Ana içeriğe atla

ORGAN BAĞIŞINDA STRATEJİK DESTEK MEDYADAN

Organ bağışında farkındalığın artırılması için medyanın önemli bir güç olduğuna dikkat çeken Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Arif Kapuağası, "Yapılacak tüm çalışmalarda medya desteği tam olmalıdır” dedi.


Sağlık Bakanlığı ve Avrupa Komisyonu tarafından düzenlenen "Organ Naklinde Uyum için Teknik Destek Projesi" kapsamında, "Organ Bağışında Stratejik Ortak Olarak Medya Çalıştayı",  Point Otel'de gerçekleştirildi. 

Organ Bağışında Uyum için Teknik Yardım Projesi’nin genel hedefi ve amacı Türkiye’de özellikle kadavradan organ bağışının artırılması ve Avrupa Birliği müktesebatının kamu sağlığı alanında uyumluluğu ve uygulanmasına katkıda bulunmak olacak. 
Proje takım lideri Dr. Lajos Kovacs, projenin, Türkiye'de özellikle kadavradan organ bağışının artırılmasına yoğunlaşarak, Avrupa Birliği müktesebatının kamu sağlığı alanında uyumluluğu ve uygulamasına katkıda bulunmayı hedeflediğini söyledi. Kovacs, AB ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen projenin, Nisan 2015'te son bulacağını belirtti.

Türkiye'de organ nakli bekleyen hasta sayısının, kadavradan elde edilen organ sayısından kat kat fazla olduğuna dikkati çeken Kovacs, "Ulusal organ bekleme listesine eklenen hasta sayısı her geçen gün artıyor. Buna bağlı olarak organ bekleyen hastalar, uygun organ bulunamadığından hayatını kaybediyor.  AB ülkelerinde kadavradan organ bağışı oranı Türkiye'de var olana göre 7-8 kat daha fazla. Türkiye, yeterli yoğun bakım servis yatağına sahip bir ülke olmasına rağmen, potansiyel organ bağış hedeflerine henüz ulaşamamıştır" diye konuştu.

Kovacs, proje ile tıbbi tedavide, organ bağışının kalite ve güvenlik standartlarının geliştirilmesinin amaçlandığını dile getirerek,  “Türkiye’nin yeterli yoğun bakım servis yatağına ve teknik açıdan yeterli donanıma sahip olmasına rağmen, potansiyel organ bağış hedeflerine yeterli bağış gerçekleşmediği için ulaşılamadı. Projede organ bağışı konusunda 160 eğitici eğitimi verilmesi, bin 500 uzman doktor eğitimi verilmesi, 2 uluslararası bilgi şöleni düzenlenmesi, istatistiki veri toplama sisteminde düzenlemeler yapılması da amaçlanıyor. Türkiye’de kadavradan organ bağış oranları çok az. Amacımız bu oranları Avrupa seviyesine getirebilmektir. Şu ana kadar Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı bu konuyla ilgili pek çok çalışma gerçekleştirdi. Hedefimiz bu projeyle birlikte bu çalışmaları daha da pekiştirebilmektir” şeklinde konuştu.


“ Geçen Yıl Listede Beklerken Bin 800 Hasta Hayatını Kaybetti”
Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Arif Kapuağası da son verilere göre, organ bağışında aile ret oranının yüzde 77 olduğunu belirterek, bu oranla ihtiyacı olan kişilere organ bulma şansının çok zor olduğunu vurguladı. Türkiye'de organ bekleyen hastaların ancak yüzde 16'sına organ bulunabildiğini belirten Kapuağası, geçen yıl listede beklerken bin 800 hastanın hayatını kaybettiğini söyledi.

Türkiye'de Böbrek Nakli için Bekleme Listesindeki Hasta Sayısı 20 bin 830
Kapuağası, Türkiye'de 11 Kasım 2013 itibarıyla böbrek nakli için bekleme listesindeki hasta sayısının 20 bin 830, karaciğer için 2 bin 48, kalp için 404, akciğer için 40 olduğunu belirtti.  Sağlık Bakanlığı istatistiklerine göre, Ocak 2013 ile Kasım 2013 arasında 2 bin 489 hasta için böbrek, bin 71 hasta için karaciğer, 50 hasta için kalp, 27 hasta için akciğer, 3 hasta için pankreas ve 1 hasta için ince bağırsak nakli yapıldığını dile getiren Kapuağası, ancak halen bağış sayısının dünyanın çok gerisinde olduğunu vurguladı.

Farkındalığın artırılmasında medyanın önemli bir güç olduğuna dikkat çeken Kapuağası, "Yapılacak tüm çalışmalarda medya desteği tam olmalıdır. Medyanın da desteğiyle toplumda farkındalık artırılacak, organ bağışına ilişkin kaygılar giderilecek, doğru bilgiye ulaşılabilecektir” dedi.

 “Organ Bağışı Yaşam için Bir Armağan”
AB Türkiye Delegasyonu Sağlık Temsilcisi Figen Tunçkanat da organ bağışında farkındalığın artırılmasında medyanın rolünün büyük olduğunu söyledi. Organ bağışının yaşam için bir armağan olduğunu ifade eden Tunçkanat, nüfusun da yaşlanmasıyla birlikte organa olan ihtiyacın da giderek arttığının altını çizdi.  
Türkiye Organ Nakli Kuruluşları Koordinasyon Derneği'nden Prof. Dr. Uluğ Eldegez de, organ bağışının artırılmasında beyin ölümü bildirimlerinin önemine değindi


“ Belediye Seçimlerinde Özellikle Adaylar, Organ Bağışına İlişkin Mesajlar Vermelidir”
Memorial Şişli Hastanesi Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. Münci Kalayoğlu , organ naklinin artırılması için siyasilere de görev düştüğünü ifade ederek,  "Belediye seçimlerinde özellikle adaylar, organ bağışına ilişkin mesajlar vermelidir. Çünkü, seçim gezilerinde çok kişiye ulaşıyorlar. Siyasiler, mutlaka organlarını bağışlayıp bağışlamayacaklarını belirtsinler ki ben de oyumu ona göre vereyim" dedi.

“Bağış Oranları Ciddi Şekilde Azaldı”
Proje koordinasyon ekibinden Dr. Eyüp Kahveci de bekleme listeleri üzerindeki yükün çok fazla olduğunu ve bunun genellikle kadavradan yapılan organ nakilleri ile giderilmeye çalışıldığını bildirdi. Bağış olmadığında nakil yapılamayacağına dikkati çeken Kahveci, "Bağış oranları ciddi şekilde azaldı. Beyin ölümü gerçekleşen kişilerin ailesinin şu an için sadece yüzde 22'si onay vermektedir. Bu oran çok düşük. Bu, bir alarmdır, acilen oranların yükseltilmesi gerekmektedir" diye konuştu.


 Hayata Bağış Haberleri Yer Almalı
CNN Türk'ten Ferhat Boratav, 2007 yılında organ bağışına ilişkin kampanya düzenlediklerini belirterek, o yıllarda organ bağışında şehir efsanelerinin egemen olduğunu, genellikle olumsuz ifadelerin yer aldığını anlattı. Organ mafyasına ilişkin çeşitli haberlerin yer aldığını dile getiren Boratav, basında bu şekilde yer bulan haberlerden örnekler verdi. Boratav, "Hayata bağış haberlerinin yer alması, yetkililer üzerinde baskı kurabilir, doktorları cesaretlendirir, organ bağışını meşrulaştırır" dedi.

Medya-İş Genel Başkanı Gürsel Eser de organ bağışı kampanyasına destek vereceklerini belirterek, "Tüm sendika üyelerine kampanya hakkında bilgi vereceğiz ve üyelerimizi bağış yapmaya çağıracağız" diye konuştu. 

Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı Atilla Sertel de Türkiye'de okuma yazma oranlarının oldukça düşük olduğunu, bu nedenle farkındalığın artırılmasında özellikle televizyon programlarının önemli yer tuttuğunu belirterek, dizilerde, kuşak programlarında ve haberlerde bağış yapılması gerektiğine yönelik mesajların verilmesi gerektiğini ifade etti.

Kalp nakli olmuş kişilerden birisi olan İzmir Gazeteciler Cemiyeti üyesi, gazeteci Çağatay Çağlar da tanı konulmasından nakil gerçekleştirilene kadar olan yaşam hikayesini katılımcılarla paylaştı. Bugün nakil sonrası sağlığına kavuştuğunu anlatan Çağlar, "3 yıldır bir başkasının kalbiyle yaşıyorum. Çok mutluyum. Toprakta çürümesin, canda yeşersin. Bunun için organlarınızı bağışlayın" dedi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge