Ana içeriğe atla

“SAĞLIK HABERİNİN SAĞLIKLI İLETİŞİM STRATEJİSİ NASIL OLMALI?”

SAĞLIK HABERCİLİĞİNE YÖN VERENLER

Gelişmiş ülkelerde sağlık hizmeti veren kuruluşların birlik dernek, vakıf ve benzeri organizasyonlar aracılığıyla gazetecilere verilecek beyanatlarda, haber ve bilgilerde uyulması gereken kuralları belirli standartlarla tanımladığını kaydeden Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Zülfikar Damlapınar, “Bu açıdan, ülkemizdeki gazeteciler de  kendi arasında benzer bir standardı yakalamalı, aldıkları haber ve bilgilerin en geniş, gerçeği yansıtan ve kullanışlı olabilmesini sağlamaya dayalı bir iletişim stratejisi belirlemelidir” dedi. 

Sağlıkla ilgili haberlerin medyada kendine özgü kuralları vardır. Gazetecilerin bu kuralları aynı zamanda bir kalite standardı kabul etmesi gerekir.Böylece hazırlanan sağlık haberlerinin kalitesi de yükselecektir. Sosyo-ekonomik seviyenin geliştiği, eğitim düzeyinin yükseldiği ülkelerde sağlığa dair konu, sorun, olay ya da olgulara verilen önemin giderek arttığını dile getiren Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Zülfikar Damlapınar konu ile ilgili şunları söyledi:  “Bireyler artık daha geniş sosyal haklar, refah, özgürlük ve demokrasi istediği gibi daha fazla sağlık hizmeti de talep etmektedir. Sağlıkta hem hizmet verenler hem de alanlar açısından karşılıklı olarak daha fazla beklenti, talep, ihtiyaç, memnuniyet ve fayda aranıyor. Kitle iletişim araçları da bu toplumsal talep karşısında sağlıkla ilgili konulardaki haber, yorum, program ve bilgilerini daha çok içerik, daha farklı söylem ve daha geniş kanallarla iletme peşinde. 

Türkiye’de 20. yüzyılın sonlarından günümüze aynı süreci görmemiz mümkün. Sadece yayıncılıktaki gelişimi değerlendirdiğimizde benzer bir sonuca ulaşabiliriz. Toplumsal, siyasal, ekonomik şartlar değiştikçe gelişen yayıncılık ve sağlık iletişimi süreci buna göre kendisine bir yol haritası buldu. İlk televizyonculuk yayıncılık deneyimimizde görülen sorunlar, profesyonel haber kanallarının yayın hayatına başlaması, yayın çeşitliliğinin artışı ve diğer ana akım yayınlarda sağlığın daha geniş bir içerik olarak değerlendirilmesi, müspet gelişmeler olarak görülebilir. Ancak önemli konu sadece içeriğin gelişmesi değil aynı zamanda sağlık gibi hem tıp deontolojisini isteyen ve gazetecilik açısından da basın ahlâkını arayan bir konuda önemli, yaygın ve derin sorunlarımız da acil ve kalıcı çözümler bekliyor.

Sağlıkla İlgili Konuların Diğerlerinden En Önemli Farkı, Sürecin Özünde Yatan “İnsan Hayatı”dır
Sağlıkla ilgili konuların diğerlerinden en önemli farkı, sürecin özünde yatan “insan hayatı”dır. Ancak burada konu sadece yaşayakalma değil aynı zamanda sağlıklı ve rahat  bir hayat sürebilmedir. Birçok dilde benzerlerini duyabileceğimiz “her işin başı sağlık” deyimi yeterli bir açıklamadır. Kitle iletişim araçlarının sağlıkla ilgili ilettiği haber ve bilgiler, etkileri bakımından “geri döndürülemez”, “geri alınamaz” özellikler taşır. Yanlış bir bilgilenme neticesinde, her hangi bir alıcının kendine ya da başkasına verdiği zarar, kitle iletişim araçlarından öteki konularda aldığı yanlış bilgilerden dolayı uğradığı zararla karşılaştırılamaz. Üstelik, sağlıkla ilgili çoğu konu bilimsel karmaşıklık derecesi yüksek olan, bireylerin algılamakta, anlamakta ya da kavramada zorlanabileceği türden kavramlar, olgu ya da olaylar içerebilir. Böyle bir durumda haber metni yazmak diğer konulardaki haber metinlerini hazırlamaktan çok daha önemli ve zor bir sorumluluktur.  

Vereceğiniz Haber Hasta, Sakat ve Çocuklara Aitse Bir Kez Daha Düşünün
Amerikalı yazar James Carey’in özetle ve isabetle vurguladığı gibi, “Hekimlerin hatalarını gömdükleri, avukatların ise astıkları” şeklindeki deyişe James Carey “Gazeteciler ise yayın[m]lamaktadır ”* diyerek bir eklemede bulunmaktadır . Bunun için sağlıkla ilgili haberlerin önemine binaen, hem basın ahlâkı hem tıbbi deontoloji ilkelerini birleştiren önemli etik kodlar uluslararası birçok örgütün gündeminde yer bulmuş ve tartışılmıştır. Bu çalışmalardan birinde sağlık muhabirleri için öngörülen etik kodlar şöyle sıralanmıştır:
Önce zarar verme.
Araştır ve doğruyu bul.
Umut verme.
Kendine “bu haberden kim yararlanır?” sorusunu sor.
Haber kaynağının gizliliği ilkesini unutma.
Vereceğiniz haber hasta, sakat ve çocuklara aitse bir kez daha düşün.
Özel hayatı ve insanların acılarını haber yapma.
Acıyı duygu sömürüsü için asla kullanma.
Bir konuda kararsızsanız, bırakın haber olmasın.

Sağlık Muhabiri Sevdiği ve Tutkuyla Bağlandığı İşi Yapıyor Olmalı
Sağlık muhabiri, genel olarak basın ahlâkının sorumluluğu, onuru ve yeterliliklerine sahip olmalıdır. Araştırmaya diğer alan muhabirlerinden daha fazla önem veren, meselelere karşı hassasiyet derecesi yüksek, ince eleyip sık dokuyan, ufku geniş, sezgisi yüksek, sağlık başta olmak üzere geniş ve derin genel kültüre, bilgi birikimine aynı zamanda dinamik kişilik özelliklerine sahip olmalıdır. Bütün bunları sağlayacak, daha anlamlı hale getirecek şey, sağlık muhabirinin sevdiği ve tutkuyla bağlandığı işi yapıyor olmasıdır.

Gazeteciler Bir İletişim Stratejisi Belirlemeli
Gelişmiş ülkelerde sağlık kuruluşları birlik, dernek, vakıf ve diğer organizasyonlar aracılığı ile kendi temsilcilerinin gazetecilerle kuracağı haber ve bilgi alışverişinde uyması gereken kuralları standart hale getirmiş, hangi açıklamaların hangi anlamlarda kullanılacağını dahi kural olarak ortaya koymuştur. Bu kapsamda, gazeteciler de kendi arasında benzer bir standardı yakalamalı, aldıkları haber ve bilgilerin en geniş, gerçeği yansıtan ve kullanışlı olabilmesini sağlamaya dayalı bir iletişim stratejisi belirlemelidir. Bu karşılıklı anlayış, yüksek iletişim kompetanlığı, empati gibi genel kişilerarası iletişim kavramlarına verilen önemle sağlanabilir.

Dilimizin Bütün Kurallarına Hassasiyetle Uyulmalı
Sağlıkla ilgili olsun olmasın her haber; alıcısının ki bu eğitim, yaş, cinsiyet, sosyo-ekonomik seviye ve eğitim düzeyi açısından çok farklı gruplarda yer alan bireyler anlamına gelir, anlayış ve idrakine uygun dil özellikleriyle yapılandırılmalıdır. Açık, anlaşılır, basit, sade ve gerekli bütün haber unsurlarının metinde yer aldığı; güzel, akıcı, semantik, sentaktik ve fonetik açıdan dilimizin bütün kurallarına hassasiyetle uyulmalıdır.

Uzman Hem Gazeteciyle Hem Halkla Bilgiyi Paylaşabilmeli, Empati Kurup Aktarabilmeli
Sağlık konusunun çoğu haberde olduğu gibi özellikle televizyonlarda şov dünyasının bir parçası haline getirilmeye başlandığı dikkati çekiyor. Sağlıkta çok yaygın, hayati konuların dahi güncel tartışma programlarında bilimsel birikimle değil, demagojiyle daha açıkçası lafla üstün gelenin haklı görüldüğü programlara maalesef rastlamak mümkün. Burada önemli olan tartışmacı tarafların gerçekten “uzman” olmasıdır. Ancak uzman sadece konu hakkında eğitim görmüş, ilgili konuda eğitim alan ve hizmet veren olarak algılanamaz. Gerçek uzman, konuyla doğrudan ilgili ulusal, uluslararası çalışmaları bulunan ve uluslararası kabul görmüş, referans gösterilen güncel çalışmaları da olan kişidir. Dahası bu uzman bütün bu nitelikleri taşısa bile, bunları hem gazeteciyle hem halkla paylaşabilecek onlarla empati kurup aktarabilecek bir iletişim kompetanlığına da sahip olmalıdır.



Yeni İletişim Teknolojileri, Sağlıkta Hizmet Alanların Önemli Bir Başvuru Kaynağı
Yeni iletişim teknolojileri, sağlıkta hizmet alanların önemli bir başvuru kaynağı. Son dönem araştırmaları, internetin sağlıkla ilgili sorularda öncelikli bir araç olduğunu gösteriyor. Burada medya okuryazarlığı önemli bir sorun. Alınan bilgilerin kaynağı, kalitesi ve geçerliliği böylesi iletişim ortamlarında daha önemsiz görülüyor. Yeni iletişim teknolojilerini sağlıkla ilgili konularda kullanan gazeteciler ve sağlık bilgi ihtiyacı bulunanlar, çok yönlü ve karşılaştırmalı kaynak kullanım yöntemlerine başvurarak değerlendirmeli.

Aklında Soru İşareti Doğurup Doğurmadığını Kontrol Etmelidir
Aslında yeni iletişim teknolojilerinden alınan haber ve bilgiler için belirtilen noktalar diğer araçlar için de geçerli. İyi bir medya okuryazarı ya da sağlık okuryazarı olmak, birçok bilgi hatası, yanlış uygulama ve menfi sonucu ortadan kaldırabilir. Sağlıkla ilgili olay, olgu ve gelişmeleri takip eden seyirci, dinleyici, okuyucu verilen bilgilerin mantıksal tutarlılığına, kaynağına, güvenilirliğine, kapsamına, mevcut durumu gerçekten açıklayıp açıklamadığına dikkat etmeli ve aklında soru işareti doğurup doğurmadığını kontrol etmelidir. Bu, haberlerin birden çok kaynakça, gerekiyorsa kişisel olarak doğru uzmanlar aracılığı ile sağlamasının yapılmasını da kapsayabilir.

En Etkili Denetim : Sağlık Konulu Haber ya da İçeriği  Sağlık Okuryazarlığı Süzgecinden Geçiren, Bilinçli, Eğitimli ve Sorumluluk Sahibi Kitleler Tarafından Sağlanan Kontrol Mekanizmasıdır
Şüphesiz konunun hukuk ve etik boyutu açısından denetleme, düzenleme ve gözetimde, Sağlık Bakanlığından, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’na, idari teşkilatın ilgili unsurlarından, yargı mekanizmasına kadar birçok kurumun rolü vardır. Ancak daha önemlisi, ilaveten meslek kuruluşlarının hem sağlık, hem iletişim kendi içindeki otokontrolü ve aynı zamanda okuyucu, dinleyici ve seyircilerin sürece katkısıdır. En etkili denetim, kitle iletişim araçlarından aldığı sağlık konulu bilgileri medya okuryazarlığı ve sağlık okuryazarlığı süzgecinden geçiren, bilinçli, eğitimli ve sorumluluk sahibi kitleler tarafından sağlanan kontrol mekanizmasıdır.

İlgi Kurulamayacak Görsel Unsurlara Yer Verilmemeli
Sağlık konulu haberlerde kullanılan fotoğraf, resim, istatistikî tablo, grafik ya da karikatür gibi görsel unsurlar habere dair konuyu açıklamada kullanılabilecek doğru seçilmiş bir tercih olmalıdır. Haberin hikâyesinde, gelişiminde ya da herhangi bir unsuruyla ilgisi kurulamayacak görsel unsurlara yer verilmemelidir. Bu, özellikle hastalar, yaşlılar, çocuklar veya mağdurlar örneğin aile içi ya da dışı şiddet vakalarında olduğu gibi olguları belgeliyorsa daha dikkatle üzerinde durulması gereken bir konudur.

Haberlerin Kaynak Belirtilerek Verilmesi Bir Yana, Aynı Kaynağın Güvenilirliği de Sorgulanmalı
Haber bir ajanstan ya da başka bir medya kuruluşundan alınarak yapılandırılmışsa, meslek etiğinin gereği olarak kaynağının da açıkça belirtilmesi gerekir. Bu, profesyonelliğin olduğu kadar haberde güvenilirliğin sağlanması açısından da önemlidir. Haberin alındığı kaynağın belirsiz olduğu haber metinleri, daha çok meslek kurallarının tam olarak uygulanmadığı, profesyonelliğin gelişmediği ülkelerde ya da kitle iletişim araçlarında görülmektedir. Sağlık gibi bilimsel karmaşıklık düzeyi yüksek olabilecek konularda verilen haberlerin hangi kaynağa dayanarak verildiği kitle iletişim aracının kendi imajı açısından değerlendirilebilecek bir husustur. Böylesi konularda haberlerin kaynak belirtilerek verilmesi bir yana, aynı kaynağın güvenilirliği de sorgulanmalıdır.”

Doç. Dr. Zülfikar Damlapınar  kimdir?
Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesidir. Kitle iletişim sosyolojisi, gazetecilik ve siyasî iletişim alanında çalışmaktadır. Sağlık konulu kitle iletişim içeriği ve haber konularıyla da ilgilenmektedir. Bu kapsamda, ulusal ve uluslararası organizasyonların konuyla ilgili düzenlediği çalıştay, sempozyum ve kongre gibi toplantılara çalışmalarıyla katılmıştır. 

* KAYNAK: Çaplı, Bülent (2002) Medya ve Etik, İmge Kitabevi, Ankara, s.15

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge