Ana içeriğe atla

“ÜNİVERSİTE HASTANELERİNİN TAMAMI DAR BOĞAZ İÇİNDE”

Üniversite hastanelerinin dar boğazda olduğunu belirten Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, üniversite hastaneleri çoğunlukla komplike vakalara baktıkları için uygulamada ilaç ve tıbbi malzeme kullanımının yüksek olduğunu, bunların maliyeti artırdığını ancak bunlardan tasarruf yapılamayacağını söyledi.


Üniversite hastanelerinin ekonomik sıkıntı içinde olduğu sık sık gündeme taşınıyor. Bu anlamda çözümler geliştirmek için üniversite yönetimleri farklı çalışmalar ve toplantılar yapıyorlar. Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, “Üniversite hastanelerinin büyük çoğunluğu ekonomik dar boğaz içerisinde, maddi olarak borçlular. Geri ödeme, SUT fiyatlandırma ve hastanelerdeki çalışma sistemi bu şekilde devam ettiği takdirde borçlanmadan kurtulmak mümkün değil, borç miktarı her gün maalesef artar” dedi.
 
“Bazı Ameliyatlar Var ki Bin 500 TL’ye Mal Oluyor Ancak 500 TL Ödeniyor”
Üniversite hastanelerinin ileri tedavilerin uygulandığı ve 3. basamak hizmetlerin verildiği bir sağlık merkezi olduğunu kaydeden Prof. Dr. Erkan İbiş, şunları söyledi: “Komplike hastalar, ilerlemiş hastalıklı vakalar, diğer merkezlerde yapılamayan ameliyatlar ya da tedavi edilemeyenler hastalar çoğunlukla üniversite hastanelerine gönderilir. Tüm hastaları kabul etmek, hem hukuki hem de mesleki etik çerçevesinde kar-zarar hesabı yapmadan tedavilerini yapmakla zorunluyuz. Tedavi sırasında kar-zarar hesabı yapamayız, yapılamaz da. Sağlık Uygulama Tebliği’nde belirlenen fiyatlara baktığımızda birçok işlemin gerisinde kalıyoruz. Bu durumda bu işlemleri yapmayacak mıyız? Biz yapmazsak hangi kurum yapacak? Vatandaş nereye gidecek? Bu hizmetlerin aksatılmadan sürdürülebilmesi için gerçekçi tam maliyetler göz önünde bulundurulup, yeniden fiyatlandırma çalışmaları yapılması gerekiyor. Aksi takdirde zorunlu olarak sunduğumuz bu kamu hizmetinden dolayı döner sermaye bütçesinde açık veriyoruz. Döner sermaye bütçesinde açık verdiğimizde piyasaya borçlanıyoruz. Sonuçta devletin, maliyenin de borcu bu. Bu borçlanmada yanlış bir yatırım, ya da gereksiz bir harcama gibi bir durum yok. Sadece ödenen bedelin maliyetleri karşılamaması durumu söz konusu. Bazı ameliyatlar var ki bin 500 TL’ye mal oluyor ancak 500 TL ödeme yapılıyor. Üniversite hastaneleri olarak elimizden gelen tasarrufu yapıyoruz. Fakat ilaç ve tıbbi malzeme kullanımında tasarruf yapamayız. İnsan hayatı söz konusu. İnsan hayatını riske atacak hiçbir tasarrufta bulunamayız.

“Üniversite Hastanelerinin Bu Sıkıntılı Durumuna Bir Çare Bulunacağı Konusunda Umudumuzu Koruyoruz”
Sağlık Bakanının bu konuda umut verici konuştuğunu, sorunun bilincinde olduğunu, çözümcü yaklaşım içinde olduğunu ve işbirliği temelinde davrandığını gözlemlediğini söyleyen Prof. Dr. Erkan İbiş, “Başbakanımızda üniversite hastanelerindeki sorunların çözümüne dair olumlu bazı demeçler verdi. Üniversite hastanelerinin bu sıkıntılı durumuna bir çare bulacakları konusunda umudumuzu taşıyoruz. Sadece biz değil İstanbul, Hacettepe, Gazi, Ege, Gaziantep’te tüm üniversiteler dahil bu sisteme. Sorunun çözümüne dair işlem yapılmadığı takdirde üniversite hastanelerinde sıkıntı artarak devam edebilir, ilaç ve tıbbi malzeme alınamamaya başlar. Bunun gibi ciddi sorunlarla karşı karşıya kalabiliriz. Bu da hizmetin ciddi ölçüde aksamasına yol açabilir. Her şeye rağmen sorunların çözümüne dair umudumuz koruyoruz” dedi. 

“130 Milyonu Aşkın Bir Borç ile Devraldık”
Tüm bunlara rağmen hasta memnuniyeti yönünde çaba gösteriyoruz. Gerek hastaneden aldıkları tanı-tedavi hizmetinin gerekse konaklama hizmetinin daha iyi hale getirilebilmesi için çalışıyoruz. Hastaların talepleri çok önemlidir. Onlara ve refakatçilere yönelik memnuniyet anketleri yapıyoruz. Memnun olunmayan durumları ve sorunları duymak istiyoruz. Tabii ki bu süreçte olanaksızlıklarla da mücadele ediyoruz. Olması gerekenin üçte 1 eleman ve ciddi bir borç yüküyle çalışıyoruz. Biz yönetimi 130 milyon TL’yi aşkın bir borç ile devraldık. Biz de biliyoruz ki bu borç yükü ile, bu fiyat politikasıyla ve had safhadaki nitelikli eleman yetersizliği ile istenen kalitede hizmet vermek mümkün değil” diye konuştu.

Doğru, etik ve tarafsız haberciliğin adresi Med-Index : www.med-index.com Mutlaka ziyaret edin!


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge