Ana içeriğe atla

ESRA ÖZ’ÜN ‘KOKUYLA KEŞFET’ KİTABI YAYINLANDI


Sağlık Editörü ve Biyolog Esra Öz’ün kaleme aldığı "Kokuyla Keşfet" kitabında 52 bilim insanı ve uzman bir araya geldi.


Türkiye'de ilk defa Kokuyla Keşfet adıyla bir kitap yayınlandı. Kent Kitap’tan çıkan yayında koku almanın bilimsel yönleri eğlenceli bir dille işlenirken, kokunun cinselliğe ve insan ilişkilerine etkisi, hastalıklar, parfüm gizemli yönleri ve kokuyla ilgili daha birçok konu ele alınıyor.
Nörobilim alanında bilimsel haberler çalışan Esra Öz, beynin işleyiş mekanizması ve bunun iletişim alanında kullanmanın yolları üzerinde çalışmalarını sürdürdü. Kokunun iletişimdeki rolünü, nörobilim ile birleştiren Öz, kokunun insanlar üzerindeki etkisi üzerine araştırmaları, bilim insanları ve uzman görüşleri çerçevesinde bir araya topladı. “Kokuyla Keşfet” isimli kitabının sunumlarını yapan Öz, farklı örneklerle kokunun iletişimdeki önemini anlatıyor.


Kokunun insanları ve markaları nasıl etkilediğini anlatan Öz, kokunun iletişim ve ilişkiler üzerindeki etkisini vurguladı. Esra Öz, kokunun insanların aşk hayatından, hastalıklara hatta yediğimiz yemeklere kadar çok büyük etkisi olduğunu dile getirdi. Kokunun bazı hastalıkların ön belirtisi olurken, koku alamama hastalıklarını da anlatan Öz, şöyle konuştu: “Yıllar boyu çok iyi bildiğiniz peynir, kahve gibi kokuları unutursanız alzheimer, parkinson riskine karşı tetkik yaptırın. Günümüzde artık nesnel ölçüm metotları ile koku duyusunun ölçümlerini de yapabiliyoruz.”


Toplumumuzda çok yaygın görülen ağız kokusunun sadece kişiyi ilgilendiren bir sorun olmayıp sosyal çevrede karşımızdakini de ilgilendiren bir sorun olduğunu anlatan Esra Öz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bireyin zamanla çevresinden kopmasına neden olabilir. Bu durum bireyin psikolojik olarak olumsuz etkilenmesine yol açarak, kendini toplumdan ayırmasına kadar varabilen bir sorun haline dönüşebilir. Böylelikle psikolojik problemleri beraberinde getirir. Ağız kokusundan şikayet eden kişiler, hayatlarında kendilerine olan güvenlerini kaybedebilir. Gerek iş hayatlarını gerek sosyal hayatlarını etkileyen ciddi bir sorundur. İnsanların birbirleriyle olan iletişimlerini olumsuz etkiler.”


Koklamadan Yaşayabilir miyiz?


Anozmi, hiç koku alamama demektir. Halk arasında “koku körlüğü” olarak adlandırılır, geçici veya kalıcı olabilir. Geçici koku kayıpları sıklıkla nezle, grip, sinüzit ve alerji gibi nedenlere bağlıdır. Diğer olası koku kaybı nedenleri arasında burun-sinüs problemlerine de neden olabilen durumlar ve sigara kullanımı bulunur.

İhlas Haber Ajansı

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge