Ana içeriğe atla

GÜÇ VAKALARA ELEKTRO ŞOK ÖNERİLİYOR



Sağlık Bakanlığı, psiko-tedavinin sonuç vermediği ve intihar riskinin çok olduğu depresyonlarda elektro şok yöntemini önerdi.

Sağlık Bakanlığı, psiko-tedavinin sonuç vermediği ve intihar riskinin çok olduğu depresyonlarda elektro şok yöntemini önerdi. İnternet sitesinde depresyonun tedavisiyle ilgili bir video hazırlayan bakanlık, elektro şok yönteminin yan etkisinin çok az olduğunu ve sadece kısa süreli bir hafıza kaybı yaşandığını kaydetti. Bakanlık, yöntemin gebelerde de kullanmanın sakıncasının olmadığını aktardı.

Bakanlığın internet sitesindeki videoda depresyonun tedavisiyle ilgili bilgiler yer aldı. Videoda depresyonun tedavi edilen bir durum olduğunu belirtilirken şu bilgilere yer verildi: "Psiko-tedavi depresyon tedavisinin oldukça etkili ve popüler bir yoludur. Depresyon hafif, orta ve şiddetli diye ayrılıyor. Psiko-tedavinin sonuç vermediği durumlarda özellikle dirençli depresyonlarda, intihar riskinin çok olduğu depresyonlarda hastaya ulaşılamayan durumlarda elektro şok yöntemi kullanılıyor. Bu yönteme yıllardır tedirginlikle yaklaşılmış olsa da çok güvenli ve etkili bir tedavidir. Anestezi altında, kontrollü ortamda hastanın herhangi bir şey hissetmesine izin vermeden, son derece rahat şartlarda yapılabilen, hızlı etki gösteren bir tedavidir. Mekanizma tam olarak anlaşılamamış olsa da bilim insanları bu terapinin beyne gönderilen elektrik uyarısı sayesinde küçük bir nöbet oluşturarak etki ettiğini düşünmektedirler. Bu yöntem tam tedavi alan hastaların yüzde 80'inde etkili olmaktadır. Yan etkisi çok azdır, kısa süreli hafıza kaybına neden olabilse de kalıcı hafıza kaybı nadiren gerçekleşmektedir. Gebelerde güvenli ve etkilidir."

"Depresyonun ve ruhsal bozuklukların beyinde oluşan maddeler boşalıyor"
Türkiye Psikiyatri Derneği Üyesi Doç Dr. Burhanettin Kaya da elektro şokun 115 yıldır uygulanan bir tedavi yöntemi olduğunu söyledi. Bunun hayat kurtarıcı bir yöntem olduğunu anlatan Kaya şöyle konuştu: "Önceleri anestezisiz yapılırdı. 10 yıldır anestezili yapılıyor. Sanki çağ dışı yöntem gibi algılanabilir. Ancak bütün dünyada kullanılır ve vazgeçilmez bir yöntemdir. Son derece çağdaş bir yöntem olarak kullanılıyor. Hastanın şakaklarına takılan elektrotlarda bir miktar elektrik verilerek epilepsi nöbeti geçirmesi sağlanıyor. Hastalar uyurken yapılıyor o yüzden hasta bir şey hissetmiyor. Bu epilepsi nöbeti, var olan ruhsal bozukluğun düzelmesini sağlıyor. Depresyonun ve ruhsal bozuklukların beyinde oluşmasında rol alan maddelerin deposunu boşaltarak düzenleme sağlıyor."

Elektro şok yönteminin intihar riski olan, tedavi reddi olan, saldırganlık gösteren hastalarda, katatonik şizofreni hastalarında, taşkınlık nöbetlerinde kullanıldığını belirten Kaya, "Hastaların kardiyolojik değerlendirme ve tetkiklerin ardından herhangi bir risk yoksa elektro şok yöntemi uygulanabilir. Tedaviye yanıt oldukça yüksek. Yan etki olarak kısa süreli hafıza sorunları olabilir, bu da düzelir" dedi.


“İlaca Dirençli Psikotik Hastalıklar Gibi Birçok Durumda Neredeyse Tek Çözüm”
Maryland Üniversitesi Hastanesi’nden Psikiyatrisit Dr. Ulaş Çamsarı şunları söyledi: “Elektrokonvülsif Tedavi (EKT) halk arasındaki kötü şöhretine rağmen psikiyatride onyıllardır kullanılan en etkili tedavi yöntemlerinden biridir. EKT’nin halk tarafından olumsuz algılanmasında şüphesiz ki, bazı sinema filmlerinin (Milos Forman- “Guguk Kuşu”) ve psikiyatri aleyhinde sistemli çalışan bazı tarikatların (Scientology) büyük etkisi vardır. EKT, modern psikiyatride ilaca dirençli majör depresyon, katanonik durumlar, ilaca dirençli psikotik hastalıklar gibi birçok durumda neredeyse tek çözümdür ve pek çok durumda hayat kurtarıcıdır.

“ABD’deki Geleneksel EKT Uygulaması, Haftada 3 Gün”
Elektrokonvülsif Tedavi çok basit ve zararsız bir işlemdir. Bir EKT seansı özetle bir hastaya kontrollü bir şekilde yaklaşık 45 saniye sürecek bir epilepsi nöbeti (sara) geçirtmekten ibarettir. Bu işlem yapılmadan önce hasta genel aneztezi altına alınır ve artık bu bir rutindir. Hasta bu işlemi hiçbir şekilde hatırlamaz, işlem bittikten hemen sonra hasta genel anezteziden uyandırılır. İşlem bir psikiyatri uzmanı ve bir anezteziyoloji uzmanı denetiminde tamamlanır, hazırlığı ile birlikte tüm tedavi yaklaşık 1 saatten ibarettir. ABD’deki geleneksel EKT uygulaması, haftada 3 gün (pazartesi, çarşamba ve cuma günleri) toplam iki hafta sürecek 6 seans şeklindedir. Hasta bu seansların genellikle ilk 3 tanesinde yataklı serviste takip edilir, eğer herhangi bir sıradışı durum ile karşılaşılmamışsa, hasta taburcu edilir ve kalan EKT seansları ayaktan yapılır. Hasta sabah hastaneye gelir, uyutulur, EKT seansı tamamlandıktan sonra öğlen evine döner ve normal yaşamına devam eder.

“Hiçbir Durumda Asla Kaçınılması Gereken Bir Tedavi Değil”
EKT’nin hiçbir mutlak kontrendikasyonu yoktur, hiçbir durumda asla kaçınılması gereken bir tedavi değildir. Diğer psikiyatrik ilaç tedavileri ile karşılaştırıldığında bu kadar güvenli ve etkisini bu kadar çabuk gösteren başka bir tedavi yoktur. Özellikle ağır depresyon vakalarında, hiçbir ilacın etkisini gösteremeyeceği bir hızda hastayı ağır depresif episodundan çıkarabilecek günümüzde bilinen tek tedavidir. Son yıllarda özellikle Cleveland Clinic ve birkaç merkezde uygulanan ketamin infüzyon tedavisi gibi tedaviler de depresyonun hızlı tedavisinde kullanılmaktadır ancak hiçbirisi EKT kadar güvenli değildir. Günümüzde EKT’nin en büyük komplikasyonları, genel anezteziden kaynaklanan komplikasyonlardır, ki bu komplikasyonlar genel aneztezi gerektiren tüm cerrahi işlemler için de geçerlidir ve EKT’ye özel bir durum değildir. EKT’nin en sık karşılaştığımız yan etkisi kısa süreli ve geçici unutkanlıktır.

“EKT’nin Etki Mekanizması Tam Olarak Bilinmiyor”
EKT’nin etki mekanizması tam olarak bilinmemektedir. Belli aralıklarla indüklenen kontrollü epileptik nöbetlerin psikiyatride görülen en ağır depresyon olgularını nasıl hızlı bir şekilde tedavi ettiği konusunda ileri sürülen birçok hipotez olmasına rağmen net bir fizyolojik açıklama halen önerilememiştir. Çok uzun süredir kullanılan bu yöntemin tam olarak nasıl işe yaradığından çok, hangi durumlarda işe yaradığı konusunda çok büyük bir bilimsel birikim oluşmuştur. Modern psikiyatride vazgeçilmez girişimlerden biri olmaya devam etmekte, ABD’de bütün modern hastanelerin psikiyatri servislerinde rutin bir şekilde uygulanmaktadır. Cleveland Clinic, Johns Hopkins gibi hastanelerin Psikiyatrik Nöromodülasyon birimlerinin en yoğun servis alanını oluşturur. Johns Hopkins’de erişkine ek olarak çocuklarda da sıklıkla uygulanmaktadır. Bu kadar faydalı, yan etkisi az, risksiz ve hızlı etkisini gösteren hayat kurtarıcı bir tedavinin halk arasındaki bilinirliğinin artırılması, bu tedavinin halk tarafından olumsuz algılanıyor olması durumunun değişmesi gerekir. Bu anlamda olarak Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı’na ve tüm Türk ruh sağlığı çalışanlarına büyük görevler düşmektedir.”

120 Milyon İnsan Depresyonda
Sağlık Bakanlığı internet sitesinde ayrıca depresyon ve belirtileriyle ilgili de bilgiler yer aldı. Buna göre tüm dünyada 120 milyon insanın yaşadığı durum olan depresyonun belirtileri ilgi kaybını, sık ağlamayı, umutsuzluk hislerini, aşırı uykuyu veya uyumakta sorun yaşamayı ve odaklanma güçlüğü. Bakanlığın verdiği bilgilere göre depresyonun nedeni ise büyük oranda, beyin hücrelerinin uygun iletişimini önleyen bir kimyasal dengesizliğe bağlı. Ayrıca depresyona çevresel, biyokimyasal, psikolojik ve genetik faktörlerin birleşimi neden olabileceği kaydedildi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge