinerji ve güven zemininde gelişebileceğini ve Romatoloji Ormanı projesi ile farklı bir sosyal projeye imza attıklarını ifade etti. Abbott’un desteği ile sürdürülen kampanya kapsamında toplam 2 bin 300 çam fidan dikildi. Her hastaya bir fidan ve her fidanda bir yaşamı kendisine slogan edinen bu projenin, kalıcı sakatlıklara yol açan başta romatoid artrit ve ankilozan spondilit olmak üzere iltihabi romatizmal hastalıkların erken teşhis edilmesi ve bu hastaların romatoloji uzmanlarının düzenli takibine girmelerine de vurgu yapacağı amaçlanıyor. Doç. Dr. Onat ve Doç. Dr. Kısacık, erken teşhisin tedavi sürecine de olumlu katkıları olacağını bir kez daha bu proje ile vurguladılar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge