Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ocak, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

YAPAY PANKREAS İLE DİYABET TEDAVİSİ ARAŞTIRMALARI SÜRÜYOR

Yapay Pankreas Çalışmaları diyabet hastalığının tedavisinde farklı bir yöntem üzerine çalışan Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Endokrinoloji Kliniği’nden Dr. Eda Cengiz, bir nevi biyonik bir pankreasla tedavinin amaçlandığını belirtti.  Brown Üniversitesi Tıp Eğitiminde Mükemmellik Ödülü, Yale Üniversitesi 2010 yılı Genç Araştırmacı Ödülü ve Amerikan Araştırma ve Eğitim Kurulu 2011 Sunum Ödülünü alan Yale Üniversitesi'nde Dr. Eda Cengiz,  yapay pankreas üzerine araştırmalarını sürdürüyor.  Yapay pankreas projesi çağımızın en önemli hastalıklarından biri olan şeker hastalığının tamamen elektronik sistemler kullanılarak bir nevi biyonik bir pankreasla tedavisinin amaçlandığını belirten Cengiz, araştırmaları hakkında bilgi verdi.  Ne üzerine çalışıyorsunuz? Yapay pankreas projesi çağımızın en önemli hastalıklarından biri olan şeker hastalığının tamamen elektronik sistemler kullanılarak bir nevi biyonik bir pankreasla tedavisini amaçlıyor. Yapay pankreasın üç a

“SAĞLIK MUHABİRİ REKLAM HABERCİLİĞİ YAPMAMALI”

SAĞLIK HABERCİLİĞİNE YÖN VERENLER Medyada yer alma isteği ve reklam gayesinin sağlıklı bilgi aktarma sorumluluğunun önüne geçmemesi gerektiğini belirten Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Besim Yıldırım, “Kurumlar gazetecilere reklam ve tanıtım materyallerinden ziyade haber niteliği taşıyan bilgiler vermelidir.  Gazeteci de bilgi kaynağını seçerken, kaynağın bu türden eğilimlerine karşı dikkat etmelidir” diye konuştu. Sağlık haberciliği günümüzde medyanın reklam olarak gördüğü bir alana kaymaya başladı. Ancak reklam haberciliği yaparken, insanların sağlığı ile oynandığı unutuluyor. Sağlık haberi yaparken, konunun uzmanı olan doğru isimler seçerek habercilik yapmak medyanın asli görevidir. Gazetecinin kaynağını ya da konuğunu seçerken kaynağın ve konuğun ne kadar medyatik olduğu değil, konu hakkındaki bilgi düzeyini dikkate alması gerektiğini vurgulayan Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Besim Yıldırım, kon

DOKTORDAN NABLUS ROMANI

Osmanlı İmparatorluğu’nun Türkiye Cumhuriyeti’ne dönüşümünde yaptığı son savaş olan Nablus’un romanını yazan   Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Orhan Canbolat, “Asker ve Tüccar” romanının bir Osmanlı zabiti etrafında şekillendiğini söyledi.  "Asker ve Tüccar-Nablus 1918" adlı kitap, Eylül 1918 Osmanlı'nın son savaşı Nablus'ta geçiyor. Kitapta kendi içinde sorunları olan Çanakkale, Galiçya, Filistin, Sina cephelerinde görev yaptıktan sonra Nablus'a gönderilen Teğmen Mehmet'in gerçek hikayesinden olayları ele alınıyor. Romanın gerçek bir hikayeden esinlenerek yazıldığını anlatan Prof. Dr. Orhan Canbolat, üç yıl üzerinde çalıştığı eser için şuan Suriye toprakları içinde bulunan Nablus’a iki kez gittiğini belirtti.  Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Orhan Canbolat, “Asker ve Tüccar” kitabı ile ilgili soruları yanıtladı.  Kitabınızı yazmanızdaki etken nedir

SAĞLIK PROFESYONELLERİNİN YAKLAŞIK ÜÇTE İKİSİ “SAĞLIK HABERLERİNE” İNANMIYOR

SAĞLIK HABERCİLİĞİNE YÖN VERENLER Sağlık profesyonellerinin yüzde 21'inin, medya profesyonellerinin ise yüzde 12'sinin medyada yer alan sağlık konulu haber ve yazıları kesinlikle "güvenilmez" bulduğunu belirten Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi Basın ve Yayın Bölümü Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erkan Yüksel, “Sağlık profesyonellerinin yaklaşık üçte ikisi, medyada doğru ve güvenilir sağlık bilgilerinin verilmediğine inanıyor.” dedi.  Sağlık haberciliği gün geçtikçe önem kazanıyor. Bu alanda uzman sağlık muhabir sayısı çok az. Alana ilişkin ciddi bir bilgi kirliliği var. Sağlık haberlerinde doğru bilgi aktarabilmek için güvenilir mekanizmaların henüz kurulmaya çalışıldığını söyleyen Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi Basın ve Yayın Bölümü Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erkan Yüksel, konu ile ilgili şunları söyledi: “Yayın ve içerik sayısı anlamında önemli bir artış söz konusu. Özellikle son 15 yıldır sağlık haberciliği alanında ciddi bir gelişme yaşanıyor. Med

“SAĞLIK MUHABİRİ, SAĞLIK PAZARINDAN UZAK DURMALI”

SAĞLIK HABERCİLİĞİNE YÖN VERENLER Televizyonlarda ve gazetelerde reklam amaçlı yapılan ürün tanıtımlarının  günümüzde insan sağlığını tehdit eder konuma geldiğini belirten Cumhuriyet Gazetesi Sağlık Muhabiri Sibel Bahçetepe, “Çünkü sağlık, büyük paraların döndüğü büyük bir pasta. Pastadan pay alan çok sayıda bileşenin yer aldığı günümüzde, sağlık haberlerini yaparken, sağlık muhabirine düşen en önemli görev haberin doğru ve bilimsel olması, tarafsızlığı ve maddi beklentiden uzaklığıdır” diye konuştu. Sağlık haberciliği hata kabul etmez, en ufak bir yanlış bilgi kitlelerin yanlış bilgilenmesine neden olacaktır. Nitelikli, doğru ve tarafsız haberciliğin bu işin önemli kilit noktası olduğunu kaydeden Cumhuriyet Gazetesi Sağlık Muhabiri Sibel Bahçetepe, konu ile ilgili şunları söyledi: “Sağlık haberleri her zaman toplumun ilgisini çeken haberler olmuştur. Ancak geçmişte teknolojinin bu kadar gelişmiş olmaması, bilgi akışının daha yavaş olması nedeniyle yetersiz kalan bilgilendir