Ana içeriğe atla

BİLİNÇALTINIZA BİR ADET GİZLİ MESAJ VAR!


Subliminal yani bilinçaltı mesajlarından haberiniz var mı? Gerçek ihtiyaçlarınızı size bildiren bir liste yoksa çoğu zaman olduğu gibi, marketten, sepetinizde ihtiyacınız olmayan bir dolu ürünle çıkar mısınız?

Bilinçaltınızı etkilediği hatta hayatınızı değiştirdiğini iddia eden yayınlarla karşılaşmışsınızdır. Bilinçaltı yani subliminal mesajlar konusunda Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Fizyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Sinan Canan, merak edilenleri yanıtladı.

Bilinçaltı (Subliminal) mesaj nedir?
Subliminal ya da bilinçaltı mesajlar, kişilerin bilinçli algı düzeylerine ulaşmamasına rağmen zihinlerinde ve davranışlarında ölçülebilir etkiler yaratan mesajlar için kullanılan genel bir tanımlamadır. Sanıldığı gibi subliminal mesajların görüntü yahut seslerin içine gizlenmiş mesajlardan oluştuğu durumlar aslında çok nadirdir. Esas subliminal mesajlar cinsellik, renk kodları ve diğer dikkat çekici unsurlar üzerinden "doğrudan" uygulanmaktadır. Örneğin; bir lokantada ağırlıklı olarak kırmızı renk kullanılması, iştah açıcı özelliğinden dolayı belirgin bir subliminal mesajdır.

İlk ne zaman bu mesajlar bulundu ve kullanıldı?
Subliminal mesajların meşhur olması 1950'lerde Amerika'da uygulandığı iddia edilen ama sonra asılsız olduğu bizzat iddia sahibi tarafından itiraf edilen ilginç bir fikre dayanıyor. İddiaya göre, sinema filminin içine tek bir kare şeklinde ilave edilen "Coca Cola iç" şeklindeki yazılar, gözle algılanamasa bile, bilinçaltında "Cola içme isteği" uyandırabiliyordu. Daha sonra böyle bir denemenin iddia edilen etkiyi yaratmadığı gösterilse de, insanların bu tip mesajlarla yönlendirilebileceğine dair korku, hızla kamuoyunu sardı. Fakat daha geniş anlamda subliminal mesajlar, reklamcılık kadar eskidir ve her türlü ürün ve hizmetin reklamında uzun yıllardır başarıyla kullanılmaktadır.

Subliminal mesaj nerelerde ve nasıl kullanılıyor?
Ağırlıklı olarak reklam alanında kullanılıyor. Fakat siyasi ve ideolojik propaganda aygıtlarında da bu tip mesajlara çokça yer verilir.

Etkisi geçici mi yoksa kalıcı mı?
Subliminal mesajlar zannedildiği kadar büyük etkiye sahip değildir. Etki, hedef kişilerin koşullanmaları yaşam tarzları ile yakından bağlantılıdır. Günlük yaşamımızın çoğunu bilinçsiz ve otomatik hareketlerle geçirdiğimiz için, bu tip mesajlarla ne kadar çok karşılaştığımızı pek fark edemeyiz. Fakat bir süpermarkette alışveriş ederken bile, çoğu zaman bilinçsizce sepetimize doldurduğumuz ürünlerle ilgili verdiğimiz kararların altında, duygusal beynimize işlenmiş eski veya yeni mesajların etkileri büyüktür.

Bu mesajların uygulanması yasal mıdır?
Bu konuda bildiğim bir yasal düzenleme yok.

Söz edildiği gibi çok fazla bu mesajlar kullanılıyor mu yoksa hurafe mi?
Hurafe kısmı, yani "gizli ses ve görüntülerle insanlara istemedikleri şeyleri yaptırabilme" faslı, aslında oldukça zayıf etkiye sahip bir uygulamadır. Fakat cinsellik, zenginlik, kişisel başarı ve güç üzerinden verilen subliminal mesajlar sandığımızdan çok daha güçlü etkiye sahiptir. İçecek firmalarının milyonlarca doları bu tip reklamlara yatırması da bundan dolayıdır. Kısacası, asıl korkmamız gereken "gizli" mesajlar değil, gayet aşikar olan subliminal göndermelerdir.

Bilinçaltına hükmetmek bu kadar kolay mı?
Beynimize akan verilerin büyük çoğunluğu bilincimize geçmeden süzülür; fakat bunların büyük bir çoğunluğunun davranışlarımız ve fizyolojimiz üzerinde ölçülebilir etkisi vardır. İnsanlar, özellikle tüketim alışkanlıklarında ve günlük tercihlerinde, bir çoğumuzun yaptığı gibi "otomatik pilot" durumunda davranıyorlarsa, subliminal mesajlara da açık haldedirler ve özellikle bu reklam ve enformasyon çağında bundan korunmanın kolay bir yolu yoktur. Fakat bilinç, neyi nasıl yaptığı ve kararlarını nasıl verdiği üzerine yüksek kontrol sahibi olacak şekilde eğitilmiş ise, çevreden gelen bilinçaltı veya üstü mesajlar ikinci derecede önemli hale gelir. Bu durumu, market alışverişine elinizde belirli bir alışveriş listesi ile gittiğiniz ve liste dışında hiç bir şey satın almadan çıktığınız o ideal duruma benzetebiliriz. Eğer elimizde "gerçek ihtiyaçlarımızı" bize bildiren bir liste yoksa çoğu zaman olduğu gibi, marketten, sepetimizde ihtiyacımız olmayan bir dolu ürünle çıkarız. Zira otomatik pilotta kontrolü ele alan irrasyonel ve duygusal itkilerimiz, bizi her türlü mesaja karşı açık hale getirir. Ne istediğini bilen, seçimlerini bilinçli olarak yapan insanların subliminal mesajlardan da korkmalarına gerek yoktur.

Konu hakkında önereceğiniz kaynaklar nelerdir?
Bu konuda iki adet kitap tavsiye edebilirim: Bunlardan biri Buy-ology (Martin Lindstrom) ve Kara Anı (Jonah Lehrer). Bu kitaplar doğrudan subliminal mesaj konusu üzerinde olmasa da, konu hakkında gerçekten geniş bir perspektif kazanmamızı sağlayacaktır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge