Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

BEBEKLERİN İLK 1000 GÜNDEKİ BESLENME ALIŞKANLIKLARI TÜM HAYATINI ETKİLİYOR

3’üncü Fetal Hayattan Çocukluğa İlk 1000 Gün Gebe ve Çocuk Beslenmesi Kongresi’nde konuşan Nutiricia Medikal Direktörü Yalım Üner, “Araştırmalar gösteriyor ki bebekler, büyüme süreçlerindeki en hızlı gelişimi ilk 1000 günde yani annenin hamileliğinin başlamasından, çocuğun 2 yaşını doldurmasına kadar geçen süreçte gösteriyorlar. Ve yine araştırmalar gösteriyor ki, 1000 gündeki beslenme alışkanlıkları, sağlıklı bir ömür sürdürülmesinde genetik faktörlerden daha önemli olabiliyor” dedi. Sağlıklı bir ömür sürdürülmesinde genetik faktörlerden daha etkili olan “İlk 1000 gün” hakkında son bilimsel araştırma ve tartışmaların paylaşıldığı “3’üncü Fetal Hayattan Çocukluğa İlk 1000 Gün Gebe ve Çocuk Beslenmesi Kongresi” yapıldı. Sağlık Bakanlığı ve Yükseliş İktisadi ve Stratejik Araştırmalar Vakfı (YİSAV) tarafından Nutricia Anne Bebek Beslenmesi sponsorluğunda düzenlenen Kongre, üçüncü senesinde tüm Türkiye’den anne ve bebek sağlığı alanında faaliyet gösteren 700’e yakın sağlık çalışanını

HEDİYE MUTLULUĞUN ANAHTARI MI YOKSA?

Çocukluğumda kitaplarımı alır camın kenara geçer, saatlerce kitap okurdum. Kitaplarla başka dünyalara giderdim, benim için en güzel hediye kitaptı, o nedenle sevdiklerime hep kitap hediye ederdim.   Genelde her yazar okunmaya değer gelir, kaleme alınmış bilgiler ve düşünceler emek ve zaman harcanmışsa mutlaka içerisinde öğrenilecek bir şeyleri barındırır diye düşünürüm. Okuduğum her kitaptan, “Mutlaka alacağım dersler vardır, bakış açımı ve vizyonumu nasıl genişletirim?” diye bakarım. Bu nedenle de aynı anda çok sayıda kitap okur, her kitabın kenarlarını çizer, notlar alır ve ayraçlarla ayırırım. Öyle bir cümle gelir ki bazen karşıma, “Daha önce neden böyle düşünmedim?” diye bakarım…   Son dönemlerde okuduğum kitaplar arasında iletişime yönelik olanlar ağırlık kazanmaya başladı. Gazetecilik, nörobilim ve psikoloji üzerine ne bulsam alıyorum ve tabiri caizse suyunu çıkartarak okuyorum. İşte bu süreçte bazı kitapları okurken dikkatimi çeken bir konu, hediyenin ilişkileri güçlend

GLOKOM ÖNLENEBİLİR KÖRLÜK NEDENLERİ ARASINDA İKİNCİ

Glokom dünya genelindeki önlenebilir körlük nedenleri arasında ikinci sırada yer aldığını belirten İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Glokom Bölümü Sorumlusu Prof. Dr. Nevbahar Tamçelik,  “Hastalar Glokom olduklarını fark etmeden önce görme yetilerinin yüzde 40’ını kaybedebiliyorlar” dedi.   Halk arasında 'göz tansiyonu' olarak bilinen glokom; optik sinirin ilerleyen nitelikte hasar görmesine yol açan bir göz hastalığıdır. Gözün aldığı bilgilerin beyne iletilmesinde optik sinir hayati öneme sahip olduğundan, tedavi edilmediğinde, glokom yavaş yavaş ve telafi edilemez biçimde görme kaybına ve nihayetinde körlüğe neden olabilir. Glokom hastalığının sebebi tam olarak bilinmemektedir.   Dünya genelinde yaklaşık 67 milyon kişi glokom hastalığıyla yaşıyor ve bunların neredeyse yarısı glokom olduklarını bilmiyorlar. Diğer bir deyişle, 30 milyondan fazla, yani Yunanistan ve Romanya’nın toplam nüfusundan daha fazla insan farkında bi

HER ŞEY GÖRÜLDÜĞÜ GİBİ Mİ?

Gördüğünüz her şey size doğru mu gelir? Aslında detayları atlayabilir ve yanılabilirsiniz. Bazen kesin kanılarla çoğunluğun söylediğine inanırız. Bazen parçalarını birleştirdiğiniz puzzle gibi bütünü görmek gerekir. Ortaya çıkan görülmeyen gerçekleri diğer insanlara anlatabilirsiniz. Her parçayı sevgi ve inançla birleştirildiğinizde bu zorlu mücadelenizi herkes anlayacaktır. İşte size bu parçaları birleştirip, gerçekleri ortaya çıkartan insanların öykülerini konu alan filmlerden örnekler vereceğim.   12 Angry Men  (12 Kızgın Adam) Aslında hiçbir şey göründüğü gibi olmayabilir hayatta. Hani suçlu dediğiniz aslında suçlu olmayabilir.  Babasını öldürmekle suçlanan 19 yaşındaki bir gencin, jürinin kararına göre cezası netleşecektir. 12 kişiden oluşan jüri üyeleri bir odada toplanır ve 1 kişi dışında herkes çocuğun suçlu olduğunu söyler. İşte o bir kişi saatler ilerledikçe insanların emin olduğu kararlarını sorgulamalarına sonunda da aslında gözlerinden kaçan ipuçlarını birleştirerek,

MEDYA TEMSİLCİLERİNDEN ORGAN BAĞIŞINA DESTEK SÖZÜ

Türkiye'nin yazılı ve görsel medya kuruluşlarının temsilcileri, organ bağışının artırılabilmesi için farkındalık yaratılması amacıyla haber destek sözü verirken, toplumda olumlu algının geliştirilmesinde işbirliğine "evet" dedi. Sağlık Bakanlığı ve AB yetkilileri, organ bağışında farkındalığın artırılabilmesi için medya temsilcilerini ziyaret etti. Sağlık Bakanlığı ve AB'nin ortaklaşa yürüttüğü "Organ Bağışında Uyum İçin Teknik Yardım Projesi" çerçevesinde, yazılı ve görsel basın temsilcileri, haber müdürleri, istihbarat şefleri ile organ bağışı ve nakillerine ait bilgiler paylaşıldı. Sağlık Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Arif Kapuağası, organ bağışının artırılabilmesi için toplumsal farkındalığın mutlaka yükseltilmesi gerektiğini belirterek, bu algının oluşmasında medyaya büyük sorumluluk düştüğünü söyledi. Türkiye'nin canlıdan organ bağışında çok ileri düzeyde olduğunu, ancak kadavradan organ naklinde istenilen seviyenin yakalanamadığını vurg

“ORGAN NAKLİNİ ANKARA’DA DA YAPMAK İSTİYORUM”

Organ bağışının önemini vurgulayan Memorial Sağlık Grubu CEO'su Uğur Genç, “Türkiye’de maalesef çok az bağış olduğu için organ nakli Türkiye’nin yarasıdır. Bizim de önümüzün açılması lazım. Bu işi Diyarbakır’da, Antalya’da ve Ankara’da yapmak istiyorum” dedi.   Ankara’nın en büyük özel hastanelerinden biri olan Memorial Ankara Hastanesi, 1’inci yaşını basın mensupları ile birlikte kutladı. Hilton Otel’de düzenlenen kahvaltıda basın mensupları ile bir araya gelen Memorial Sağlık Grubu CEO’su Uğur Genç ve Memorial Ankara Hastanesi Direktörü Dr. Levent Atay, 1 yıl içerisinde gerçekleştirilen çalışmaları ve yeni yatırımları paylaştı. Memorial sağlık grubu olarak ülke genelinde 10 hastane, 3 tıp merkezi ile hizmet verdiklerini belirten Memorial Sağlık Grubu CEO'su Uğur Genç, “Geçen yıl 2 milyona yakın insana ayaktan sağlık hizmeti verdik. Yaklaşık 155 bin yatan hastamız oldu. Ankara’da birinci yılımızı doldurduk. İlk yıl sağlık kuruluşlarında zordur. Biz Memorial Ankara has

DOKTORLAR VE BİLİM İNSANLARI MEDYA DENİLDİĞİNDE KAÇA AYRILIR?

Hastane koridorlarında dolaşırken, adından söz ederken bile saygı duyulan bir hocanın odasını sordum. Görevli, ileride sağdaki ikinci oda olduğunu söyledi. Adımlarımı sıklaştırarak yürüdüm ve kapıyı tıklayıp araladım. Elindeki işlere odaklanmış şekilde çalışan Hoca, başını kaldırıp bana baktı. Kendimi tanıtınca da, “Hoşgeldiniz” dedi.   Nezaket ve içtenlikle karşıladı ve hemen çikolata ikram etti. Ardından da ne içeceğimi sordu. “Kahve” dedim, sohbet koyu olacaktı ve en yakışan içecek kahve olmalıydı. Güler yüzle konuşmaya başlamadan, “Eğer senin güvenilir olduğunu refere etmeselerdi kesinlikle konuşmazdım. Gazetecileri pek sevmem, medyada olmak benim için önemli değil” dedi. Kahvelerimiz geldiğinde çalışmalarını hayranlıkla dinlemeye başlamıştım bile…   Bilim camiası medya denildiğinde üçe ayrılıyor. Bir kısmı tamamen medyada görünmeye karşı olurken, diğer kısmı ise medyada olunca kendini yeterli hissediyor. Bunların ortasında olup, bilinçli şekilde medyada olmayı dengeleyenl

İŞ HAYATINDA İLETİŞİMİN GÜCÜ

“Ayna ayna söyle bana benden daha güzeli var mı bu dünyada?” sorusunu duyduğumuzda aklımıza hemen Pamuk Prenses’deki kötü kalpli Kraliçe gelir. Çocukken, bu masalı yaşardık sanki, Pamuk Prenses’in yerine geçer heyecanla olacakları dinlerdik. Kötü kraliçenin kaybettiğinde derin bir nefes alır, Pamuk Prensesin, prensine kavuşma sahnesindeki sevinci hissederdik.   Yıllar geçtiğinde masallar yerini maçlara, film, dizi ve oyunlara bıraktı. Şimdilerde ise maç izlerken tuttuğunuz takımın oyuncuları ile birlikte aynı heyecanı hissediyor, film ve dizi izlerken sanki kahramanla birlikte aynı acıyı ve mutluluğu yaşıyorsunuz.   İşte size bu duyguları yaşatan;   Parma’daki İtalyan araştırmacılar Giacomo Rizzolatti ve arkadaşları tarafından yapılan bir keşif olan  ayna nöronlar. Rizzolatti ve ekibi maymunlar üzerinde yaptığı deneyler sonucunda, karşınızdakinin yaptığı davranıştan etkilenerek, beyninizdeki aynı bölgelerin aktif hale geldiği ortaya çıktı.  Yani biri dondurma yerken, siz ona b