Ana içeriğe atla

SAĞLIKTA ŞİDDET BÜYÜK BİR SUÇTUR!

Sağlıkta Şiddet Haberi Nasıl İşlenmeli?


Şiddet haberi, maruz kalan sağlık personelini incitmeyecek biçimde, şiddetin büyük bir suç olduğu vurgulanarak haberin işlenmesi gerektiğini belirten Avukat Emel Özbek, “Saldırganın tutuklanmadığı, savcılıktan salıverildiği, mahkemece verilen cezanın paraya çevrildiği veya ertelendiğine yönelik negatif eleştiriler veya yakınmalar asla şiddet haberiyle birlikte verilmemeli” dedi. 

Sağlık personeline şiddet haberlerinde; saldırganlarca alınan veya alınabilecek cezaların alt ve üst sınırının azlığı veya mahkeme kararlarına yönelik az ceza verildiği, saldırganın tutuklanmadığı, savcılıktan salıverildiği, mahkemece verilen cezanın paraya çevrildiği veya ertelendiğine yönelik negatif eleştiriler veya yakınmalar asla şiddet haberiyle birlikte verilmemesi gerektiğini belirten Avukat Emel Özbek, “Bu haberler caydırıcılığı azaltacağı gibi hatta suça özendirici olabilmektedir. Şiddet haberi, maruz kalan sağlık personelini incitmeyecek biçimde, şiddetin büyük bir suç olduğu, kamu görevlisine görevinden dolayı işlenen sözel veya fiziksel şiddetin ağırlaştırıcı bir neden teşkil ettiği, daha önceki benzer örneklerle ilişkilendirerek o kişiyi bekleyen cezanın üst sınırları belirtilerek ve çalışanın iş göremez hale gelmesinin hizmet bekleyen diğer hastalara olan negatif sonuçları vurgulanarak işlenmesi gereklidir.  Çünkü şiddeti sorun çözme yolu olarak gören bireyler için haberlerde kullanılan cümleler çok önemlidir.  Haber de örneğin “Derhal beyaz kod verildi ve güvenlik sistemi çalıştı. Saldırgan yakalandı, gözaltına alındı. Hekime saldıran şahsı, daha önce diğer saldırganın olduğu gibi cezaevi bekliyor.” şeklinde verilmelidir. Çünkü şiddet içererek yapılan eylemlerin normalmiş veya hassas dönemlerde böyle şeyler olabilir, doktor da ilgilenseymiş gibi yayınlanması “bak o yapmış ben de yaparım” algısı yaratabilir, aynı zamanda şiddeti normalleştirebilir” dedi. 

Kullanılan Dil Çok Önemli
Şiddet haberlerinin yayınlanmasının bu oranı artırdığını söyleyen Özbek, şiddet haberlerinin şiddeti özendiren bir yanı olduğunu dile getirdi. Özbek, şu örnek ile açıkladı: “Örneğin sağlık çalışanlarının olası bir ihmal veya hataları eşliğinde  verilecek şiddet haberi ile izleyenlerde; “bak annenizi acile getirdiğinizde doktor ve hemşire 5 dakika gecikmişse onları döversiniz, dövmezseniz annenize bakmaz onlar, adam iyi yapmış, bende olsam döverdim” şeklinde bir algı yaratılmış olur. Aynı “namusunu kurtardı, erkekliğine laf etti, töre gibi suçu kutsayan veya mazur gösteren cümlelerle işlenen kadın cinayetlerinde olduğu gibi.”      

Şiddet Sıklıkla Acil ve Psikiyatri Servislerinde Oluyor
Araştırmalara göre, şiddetin sıklıkla acil ve psikiyatri servislerinde olduğunu belirten Özbek, “Özellikle gece mesailerinde ve hastanın başvurduğu ilk bir saat içinde ve daha çok da kadın çalışanlara uygulanıyor. Örneğin acil serviste gergin ve hassas bir ruh hali ile sağlık çalışanın karşısına çıkan şiddet eğilimli kişiler suça verilen cezanın da önemli olmadığını düşündüklerinden ve örneğini medyada gördükleri şekilde şiddet fiilini göstererek hem medyatik olma fırsatını yakalamış olur hem de “ gereğini yapma “ hazzını yaşamak isteyebilirler” diye konuştu.   

Haberde Cezaya ve Sağlık Hizmeti Almasının Kesintiye Uğramasına Özel Vurgu Yapılmalı
Şiddetin uygulanma biçimi ve verilen zarar sunulmadan, şiddet haberinin işlenebileceğini kaydeden Özbek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aksi haberler saldırganlara, şiddetin hangi hallerde, kime uygulanacağı, zaten güvenliğin de olmadığı, konusunda yol gösterici ve özendirici olmaktadır. En azından “aklında yoksa bile  haberlerde adamın biri, şu durumda doktora vurmuştu, benim durumda aynı” diye  aklına getirip, benzer bir olayda şiddet gösterebilir. Bu nedenle şiddet haberi verilirken, mutlaka alınacak cezaya ve diğer bireylerin sağlık hizmeti almasının kesintiye uğramasına özel bir vurgu yapılmalı. Saldırıya karşı diğer bireylerin nefretle bakmaları  en azından ne olursa olsun  meşru görmemeleri amaçlanmalı ve sağlanmalıdır.”

Şiddeti Oluşturan Nedenin Sağlık Çalışanı Olmadığı Vurgulanmalı
Kriz anlarında bir sağlık çalışanının şiddete uğradığı durumda, basının koşulsuz biçimde sağlık çalışanından yana tavır sergilemesi gerektiğini dile getiren Özbek, kişinin sağlık hizmeti sunumu gibi onurlu bir işi yaparken şiddete uğramasının kabul edilemez olduğunu ifade etmesi gerektiğini kaydetti. Özbek, şunları söyledi: “Şiddeti oluşturan nedenin sağlık çalışanı olmadığını vurgulamalı. Aynı zamanda şiddete uğrayan çalışanın vereceği hizmetten şiddeti uygulayanın kendisi, çocukları, eşinin de yararlanamayacağını ve sağlık hizmeti sunumunda bir anın dahi geri dönüşü olamayacağını belirtmeli.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge