Ana içeriğe atla

“TIBBİ CİHAZ SEKTÖRÜ YATIRIM, ÜRETİM, BÜYÜME SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ”


Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Tıbbi Cihaz Üreticileri Derneği (TÜDER) ortaklaşa yaptığı Çalıştay kapsamında gerçekleştirilen “Türkiye de Tıbbi Cihaz Sektörü Yatırım, Üretim, Büyüme Sorunları Ve Çözüm Önerileri” panelinde kamu yetkilileri ve sektör temsilcileri katıldı. Toplantıda sektörün yatırım, üretim ve büyüme sorunlarıyla çözüm önerileri ele alındı.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Tıbbi Cihaz Üreticileri Derneği (TÜDER) ortaklaşa yaptığı “Türkiye Tıbbi Cihaz Sektörü Yatırım Fırsatları ve Kamu Destekleri Çalıştayı”, Ankara Bilkent Otel’de gerçekleştirildi. Sektörün ülkemizdeki yatırım, üretim ve büyüme sorunlarıyla çözüm önerileri hakkında kamu yetkilileri ve sektör temsilcileri görüşlerini dile getirdi. “Türkiye de Tıbbi Cihaz Sektörü Yatırım, Üretim, Büyüme Sorunları Ve Çözüm Önerileri” isimli panelin yöneticiliğini Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Hüseyin Rahmi Çetin yaptı. Çetin şunları söyledi: “Tıbbi cihaz sektörü dinamik yapısıyla özellikle son yıllarda sürekli büyüme göstererek en hızlı gelişen sektörler arasında yerini almıştır. Tıbbi cihaz sektörü yüksek teknolojili ürünler grubunda yer almaktadır. Bu nedenle teknolojik gelişmelere paralel olarak sürekli gelişme görmekteyiz. 200 milyar doların üzerinde ihracat potansiyeli ile teknolojik açıdan ileri düzeydeki ülkeleri yakalayıp dünyada ön sıralarda görmekteyiz. Diğer taraftan ülkemizde yerli üretimin Ar-Ge temelli olmaktan ziyade montaja yönelik olduğu ve düşük teknolojik içerikli ürünler yoğunlaştığı ve içinde yüzde 85’i aşan oranlarda ithalatla karşılandığı görülmektedir. Bakanlığımız destekleriyle ilgili olarak teknoloji geliştirme kapsamında bu bölgelerde bin 746 adet firmadan tıp sektöründe 40, biyomedikal sektöründe 45 ve biyoteknoloji sektöründe ise 30 adet firmanın yer aldığını görmekteyiz.”

Türkiye’nin 2011 Yılı Tıbbi Cihazlar İhracat Rakamı 180 Milyon Dolar

“Dış Ticarete İhracat Destekleri” isimli sunumu yapan Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürü Tarık Sönmez şu bilgileri verdi: “Türkiye’nin Tıbbi Cihazlar ihracatında 2010 tam yıl rakamı 138 milyon dolar civarında, 2011 yılı 10 aylık dönemde 150 milyon dolar bizim tahminlerimizde yaklaşık olarak yılsonu itibariyle de geçici rakamlar var, 180 milyon dolar ihracatla kapatabiliriz. Yüzde 37,5 bir artışa tekabül etmektedir. Almanya, Fransa, Irak ve Azerbaycan ülkemizin tıbbi cihaz ihracatı gerçekleştirdiği ilk dört ülkeyi oluşturmaktadır. Bu ülkelerin ardından ise önceki yıllarda bu alanda hiç ihracatımızın olmadığı Somali beşinci sıraya yerleşmiş bulunmaktadır. 2010 yılı ithalata değeri 1,5 milyon dolar, yüzde 15’lik bir artışla bir önceki yıla göre. 2011 yılının 10 aylık dönemine baktığımızda 1. 400 milyon dolar yaklaşık 1.7-1.8 milyon dolar kapatmış olacağız. ABD, Almanya ve Çin ülkemizin tıbbi cihaz İthalatı gerçekleştirdiği ilk dört ülkeyi oluşturmaktadır. Bu ülkelerin arasında 9. sırasında İrlanda görülüyor. 2010 yılı itibariyle 1.4 dolarlık bir açık cari açığa negatif anlamda katkı yapan sektörlerimizden bir tanesi, 1,5 milyon dolar civarında bir açık var 2011 kümülatif rakamları itibariyle.

Dünya tıbbi cihazlar ticaretinin gelişmiş ülkeler arasında gerçekleştiğini, diğer bir deyişle endüstri içi ticaret niteliğinde olduğunu göstermektedir. Dünyada 25. en çok ithalat gerçekleştiren İrlanda ihracatta altıncı sırada ve en önemli ithalatçı ülkelerin tedarikçileri arasında en üst sıralarda yer almaktadır. En çok ithalat gerçekleştiren 22. ülke olarak ülkemizin tedarikçileri arasında ise İrlanda onuncu sırada yer almaktadır.

Sektörel Derneklere Fuar Desteği

Firmaların fuarlarının şirketler, kurum ve kuruluşlar şeklinde istifade etmek mümkün. Sektörel derneklerde aynı şekilde fuarlara dernek olarak iştirak edebiliyorlar. Burada katılım bedellerini temsilcilerin ulaşım masraflarını, eğer yetkili organizatörler milli katılım tabir edilen katılımla gidiliyor ise iki gider kalemini, bireysel katılım ise o takdirde de boş stant kirası, standart stant donanım masraflar, nakliye, temsilci ulaşım masrafları gibi masrafları karşılıyoruz. 2011 yılında 231 adet fuar bu şekilde gerçekleşmiştir. 2011 yılında 2770 adet fuar bireysel katılımı desteklenen fuarlar listesinde yer almıştır. Genel fuarlarda azami 10 bin dolar sektörel fuarlarda azami 15 bin dolar ve yaklaşık harcamanın yüzde 50’si oranında bazı istisnalarımız var. Hedef ülkeler mesela yüzde 70’i belli sektörlerde olursa yüzde 75 veriliyor. Üretici dernekler bizleri davet ederlerse tüm devlet yardımlarını bütün detaylarıyla anlatmaktan memnun oluruz. 81 ilde 125 tanıtım yaptık.

UR-GE ile Yüzde 75’e Varan Destek

Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi (UR-GE) Tebliği, proje değerlendirme marifetiyle proje şeklinde destek var. Yüzde 75’e varan bir destek. TÜDER bu anlamda diğer üretici derneğin olduğu gibi müracaatını yapıp üyeleri adına kendileri üzerinden yapılacak olan tanıtımlarda bu bahsettiğim ihtiyaç analizi, eğitim danışmanlık, yurt dışı pazarlama alım heyeti, istihdam, bireysel danışmanlık gibi teşviklerden faydalanabilir. Yurtdışı pazar araştırması desteği, şirket çalışanı ya da ortağının yapacakları pazara girişle alakalı seyahatlerinin konaklamalarının ve tanıtım faaliyetlerinin desteklenmesi şeklinde. Şirket olduğunda harcama bedellerinin yüzde 60’ı, iş birliği kuruluşu tanımına giren kuruluşlarımızda da yüzde 75’i maksimum 200 bin dolar olmak üzere desteklenmektedir.

E-Ticaret Sitelerine Üyelik Desteği ile 10 Bin Dolara Kadar Yıllık Aidat Karşılanması

E-Ticaret sitelerine üyelik desteği üyelikte fayda görülen ve denetim ve incelemeler sonucunda ilgili sektörde o üyeliğe uygun olduğunu düşündüğümüz elektronik ticaret sitelerine üyelikte yüzde 70 maksimim azami olarak 10 bin dolara kadar yıllık üyelik aidatlarının karşılanması söz konusudur. “Çevre Desteği” malınızı, ürününüzü satarken yurt dışındaki akredite edilmiş kurum ve kuruluşlardan alınması gereken bir takım kalite ve çevre belgeleri söz konusu. Bunlar içinde harcama bedellerinin yüzde 50’si oranını geçmemek üzere her bir belge bazında da 25 bin doları geçmemek üzere desteğimiz vardır.

TURQUALITY® ve Marka Desteği ile 5 Yıl Süreyle Harcamalara Destek

TURQUALITY® ve Marka Desteği kapsam, ne yazık ki tıbbi cihaz firmamız şu an için mevcut değildir. Önümüzdeki günlerde TURQUALITY® veya MARKA Programında tıbbi cihaz firmasının bulunmasını arzu ediyoruz. Tamamen objektif kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirme kuruluşlarından yapılan değerlendirmenin sonucunda değeri yetkinliği sağlayan firmaları bu kapsama alıyoruz. Bu kapsamdaki desteklerimi TURQUALITY® programında 5 yıl süreyle yüzde 50 oranında marka patent, tescil, marka tanıtım, kira gibi alanlardaki harcamaları destekliyoruz. Marka Programında ise, 4 yıl süreyle yüzde 50 karşılanıyor. TURQUALITY® programında harcamada sınır yok, harcamalarının yüzde 50’si karşılanıyor. Bu programdan en fazla faydalanan ve bizden en fazla devlet desteği alan firmalarımız bizim için en iyi firmalardır. TURQUALITY® programında 77 firma, 88 marka, Marka programında ise 33 firma, 36 markası mevcut. 185 firma müracat etmiş. Yurt dışında mağaza, ofis, depo, showroom ve franchise mağaza örgütlenme olduğunda desteklerimiz mümkün.

Samsun’da Medikal Tedarik ve Hizmetler İş Kümesi

KOBİ işbirliği ve kümelenme projesi, yer alan iller; Çorum, Samsun, Trabzon, Kahramanmaraş, Gaziantep. Samsun’da Medikal Tedarik ve Hizmetler İş Kümesi Yapılacak çalışmalar var. Kümede yer alan firmaların rekabetçiliğinin artırılması, pilot aktiviteler ile KOBİ’lerin verimliliğinin en az yüzde 20 artırılması. Samsun’da kurulan Küme Bilgi Ofisi ile kümede yer alan KOBİ’lerin ihracata yönelik faaliyetlerin desteklenmesi. Türkiye’de aynı sektörde yer alan BROP ve BROP dışı illerde işbirliklerinin geliştirilmesi. Medikal Tedarik ve Hizmetler İş Kümesi ile birlikte Uluslar arası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi Hakkında Tebliğ kapsamında proje hazırlanarak küme firmalarının yurtdışı pazarlara açılımının sağlanması.”

“Yenilikçi Uygulamalar Mali Destek Programı” ile Projenin Toplam Bütçesinin Yüzde 30’u

“İç Pazarda Yerli Ürün Kullanım Destekleri”, Tedavi Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Şencan sunumunda şunları söyledi: “Teknolojiyi geliştirecek tarafta üniversiteler, eğitim araştırma hastaneleri, sağlıkla ilgili taraflar, mühendisler, kimyacılar, biyologlar çalışacak.

Tıbbi malzeme yerli üretimi için Kalkınma Ajansları “Yenilikçi Uygulamalar Mali Destek Programı” çerçevesinde üretici firmalara hazırladıkları projelerinin toplam bütçesinin yüzde 30’ u kadar geri ödemesiz kredi verebiliyor. Sizin bu yüzde 30’u almanız ve bizimde size her türlü desteği vermemiz gerekiyor.

“Yerli Malı Teklif Eden Lehine Yüzde 15 Oranına Kadar Fiyat Avantajı”

Yerli malını teklif eden istekliler lehine fiyat avantajı uygulanması madde 61 yaklaşık maliyeti eşik değerin altında kalan mal alımı ihalelerine sadece yerli isteklilerin katılabileceğine ilişkin düzenleme yapılabilir. Ayrıca sadece yerli isteklilerin katılımına açık ihalelerde, yerli malı teklif eden yerli istekliler lehine yüzde 15 oranına kadar fiyat avantajı sağlanabilir. Mal alımı ihalelerinde yaklaşık maliyetine bakılmaksızın, tüm isteklilerin katılabileceğine ilişkin düzenleme yapılabilir ve bu ihalelerde yerli malı teklif eden istekliler lehine yüzde 15 oranına kadar fiyat avantajı sağlanabilir.

İki Önemli Eksik!

Yerli ürünlerin geliştirilmesine yönelik olarak, kamuda çalışan doktorların, “yerli üretici firmalara” Ar-Ge desteği sağlayarak ürün geliştirilmesine katkıda bulunmasının mevzuat anlamında önünün açılacak. İki eksiğimizden biri akademi sanayi ile birlikte iş yapmıyor. Bunun özendirici mevzuatı azdı ama hepsinden önce psikolojik faktörünü kırmamız lazım. Üniversitelerle ortak çalışmalar yapılsın. Bundan umutluyum yeni üniversiteler açıldı hem teknolojik hem eleman alt yapısı henüz zayıf olsa da kısa sürede artacağına ve üreticiye daha yakın noktaya gideceğini düşünüyorum. İkincisi branşlar arasında çalışma eksiğimiz var. Tıp fakültesindekiler oluşmuş veya satın almış biri ürünü kullanarak ameliyat metodunu geliştiriyor. Ama ameliyat metodunu farklılaştırmasına yarayacak el aletinin diğer tıbbi cihazın geliştirmesini yönelik kafa yormuyor. Ayrıca her türlü ürün geliştirirken sadece kullanıcı tarafından öneri getirilmemesi, diğer taraftan kimyacı, biyolog, fizikçi ve makinacı tarafından getirilecek önerilerle birleşirse bir ürüne dönüşüyor. Biz disiplinler arası ortak çalışmayı yapamıyoruz. Bu iki sorunu aşmamız lazım. Sağlık Bakanlığı tarafından potansiyelimizi sanayi ile birlikte kullanacak mevzuat düzenlemelerini 660 sayılı kanun KHK ile aştık. Yerli firmaların ürün desteği sağlamak için 209 sayılı kanunda değişiklik yaptık.

“Yetişkinler İçin En Önemli Motivasyon Aracı Paradır”

Bakanlık ve bağlı kuruluşları ile kamu kurum ve kuruluşları haricindeki kuruluş veya kişilerce, sağlık hizmetleri dışında, kurum içinde veya hizmetin gerektirdiği yerde, kurumdan istenecek bilimsel görüş, proje, araştırma ve benzeri hizmetler kurumca kabul edilecek esaslara bağlı olmak üzere yapılabilir. Karşınızdaki hastane veya üniversite hastanesi kurum olarak sizinle anlaşma yapabiliyor. Siz oradaki uzmanlarla belirlenen saatler içinde belirlenen mesai kadar hizmet alabiliyorsunuz. Size bu hizmeti veren insanlarda bir tüccarlarla gizli bir iş yapıyormuş halinden kurtuluyor. Bunun içinde kuruma para ödeyebiliyorsunuz. Ödediğiniz paranın yüzde 65’ine kadar olan tutarını buna katkıda bulunanlara ödenebiliyor. Üstelik üniversitelerden bir aşama daha ileri gittik ve tavanda koymadık. Sizin ödediğiniz para size bir-iki kişi çalışmışsa onlara verilebiliyor. Şunu biliyoruz ki yetişkinler için en önemli motivasyon aracı paradır.

“Alım Garantili Sözleşmeler Yapılabilir”

Bakanlık ve bağlı kuruluşları, sağlık hizmeti sunumunda ihtiyaç duyulan tıbbî cihaz, ilaç ve diğer ürün ve hizmetlerin alımında mümkün olduğunca yurtiçi sanayi imkanlarından faydalanır, bu amaçla yurtiçi firmalara araştırma, geliştirme, prototip ve seri üretim faaliyetlerini yaptırır. İhtiyaç halinde yerli ve yabancı gerçek ve tüzel kişilerle alım garantili sözleşmeler yapılabilir ve 7 yıla kadar, gelecek yıllara yaygın yüklenmeye girişilebilir.”

“Vücut Dışı Ortez ve Protezlerden Katılım Payı Alınacak”

“Tıbbi Malzemede Geri Ödeme Politikaları” sunumunda öncelikle Kurumu ve görevlerini tanımlayarak başlayan SGK Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü Tıbbi Malzeme Daire Başkanı Dr. Hanefi Gök şu bilgileri verdi: “Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı,Sağlık Bakanlığı,Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı,Hazine Müsteşarlığı’nı temsilen birer üye ile,Sosyal Güvenlik Kurumu’nu temsilen iki üyeden toplam 7 üyeden oluşur. Komisyonca gerekli görülen hallerde sağlık hizmetlerinin türlerine göre birden fazla alt komisyon kurulabilir. Kurum, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile dernek, vakıf, federasyon, konfederasyon ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının görüşlerini alabilir. Vücut dışı ortez ve protezlerden katılım payı alınacağı hükme bağlanmıştır.

TİTUBB kayıt/bildirim işlemi Yapılmalı

SUT’un “Tıbbi Malzeme Temini ve Ödeme Esasları" başlıklı 7. maddesine göre; tıbbi malzeme kapsamında değerlendirilir. Kurumla sözleşmeli sağlık kurumları tarafından temin edilen tıbbi malzemeler; SUT’ta belirtilen istisnalar hariç olmak üzere Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Ulusal Bilgi Bankasına (TİTUBB) kayıt/bildirim işlemi tamamlanmış olmalıdır. Bir malzemenin TİTUBB kayıt/bildirim işlemi tamamlanmış olması o malzemenin Kurumca ödenmesi için tek başına yeterli değildir.

Yatarak Tedavilerde Kullanılan Tıbbi Malzemeler Kurumla sözleşmeli sağlık kurumlarında yatarak tedavilerde kullanılan tıbbi malzemeler EK 5/C listesinde yer alan protez ve ortezler ve Kurumca iade alınan cihazlar hariç, sağlık kurumu tarafından temin edilmek zorundadır. SUT eki “Sağlık Kurumları Puan Listesi”nde yer alan birim puanlar “basit sıhhi sarf malzemeleri” dâhil olarak tespit edildiğinden, SUT eki “Bedeli Ödenmeyecek Basit Sıhhi Sarf Malzemesi Listesi”nde yer alan tıbbi malzemeler, hiçbir şekilde hastalara aldırılamaz ve sağlık kurumu faturalarında ayrıca gösterilemez. SUT ve eki listelerde yer alan malzemeler, SUT ve eki listelerde belirlenen birim fiyatlar üzerinden fatura tutarını aşmamak üzere ödenir. Yatarak tedavilerde temini zorunlu tıbbi malzemelerin, hastaya aldırılması durumunda; fatura tutarı hastaya ödenerek ilgili sağlık kurumunun alacağından mahsup edilir. 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa tabi olmayan Resmi Sağlık Kurum ve Kuruluşları ile Özel Sağlık Kurum ve Kuruluşlarında; SUT ve eki listelerde yer almayan tıbbi malzemeler; Kamu İhale Kurumu İhale Sonuç Formu Ekranında tespit edilen ve Kurum taşra teşkilatı inceleme birimlerince benzer nitelikte, aynı işlevsel özellikte ve aynı tıbbi sonucu verdiği kabul edilen malzeme tutarları esas alınarak ödenir. SUT ve eki listeleri ile Kamu İhale Kurumu İhale Sonuç Formu Ekranında fiyat tespit edilemeyen tıbbi malzeme bedelleri Kurumca karşılanmaz.

Kamu İhale Kurumu İhale Sonuç Formu Ekranı

SUT ve eki listelerde yer alan malzemeler, SUT eki listelerde yer alan fiyatlardan fatura tutarını aşmamak üzere ödenir. SUT ve eki listelerde yer almayan tıbbi malzemeler; Kamu İhale Kurumu “İhale Sonuç Formu Ekranı”nda tespit edilen ve Kurum taşra teşkilatı inceleme birimlerince benzer nitelikte, aynı işlevsel özellikte ve aynı tıbbi sonucu verdiği kabul edilen malzeme tutarları esas alınarak ödenir.

SUT ve eki listeleri ile Kamu İhale Kurumu İhale Sonuç Formu Ekranında fiyatı tespit edilemeyen tıbbi malzemeler, piyasa araştırması, her türlü fiyat araştırması yapılarak taşra teşkilatı inceleme birimlerince benzer nitelikte, aynı işlevsel özellikte ve aynı tıbbi sonucu verdiği kabul edilen en ucuz malzeme bedeli esas alınarak fatura tutarını aşmamak şartıyla ödenir. EK-5/A: fiyatlandırılmış tıbbi sarf malzemeleri listesi, EK-5/B: bedeli ödenmeyecek basit sıhhi sarf malzemeleri listesi, EK-5/C: protez ve ortez listesi, EK-5/D: yara bakım ürünleri, EK-5/E: kurumca bedeli karşılanacak omurga cerrahisi tıbbi malzeme listesi, EK-5/F: kurumca bedeli karşılanacak ortopedi ve travmatoloji branşında yer alan artroplasti alanı tıbbi malzeme listesi yer alır.

“Tıbbi Malzemede İlaç Gibi Ruhsatlandırmamız Yok”

Tıbbi malzemede ilaç gibi ruhsatlandırmamız yok. Sadece CE belgesi ile ülkemizde tıbbi malzeme girebiliyor. Bununla ilgili ciddi tedbirler almamız gerekiyor. Özellikle CE belgesi açısından çok ciddi sorunları aşılmalı. Pozitif ve negatif listeler tamamlanmalı. Özellikle pozitif listeleri tamamlarsak negatif listeleri gündemden kaldıracağız. Fiyatı tespit edilmemiş ürünler ayrıca bir sorun, özellikle ayaktan tedavide kullanılan ürünlerde. UBB kayıtları ve MEDULLA’ya sunulması ve en son yaşadığımız UBB kayıtta çok ciddi sorunlar, zaaflar var. Bununda güçlendirilmesi lazım.

“Akademisyenlerimiz Hiçbir Ücret Almadan Çalışıyorlar”

Kaliteli üretim ve kaliteli hizmetin ödenmesi asıl amacımız. Tıpta birinci kural, önce zarar vermedir. Özellikle hastaya zarar verebilecek defalarca revizyon ameliyatına gidecek. Hiçbir tedaviye etkin olmayan tıbbi malzemelerden, ortezlerden protezlerden uzak durmamız lazım. Bunu hep beraber birlikte yapacağız. Sektörün hepsi taşın altına elini koymazsa bizim için bu iş çok daha zor ve uzun bir süreç olacak. Ne kadar yardım alırsak o kadar hızlı tamamlamış olacağız. Pozitif listelerin tamamlanması bu anlamda akademisyenlere teşekkür ediyorum. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan bizim ülkemizde oluyor. Akademisyenlerimiz hiçbir ücret almadan çalışıyorlar.

UBB’de Yeni Versiyona Geçilecek

UBB’de yeni versiyona geçilmesi, çalışmalarımız var. Belki UBB’nin mantığını değiştireceğiz, bir bütüncül yaklaşımla 1 milyon 300 bin tane kayıtlı dağınık ürünler var. Beraber aynı anda kullanılan ürünlerin var. Birlikte kaydetmek gerektiğine inanıyorum. Buna ilişkin çalışmalarımız devam ediyor.

“Keşke Tüm Medikalcilere Ruhsat Verilse De Onlarla da Sözleşme Yapsak”

Tıbbi cihaz malzemelerin görev ve esas teşkil edecek sözleşme protokolleri görev ve tanımlanması şu ana kadar yaklaşık 3 tane protokol hazırladık. Özellikle ortez-protez merkezleri Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılanlara sözleşme hazırladık. İşitme merkezleri, optik ile ilgili sözleşme hazırladık. Keşke tüm medikalcilere ruhsat verilse de onlarla da sözleşme yapsak. Sağlık Bakanlığı’nın en azından belli bir standart getirmesini bekliyoruz. Çalışmalara başladıklarını biliyorum.

Tıbbi malzemelerin ödenmesine yönelik başvuru esas ve usullerine yönelik kılavuz ve yönergeler hazırladık. Nasıl başvurulacak, dosyada neler olacak, hangi belgeler bulunacak yakında sektöre de danışacağız. Onlardan da geri bildirim ve destek isteyeceğiz.”

2010 Yılındaki İhale Sayısı 120 Bin 451

“KİK Mevzuatında Yerli Üretime Sağlanan Avantajlar” hakkında konuşan Kamu İhale Kurumu Grup Başkanı Dr. Bülent Büber, Kamu İhale Kurumu istatistiklerine göre 2010 yılındaki ihale sayısı 120 bin 451 olduğunu belirterek şunları söyledi: “Bu ihalelerin 87 bin 976’sı Kanunda belirtilen ihale usulleri kapsamında gerçekleştirilirken, 32 bin 475’i istisna kapsamında gerçekleştirilmiştir. Kamu İhale Bülteninde yayımlanan ilan sayısı ise 68 bin 766’dir.

Türkiye’de Kamu Alımları

Türkiye’de kamu alımları ihalelerde imzalanan sözleşme sayısı toplamı 156 bin903 olurken, sözleşme bedeli toplamı 63 milyar TL’dir. Bu tutarın 54milyar TL’si Kanunda belirtilen ihale usulleri kapsamında yapılan alımlara ait olurken, 9 milyar TL’si ise istisna kapsamında gerçekleştirilen alımlardır. Doğrudan temin yöntemi ile yıllık alımların miktarı ise 6 milyara yakın bir tutar. 2009-2010 rakamlarını göz önünde bulundurduğumuzda Türkiye’de kabaca 80 milyarı kamu idareleri alım yaparak geçiyor.

4734 sayılı Kanun kapsamında yapılan ihalelerin adet olarak yüzde 44.15’i mal alımı, yüzde 36.36’sı hizmet alımı, yüzde 19.48’i yapım işlerine aittir. Mal alımı 38 bini, hizmet alımı 31 bin, yapım işi 17 bini. Mal alımları açısından yüksek olmasına rağmen tutar olarak 3. sırada. Türkiye son 2 yıldır.

Tıbbi Cihaz Mal Alımlarında Klasik Şikayet, “Teknik Şartname"

2010 yılında toplam kamu alımı harcamalarının yüzde 26.46’sı mal alımı için, yüzde 39.07’si hizmet alımı için, yüzde 34.47’si yapım işleri için yapılmıştır. Mal alımı toplam tutarı 14 milyar TL, hizmet alımı toplam tutarı: 21 milyar TL, yapım işleri toplam tutarı 18 milyar TL’dir. 2010 yılında Kuruma yapılan itirazen şikayet başvurularının sayısı 4 bin 281 olurken, şikayetçi sayısı 3.052’dir. Kamu ihalelerine yapılan şikayetleri temizlik, özel güvenlik, yemek ihaleleri ve sağlık alımlarıdır. Son 3 yıldır tıbbi cihaz mal alımlarında klasik şikayet, teknik şartnamenin belli bir marka ve modeli esas alınarak hazırlanması iddiası, üzerine kalan ihalenin teknik şartnameyi karşılayamaması, teknik şartnameyi karşılamamıza rağmen ihalede değerlendirme dışı bırakıldık gibi oluyor.

5 bin 594 “Tıbbi Cihaz, İlaç ve Kişisel Bakamı ürünleri” İhalesi

1 Ocak 2011 ile 30 Eylül 2011 tarihleri arasında bin 151 idare tarafından “Tıbbi Cihaz, İlaç ve Kişisel Bakamı ürünlerine” ilişkin olarak 5 bin 594 ihale gerçekleştirilmiştir. Bu ihalelerden 25 bin sözleşme imzalanıyor. Bu ihaleler çerçevesinde imzalanan sözleşme sayısı 25 bin 381 olup sözleşme tutarı ise 2 milyar TL’dir. Tıbbi cihaz alımlarında fiyat avantajı tanınan ihale sayısı 1 Ocak 2011 ile 30 Eylül 2011 tarihleri arasında gerçekleştirilen tıbbi cihaz alımı ihalesinin sadece 35’inde yerli malı teklif eden yerli istekli lehine fiyat avantajı uygulanmıştır.

Kamu İhale Mevzuatında Yerli İstekli Lehine Düzenlemeler

Yerli istekli ve yerli malı teklif eden istekli lehine fiyat avantajına ilişkin yasal düzenleme, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 63. maddesinde yer almaktadır. 4734 sayılı Kanunun 63. maddesinde, 13/2/2011 tarihli ve 6111 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmıştır. Yapılan değişikle eşik değerin altındaki mal alımı ihalelerinde de yerli malı teklif eden istekliler lehine fiyat avantajı tanınmasına imkan verilmiştir. Yerli malı ve yerli malı teklif eden istekliler lehine fiyat avantajı konusunda ayrıntılı açıklama, Kamu İhale Genel Tebliğinin 6.2. maddesinde yer almaktadır. Dünyada yerli malı ile ilgili en ayrıntılı çalışma Amerika’da bütün ürünleri sektör olarak hangisi yerli malına ait olduğuna ilişkin ayrıntılı düzenlemeler yapılmıştır. Bizim 2002 yılındaki çalışmamız yerli malı konusundaki yetkileri esasları belirleyerek odalara bırakmışızdır. Teklif edilen malın yerli malı olduğu TOBB ve TESK’e bağlı odalar tarafından düzenlenen Yerli Malı Belgesi ile belgelendirilir.

Yerli Malı Teklif Eden İstekliye Yüzde 15 Oranında Fiyat Avantajı

İhaleye, yeterlik kriterlerini taşıyan tüm isteklilerin katılması ve yerli malı teklif eden istekliye yüzde 15 oranına kadar idarece belirlenecek bir oranda fiyat avantajı uygulanmasına yönelik düzenleme yapabilir. Yerli istekli olabilmek için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gerçek kişiler, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre kurulmuş tüzel kişiliklerdir. Başbakanlık Genelgesi 2011/13 sayılı Başbakanlık Genelgesi ile ihalelerde yerli malı teklif edilmesini engelleyen düzenlemelerin yapılmaması istenmiştir. Geç ödeme direktifi ile ilgili olarak Başbakanlık Genelgesi 2011/6 sayılı Genelgede ise kamu alımlarında KOBİ’lerin iştirakinin sağlanmasına yönelik çalışmaların yapılması istenilmiştir. Tıbbi cihazlarla ilgili kamu alımlarında, yerli malının teşvik edilebilmesi için öncelikle durum analizi yapılmalıdır. Sağlık sektöründe alım gerçekleştiren idareler ve alım konusu mallar belirlenmeli; ihale sürecinde yerli malı teklif etmeyi zorlaştırıcı hususlar saptanmalıdır. Durum analizi çerçevesinde elde edilen veriler esas alınarak strateji geliştirilmelidir. Mevzuatta yapılan değişikliklerin uygulamaya geçirilmesi için sürekli etkin bir işbirliği ve karşılıklı eşgüdüm sağlanmalıdır. Hangi mallarda hangi ürünü alırsak fiyat avantajı sağlanır. İşbirliği Yapacak Kurumlar Sağlık Bakanlığı, Maliye Bakanlığı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, YÖK, KİK, TOBB ve sivil toplum örgütleridir.

Bağlayıcı Bir Düzenleme Yapılmalı

Sağlık hizmetinin en kaliteli ve verimli şekilde yürütme isteği gibi pratik sebepler, teknolojik ve sektörel, hukuki ve uluslararası düzenlemelerden kaynaklanan zorluklardır. Sektörel analizler çerçevesinde fiyat avantajı tanınacak mallar ve fiyat avantajı oranı saptanmalı; alımları gerçekleştiren birimleri yönlendirecek şekilde bağlayıcı bir düzenleme yapılması uygun olacaktır. Yerli malına fiyat avantaj tanınması çalışmasıyla birlikte yerli malı teklif edilmesini engelleyen uygulamalarında belirlenmesi önem taşımaktadır. İdareler tarafından kamu ihale mevzuatına aykırı bir şekilde isteklilerin ithal ürün teklif etmesi ya da belirli bir ülkenin malının teklif etmesine yönelik düzenlemeler yapılması da yerli malı teklif eden yerli istekliler aleyhine sonuçlar ortaya çıkarmaktadır.

Kamu Alım Politikalarında Önümüzdeki Dönem Alım Terimleri

İdarelerce teslim alınan malların teknik şartnameye ve ilgili teknik düzenlemeye uygunluğunun test ve muayene edilmesi için akredite muayene kuruluşları ile laboratuvarlar oluşturulması önem taşımaktadır. Kamu alım politikalarında önümüzdeki dönem duyabileceğimiz kamu alım terimleri, OFF –SET alımlar Pre-Commercial Procurement Kamu alımlarında KOBİ’lerin desteklenmesi, AR-GE yapan isteklilerin ihale sürecinde desteklenmesidir. AB temelinde son 2 yıldır tartışılan bir konu var. AR-Ge ve inovasyon yapan firmaları nasıl destekleyerek alım yapabiliriz. Biz Sanayi Bakanlığımızın önerileri çerçevesinde Kamu İhale Kanununda bir takım değişiklikler yapıyoruz. Bunlardan biri mal teslim eden arkadaşlarımızın garanti süresi içinde teminat mektuplarının yüzde 50’si bloke ediliyordu. Yerli üretim yapan arkadaşlarımızın teminat mektuplarımızın mal tesliminde iade edilmesi, garanti süreci boyunca teminat mektuplarının tutulmamasına ilişkin bir kanun değişikliği var. Ar-Ge yapan kuruluşların ihaleye katılımlarındaki iş bitirmelerinde ekonomik maliyet kriterlerinin istenmemesine yönelik ortak bir çalışmamız olacak.”

“Yüzde 85 İthalata Bağımlıyız”

“Tıbbi Cihaz Sektöründe Üretim ve Ar- Ge Sorunları” ile ilgili sunum yapan TOBB Medikal Meclis Başkanı Özgür İncekara ise şunları söyledi: “Hedefimiz, yurdumuzda ve yurtdışında talebi olan ürünü, dünya kalitesi ve dünya fiyatı ile üretmek. Türkiye tıbbi cihaz üretimi ve Ar-Ge’sinde bizdeki verilere göre 1,6 milyar dolar tıbbi cihaz pazarına sahiptir. 1,4 milyar dolar ithalata karşılık, 200 milyon dolar ihracat yapmaktadır. Yüzde 85 ithalata bağımlıyız. İthalatımızın yüzde 30’u ABD’den, yüzde 20’si Almanya’dan yapılmaktadır. İhracatımız Orta Doğu ülkeleri, Azerbaycan, Almanya ağırlıklıdır. Tıbbi Cihaz üretiminde istihdam 20 bin kişi dolayındadır. Yaklaşık 600 adet yerli üreticimiz vardır.

“50 Araştırmacı Personel Şartı, Yerli Firmalar İçin İmkânsız”

5746 sayılı Ar-Ge Kanunu, yeni girişimlere olanak sağlamaktan uzak ve gerçek hayatla ilgisi olmayan bir kanun durumundadır. Bu kanunla getirilen, 50 araştırmacı personel şartı, yerli firmalar için imkânsız manasındadır. Yeni kurulacak hiç bir işletmeye şans tanımamasını yanında orta ve küçük ölçekli şirketlere de teşvik sunmamaktadır. Bizce en az şartı kaldırımlıdır. Üniversite ve teknokentlerde bulunan teşvik imkanlarının fabrika yerinde uygulanması sağlanmalıdır.

“İthal Al Üretme, Üretme Satın Al”

Üretim teşvik edilmeli ürün değil. Proje getiriyoruz bu ürün için diyoruz, o ürün belki hayata geçemiyor. Desteği de alıyoruz ama üretimi gerçek hayatla orantılı olarak desteklemeliyiz. Yerli Malını Ar-Ge’ ye yönlendirecek basit, yalın bir vergi düzenlenmesi önemli bir adım olacaktır. Ara Malların ithalatında yüzde 18 KDV girdisiyle üretildikten sonra yüzde 8 ile satılırsa; bu “ithal al üretme, üretme satın al” anlamına gelmektedir.”

“Sağlıkta Dönüşüm Programında En Çok Zararı Sektörümüz Gördü”

“Yurt Dışı Pazarı ve İhracatı Sorunları” ile ilgili konuşan Tüm Tıbbi Cihaz Üretici ve Tedarikçi Dernekleri Federasyonu (TÜMDEF) Başkanı Kemal Yaz sunumunda şunları söyledi: “Tıbbi cihazlar yaklaşık 300 bin çeşit ürünü içeren çok geniş bir yelpazeye sahiptir. 2003 yılından beri uygulanmakta olan Sağlıkta Dönüşüm Programının en büyük takipçisi ve destekçileri olmamıza rağmen, en çok zararı sektörümüz görmüştür. Tıbbi cihaz sektöründe mevcut durumumuz 2003 yılında yaklaşık 10.bin-12 bin olan firma iken, günümüzde 3-4 bin arasında olduğu düşünülürse sektörümüzün görmüş olduğu zarar daha iyi anlaşılacaktır. Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yıllardır sağlık harcamalarından tasarruf etmek amacıyla çeşitli uygulamalar yürütülmektedir. Ancak bu önlemler yetersiz kaldığı gibi hizmet kalitesini de düşürmektedir.

“Türkiye’de Kayıt Dışı İşlem Yapmayan Tek Sektörüz”

Oysa bilhassa alışverişimizin yüksek olduğu ülkelerde bize uygulanan prosedürler çok daha uzun ve yorucudur. Sektörümüz tüm Türkiye’de kayıt dışı işlem yapmayan tek sektördür. Tüm dış paydaşlarımızın 2014 gibi 2023 gibi hedef ve vizyonları varken sektörümüzün bir yıl sonrasını dahi öngörememesi firmalarımız için sıkıntı yaratmaktadır.663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının teşkilat ve görevleri hakkında KHK’nin sektörümüze olan etkileri konusunda belirsizlikler sürmekte olup, yeni yatırımlar konusunda firmalarımız endişe duymaktadır. Örnek olarak Kamu Hastane Birliklerinin, entegre sağlık kampüsleri uygulamalarının hayata geçirilmesi halinde bunların sektörümüze yansımasının nasıl olabileceği kestirilememektedir.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge