Ana içeriğe atla

“ÇOCUK NÖROLOJİSİ HASTA POTANSİYELİ YÜKSEK BİR ALAN”

Çocuk Nörolojisinin, Pediatri içerisindeki en köklü ve en önemli yan dal uzmanlık alanlarından biri olduğunu belirten Türkiye Çocuk Nörolojisi Dernek Başkanı Prof. Dr. Kürşad Aydın, “Yeniliklere açık, hasta potansiyeli yüksek, mesleki tatmin hissi üst düzeyde bir branştır” dedi.

Çocuklar en değerli varlıklarımız. Büyüme süreçlerinde yaşadıkları her süreç de çok önemli. Durum böyle olunca, çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanlığı birçok branşa göre zorlu bir eğitim ve çalışma hayatını da beraberinde getiriyor. Ancak hem mesleki tatmin hem de gelişmelerle bu alana ilgi artıyor. Eğitimle ilgili amaçlarını büyük oranda yerine getirdiklerini söyleyen Türkiye Çocuk Nörolojisi Dernek Başkanı Prof. Dr. Kürşad Aydın, “Her yıl yapılan ulusal kongremiz içerisinde yeterlilik sınavı yapılmaktadır. Bugüne kadar yaklaşık 160 uzman bu yeterlilik sınavına katılarak, başarılı olmuştur” diye konuştu. 

Aydın, Çocuk Nörologlarının yaşadığı sorunlar, eğitim süreci ve dernek çalışmaları hakkında soruları yanıtladı. 
Türkiye Çocuk Nörolojisi Derneğinin oluşum tarihi ile ilgili bilgi verir misiniz? 
Dünyada 1950’li yıllardan sonra ülkemizde ise Çocuk Nörolojisi 1960 yılından beri bağımsız bir bilim dalı olarak hizmet vermektedir.  1963 yılından itibaren eğitim verilmeye başlanmış, 1973 yılından itibaren de Sağlık Bakanlığı tarafından onaylanmıştır. 

Derneğin kuruluş hikayesini anlatır mısınız?  Kaç üyesi var ve faaliyetleriniz hakkında bilgi verir misiniz?
Branşlaşma ve dernekleşme çalışmaları ilk kez Ankara’da Profesör Dr. Yavuz Renda ve Profesör Dr. Kalbiye Yalaz, İstanbul’da ise Prof. Dr. Selçuk Apak tarafından yürütülmüş ve 1980 yılında Çocuk Nörolojisi Derneği kurulmuştur. Halen 220 üyesi bulunan derneğin esas faaliyet amacı alanında eğitim çalışmalarını destekleyerek eğitim standardizasyonunu geliştirmek, ulusal ve uluslararası bilimsel toplantılar düzenlemek, genç araştırmacıları desteklemek olarak özetlenebilir.

Türkiye’de tıpta uzmanlık dernekleri misyonlarını yeterince yerine getirebiliyor mu? 
Eğitimle ilgili amaçlarını büyük oranda yerine getirdiği söylenebilir. Ancak eğitim süreleri, eğitim verebilecek kurumların yeterliliği, kadro ve standartları çoğunlukla uzmanlık derneklerinin görüşü alınmadan Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenebiliyor.

Yeterlilik sınavlarını nasıl yapıyorsunuz?
Derneğimiz eğitici kadrosu içerisinden oluşturulmuş yeterlilik komisyonu tarafından, yine eğiticilerden elde edilmiş soru bankasından hazırlanmış sorular ile gerçekleştirilmektedir.

Yeterlilik sınavı ile ilgili aktif bir uygulamanız var mı? Bu zamana kadar kaç kişi yeterlilik sınavını başarıyla tamamladı? 
Her yıl yapılan ulusal kongremiz içerisinde yeterlilik sınavı yapılmaktadır. Bugüne kadar yaklaşık 160 uzman bu yeterlilik sınavına katılarak, başarılı olmuştur.

Ulusal müfredatınız hakkında düşünceniz nedir? 
Müfredatımız ve eğitim koşullarımız Amerika ve Avrupa programlarına benzer şekilde hazırlanmış ve Avrupa Çocuk Nörolojisi Derneği (EPNS) eğitim komisyonu tarafından denetlenmiş ve onaylanmıştır.    

Eğitim veren kurumların müfredatınızı tam olarak uyguladığını düşünüyor musunuz?
Büyük oranda uygulandığını düşünmekle birlikte, genel anlamda ülkemizdeki eğitim kadro ve standardizasyonundaki aksaklık ve hızlı değişkenlikler bizim alanımıza da olumsuz yansıyabiliyor.

Uzmanlık eğitiminin sonunda tüm yeni mezunlar aynı standartta mezun olabiliyor mu?
Bunu sağlamak için dernek olarak başlıca temel alanlarda sürekli ve güncel eğitim programları ve kurslar düzenlemekteyiz. Her üye bu kurslara katılmak durumundadır.

Tıbbiyeli ve doktorların bu branşı tercih etmeleri için neler önerirsiniz?
Pediatri içerisinde en köklü ve en önemli yan dal uzmanlık alanlarından birisidir. Yeniliklere ve gelişmelere açık, hasta potansiyeli yüksek, mesleki tatmin hissi üst düzeyde bir branştır. 

Bu branşın hekimleri, hasta ve hasta yakınlarından neler bekliyor?
Genel olarak zor hastalıklarla uğraşılan bir alan olduğu için, aileler açısından da önemli zorluklar içermektedir. Sabırlı ve ümitle emeklerinin karşılığını alabileceklerini belirtmek isterim.


Bu branşın hekimlerinin yaşadığı sorunlar nelerdir?
Tanı ve tedavi süreçlerini yönetmek için önemli teknolojik cihaz, laboratuvar ve altyapı gerekmektedir. Her kurum ve hekimin bu imkanlara sahip olamaması hizmet standartlarını olumsuz etkileyebilmektedir.

Branşınızın günümüzdeki çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? 
Aslında tıp alanında diğer branşlarda olduğu gibi bilim ve teknolojideki gelişmelere paralel bizim alanımızda da önemli gelişmeler olmaktadır. Genetik alandaki gelişmeler en önde gibi görünüyor. Geçmiş yıllarda tanı konulamayan ve tedavi edilemeyen pek çok hastalık genetik alandaki gelişmelerle çözümlenme imkanına kavuşmuştur.

Yurt dışındaki derneklerle ortak çalışmalar yapıyor musunuz?
ILAE (Uluslararası Epiepsi ile Savaş Derneği), ICNA (Dünya Çocuk Nörolojisi Derneği), EPNS (Avrupa Çocuk Nörolojisi Derneği) ve AOCNA (Asya-Okyanusya Çocuk Nörolojisi Derneği) gibi derneklerle yakın işbirliği içerisindeyiz ve ortak bilimsel toplantılar düzenlemekteyiz.

Yurt dışındaki çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce örnek alınacak çalışmalar var mı? 
Özellikle araştırma fonları ve destekler çok daha iyi durumda ve daha yüksek bütçeli destekler sağlanmakta. Ancak ülkemizde de Çocuk Nörolojisi alanında bilimsel çalışmalarımız uluslararası standartlarda sürdürülmektedir.

Derneğiniz genç hekimleri nasıl destekliyor?
Ulusal ve uluslararası bilimsel toplantı düzenlemek ve katılımlarını sağlayarak destekliyoruz.

Bu alanda yapılan yeni bilimsel çalışmalardan çarpıcı örnekler nelerdir?
Epilepsi ve kas hastalıklarının tedavisinde yeni ilaç geliştirme çalışmaları, tüm gen dizileme yöntemiyle yeni hastalıklar tanımlanması veya yeni genlerin bulunması, bazı nörometabolik hastalıklarda enzim ve gen tedavilerinin geliştirilmesi sayılabilir. 

Kongreleri düzenlerken özellikle nelere dikkat ediyorsunuz?
Güncel ve yeni gelişmeleri gündeme taşımak, nadir hastalıklar yanında sık görülse de önemli sorunları tartışmaya açmak ve fikir alışverişinde bulunmaya imkan sağlıyoruz. Ayrıca genç araştırıcıların sunumlarına yer veriyoruz. 

Sağlık haberleri hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Sağlık haberleri toplum sağlığı ve sağlığın geliştirilmesi için büyük önem taşımaktadır. Ülkemizde de sağlık haberleri genel olarak büyük ilgi görmekte ancak çoğu kez bu fırsat olumsuz kullanılmaktadır. Bu durumu üç boyutta ele almak gerektiğini düşünüyorum. Birincisi bilimsel gelişmelerle ilgili olanlar genellikle abartılı sunulmakta, gerçekçi olmayan beklentiler veya hayal kırıklıkları oluşturulmakta. Sağlık profesyonelleri ile ilgili olanlar ise kurumsal olmaktan ziyade medyatik hekimler üzerinden, popülist söylemler veya reklam amacı güder şekilde olmaktadır. Hastalarla ilgili olanlar ise genellikle ön yargılı, gerçekten uzak ve hekimleri suçlayıcı bir tavırda sunulmaktadır.

Gazetecilerden branşınızla ilgili ne gibi konulara dikkat etmelerini bekliyorsunuz?
Branşımızın epilepsi, otizm ve serebral palsi gibi sık görülen ve toplumsal boyutları da önemli konuları hakkında farkındalığı artıracak çalışmalarda bulunmaları yararlı olabilir.

Sağlık iletişimi alanında çalışmalarınız var mı? Varsa detaylandırabilir misiniz?
Dernek web sayfamızda aileler için bilgilendirme çalışmalarımız var.

Sosyal sorumluluk projeleri hazırlıyor musunuz?
Bilimsel toplantıların dışında hasta ailelerine yönelik ulusal ve bölgesel toplantılar, resim yarışmaları gibi aktivitelerimiz olmaktadır.

Sosyal medyada ne gibi etkileşimde bulunuluyor? Bu alanda ne gibi planlarınız var?
Derneğimize ait Facebook sayfası bulunmakta, burada bilimsel duyuru ve paylaşımlar yanında sosyal paylaşımlarda yer almaktadır.

İletişim bilgileriniz nelerdir?
Türkiye Çocuk Nörolojisi Derneği www.cnd.org.tr 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge