Ana içeriğe atla

İSTANBUL'A BİR SAĞLIK KAMPUSU DAHA

Kampus hastaneler hakkında Sağlık Dergisi’ne bilgi veren Sağlık Bakanlığı Kamu-Özel Ortaklığı Daire Başkanı Abdulvahap Yılmaz, “Yatırım yapılan ülkeler arasında değiliz şu an. Ancak buna rağmen sağlık alanında diğer ülkeleri yatırım yapma konusunda ikna ettik” dedi.

Sağlık Bakanlığı Kamu-Özel Ortaklığı Daire Başkanı Abdulvahap Yılmaz, Başbakan Erdoğan'ın İstanbul Anadolu yakasına sağlık kampusu sözü vermesi üzerine İstanbul Süreyya Paşa'ya kampus hastane yapılacağını açıkladı.
Yılmaz, yabancı yatırımcının PPP yani yap-kirala-devret modeliyle yapılan sağlık kampuslerine yoğun ilgi gösterdiğini söyledi. Yılmaz, “Alarko Siemens, Philips, İtalyan, Amerikan, Avusturya, İspanyol ve İngiliz firmalar var. Yerli yatırımcı bu model kabul edilecek mi diye önce izledi. Sonra onlar da ilgili göstermeye başladılar” dedi.
Katılımların gün geçtikçe arttığını anlatan Yılmaz şöyle konuştu: “Yatırım yapılan ülkeler arasında değiliz şu an. Ancak buna rağmen sağlık alanında diğer ülkeleri yatırım yapma konusunda ikna ettik. Bu projeler sadece sağlıkta değil diğer kamu kurum ve kuruluşun da önünü açacak projeler. Eğitimde olsun, Adalet Bakanlığı'nda, Ulaştırma ve Enerji Bakanlığı'nda olsun bu projeler öncülük yapıyor. Bu bakanlıklar bize geldiler temaslarımız sürüyor bu konuda.”

Artık Kimse Kaliteden Kaçamayacak
Başbakan Erdoğan'ın Kızılcahamam konuşmasındaki 'kalite' vurgusunu hatırlatan Yılmaz, “Kaliteyi getireceğiz. Kaliteli şehirler, her şeyde kalite ölçümüz olacak. Artık kimse kaliteden kaçamayacak, bizim bu modelde hiç kaçamıyor. Şimdi düşünün ki normal ihale modellerinden firma ihaleyi yapıyor. Büyük kırımlarla yapıyor bunun kabulleri yapılıyor ama firma kabulden sonra kayıp. Çatı çökmüş duvarın boyası bir yılda gitmiş, kapı bir yılda bozulmuş, kesin kabul yapıldığında geri dönüşü yok. Kesin kabul 1-2 yıl içerisinde yapılıyor. Ondan sonra müteahhidi bulamıyorsunuz. Bu modellerde yaptığımız imalatlar devlete daha pahalıya mal oluyor. Niye çünkü, devlet onları değişmek zorunda kalıyor. Adam kayıp, iflas etmiş olabilir, efendim ben kabulüm yapıldı bitti benim işim diyebilir. Ki Türkiye’de 5 yıl sonra bir müteahhidi çağırıpta gel şu çatıyı düzelt, gel duvarı düzelt denilen bir iş duymadım. Ama burada kiracı olduğunuzdan, sizinle birlikte 25 yıl sizden ayrılamıyor. Yani o kaliteyi korumak zorunda. Çünkü ben kalite istiyorum. Standart koyuyorsunuz. Ben 25. yılda da bu kaliteyi istiyorum diyorsunuz. Kamuda böyle bir şey var mı? Bizim 10. yılını doldurmuş binalarımıza maliyeti kadar yenileme yapıyoruz. Belki daha pahalıya mal oluyor. Yenilik gerektiğinde kendileri yapacaklar, bu da maliyete neden olmayacak. 25 yıl boyunca bütün yenileme ihtiyaçları bu fiyatların içerisindedir. Ama şimdi, bir yol yapımı düşünün her yıl yenileniyor o asfalt ya bu ne oluyor, bu maliyet değil mi. bordür her yıl yenileniyor. Hadi 10 yıl sonra değişseniz anlarımda eski bir belediyeci olarak, ama her yıl bordür değişmenizi anlayamam” diye konuştu.

Kaliteden Kaçan Cezasını Öder
PPP modelinde firmanın 25 yıl boyunca aynı kaliteyi vermek zorunda olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Ameliyathanedeki sterilizasyon sağlanamadığında gerekirse komple sterilizasyonu değiştirecek ve geçen sürede de ceza yazılacak. Çünkü kaliteden kaçtın, benim ameliyathane gelirlerimi engelledin. Sistem bu, o yüzden kaçışı yok. Şu anda sorun olduğunda bir şey yapamıyoruz, onun bir tamir süresi var. O süre içerisinde polikliniğin arızasını gidermediğinde ben o poliklinikte kaç tane hasta baktım ne kadar gelir elde ettim. Tümünü hizmetten kesiyoruz. Devlet artık, otelcilikten çıkıyor. Otelcilik hizmetlerini biz vermiyoruz. Kamuda teknik ekip vardır, kapının kolu arızalıdır 10 gündür değişmez. Prizdir yerinden çıkmıştır, 10 gün yerine takılmaz. Devlet maaşımı ödüyor nasılsa, burada söz konusu değil. Bütün yük yüklenici firmada, ben kiracıyım” dedi.

Hastanelere Gri Su Sistemi Geliyor
Yılmaz, kampus hastanelerinde yapılacak yenilikleri anlattı:“Gri su sistemleri kuruyoruz. Hastanelerde su çok tüketilir. Gri su sistemi sayesinde hastanedeki su sarfiyatını yüzde 60 oranında daha azaltıyoruz. Gri sus sistemi, bütün hastanenin suları arıtmadan geçtikten sonra pisuvarlara veriliyor. Çatı suları, yağmur suları biriktirilip ve arıtmadan geçen sular göletler oluşturulacak, yeşil alan sulamalarında otomatik sulamada kullanılacak. Kampus içerisinde gezdik. Bir üniversite sistemi kurmuş, gezdik, gölet içinde ördekler, balıklar var. Koku filan yok.”

25 Yıl Boyunca Sigortalı
Türkiye’nin deprem bölgesi olduğu için zeminin iyileştirmesinden taviz vermediklerini belirten Yılmaz, projeye göre yer ihale riskinin kamuya ait olduğunu, binanın yıkılması durumunda ise riskin karşı tarafa ait olduğunu kaydetti. . Yılmaz, binaların yıkılması durumunda yeniden yapılmasının zorunlu olduğunu ve All ri sigorta ile 25 yıl boyunca sigortalanmasını istediklerini dile getirdi.

Depreme Karşı İzolatör
Yılmaz şu bilgileri verdi: “Deprem izolatörleri, birinci derece deprem bölgesinde mutlaka izolatör koyuyoruz. Binanın 25 yılsa ömrü 50 yıla çıkartıyor. Küçük depremlerde olsa binayı yoruyor ve ömrünü kısaltıyor. Bütün bunları düşünüyoruz.

Tüm Riskler Karşı Tarafta
25 yıl sonra ticari alanların gelirleriyle renovasyonları gerçekleştireceğiz. 2002 yılından sonra her şey çok güzel oldu, 400 yataklı hastaneyi 3 yıl diyorsak 5 yılda bitiyor. Eskiden 10 yılda bitiyordu, fiyat 5’i 10’a katlıyordu. Risk durumunda yüzde 5’i iki taraf yarı yarıya bölüşüyor. Refinansman bunun da önünü açıyor. Bu tip tedbirlerde aldık. Burada zaman aşımı riski, proje riski, süre aşımı, paranın riski ve işletme riski tamamen yüklenici firmaya bırakılmış oluyor. Bu riskler rakamlarla ifade edilecek riskler değil.

Türkiye’de 3 Bin 500 Yataklı Bir Hastanenin 3 Yılda Bittiği Görülmüş mü?
Etlik Kampusunu 3 yılda bitirmeyi planlıyoruz, Türkiye’de 3 bin 500 yataklı bir hastanenin 3 yılda bittiği görülmüş mü. Etlik kampusu 1 yıl gecikse devletin kaybı 200 milyon. Çünkü Etlik, kapasitesindeki bir hastanenin, yıllık işletme maliyeti 200 milyon, sadece hastane işletme, personel ve döner sermaye hariç. Ürettiğim hizmetin maliyeti, sterilizasyon, bina bakımı gibi işletme maliyeti bizim diğer destek hizmetleri dediğimiz veya otelcilik hizmeti bunlar 200 milyon. Bu 200 milyonu üretmeyeceğim. Artık hizmetin kalitesini de fiyatlayamıyorum.

Kayseri’deki Hastanelerin Kapalı Alanı 5 Kat Arttı
Biz Kayseri’deki fizibilitemizde şunu kaydettik. Kapatacağımız hastanelerin yatak sayısı bin 430 gibi bir rakam, bizim yeni yaptığımız hastane bin 584 yatak, eski yataklı hastanenin kapalı alanı ortalama 80 bin metre kare, yeni hastanenin kapalı alanı 384 bin metre kare. Kapalı alan yaklaşık 5 kat arttı. 80 bin metre kareyi işlettiğimiz maliyete 384 bin metre kareyi işletebileceğimizi tespit ettik.

Mart Ayında Etlik Temeli Atılıyor
İhalelerde geri çekilme gibi durum olmadı. Toplam 15 ihalenin süreci devam ediyor. Kayseri’de temeli attık. Mart ayında da Etlik Kampusunu planlıyoruz. Gelecek yıl temelleri atmayı planlıyoruz. Birazda arz talep meselesi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge