Ana içeriğe atla

HEKIMLER VE HASTALAR GIYILEBILIR SAĞLIK TEKNOLOJILERINE NASIL BAKIYOR?

Teknoloji hayatımızın her alanında olmaya devam ediyor. Kullandığımız cihazların ötesinde artık giyilebilir teknolojilerden söz ediliyor. Akıllı saat, bileklik, gözlük gibi vücuda takılabilen, giyilebilen, kıyafet veya aksesuarlar gittikçe vazgeçilmezlerin arasında yerini alıyor. Sağlık alanında bu yeni dönem sağlık profesyonellerinin işlerine kolaylık sağlıyor.

Giyilebilir teknoloji cihazlarından gelen kullanıcının kalp atış hızı, yaktığı kalori, kan basıncı, vücut ısısı, kandaki şeker miktarı, uyku düzeni, kandaki oksijen miktarı gibi tüm sağlık bilgileri tek bir merkezde toplanabiliyor.

Hastaların ilaç takibinden, toplanan sağlık verilerinin hekime iletilmesine uzanan bilgi aktarımında özellikle kronik hastalar için 7 gün 24 saat uzaktan takip ve kayıt imkanı oluyor. Uzaktan takip sayesinde hekimler erken müdahalede bulunma fırsatını elde edebiliyorlar. 

Peki Yeniliklere İlk Tepki Nasıl Olur?
İnsanlar yeniliklere karşı genelde direnç oluşturabiliyorlar. Bu yeniliğin çevrelerinde ilk deneyimleyenlerin yorumları, kişisel değerleri ve ihtiyaçları belirlerken, hayatlarını nasıl kolaylaştıracağı iyi anlatılması ise kesinlikle çok etkili oluyor. 

Günümüz dünyasında yaşlı nüfusun ve kronik hastalıkların hızla artması ile birlikte giyilebilir teknolojiler sağlık alanında oldukça popüler hale geliyor.  2014 – 2019 yılları arası Görsel Ağ Endeksi Global Mobil Veri Trafik Tahmini Raporu‘nu açıklayan Cisco, 2019 yılı itibari ile dünyadaki giyilebilir cihaz sayısının 5 kat artarak 109 milyondan 578 milyona çıkacağını öngörmekte. Juniper Research şirketinin araştırma sonuçlarına göre ise 2019 yılına kadar bu cihazların satış gelirleri 53.2 milyar Dolar olması beklenmekte. 

Türkiye’de Son Kullanıcıların ve Hekimlerin Giyilebilir Sağlık Teknolojileri ile İlgili Algıları
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde Üretim Yönetimi ve Pazarlama Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Süphan Nasır ve Araş. Gör. Yiğit Yurder tarafından “Türkiye’de Son Kullanıcıların ve Hekimlerin Giyilebilir Sağlık Teknolojileri ile İlgili Algıları” üzerine bir araştırma yapıldı. Bu araştırmada, hem son kullanıcıların hem de hekimlerin giyilebilir sağlık teknolojileri ile birlikte kullanılan mobil sağlık uygulamalarını benimsemesini etkileyebilecek faktörleri Teknoloji Kabul Modeli (TAM) ile açıklanmaya çalışılmakta. 

414 Hekim ile Yapılan Araştırma
373 son kullanıcı ve 414 hekim ile yapılan bu araştırmanın en önemli farklılığı TAM modeli genişletilerek yeniliğin benimsenmesi sürecini açıklayıcı olarak iki değişkenin eklenmiş olması: algılanan risk ve uyumluluk. Bunun yanı sıra karşılaştırmalı bir araştırma olması hem hekim hem de son kullanıcıların algılarındaki farklılıkların incelenmesi de bu araştırmanın en dikkat çekici yanı.  Araştırmaya katılan son kullanıcıların yaklaşık yüzde 70’i 25-45 yaş aralığında ve yarıdan fazlası kadın. Araştırmaya katılan son kullanıcıların yüzde 44’ünün akıllı mobil telefonlarında sağlık uygulaması yüklü ve yüzde 20’sinin kronik hastalığı var. 

Giyilebilir Sağlık Teknolojilerine Son Kullanıcılar Nasıl Bakıyor?
Son kullanıcılar giyilebilir sağlık teknolojilerinin günlük sağlık kontrollerinin ve ilaç kullanımının zamanında yapılmasına imkan vereceğine, bu uygulamaların faydalı olacağına, yaşamlarında kolaylık sağlayacağına inanıyorlar. Fiziksel aktiviteler esnasında sağlık verilerini takip ederek bilinçli ve sağlıklı spor yapmaya yardımcı olacağını düşünüyor. Sağlık verilerinde bir değişiklik olduğunu da erken uyarı sağlayarak hayat kurtarabileceği görüşlerine güçlü bir şekilde katılıyorlar. 

Tedirgin Eden Yönleri Neler? 
Son kullanıcıların risk seviyesi çok yüksek olmamakla beraber sağlık uygulamaları aracılığı ile toplanan sağlık bilgilerinin üçüncü kişilerle paylaşılabileceğinden, özel bilgilerin gizliliğinin korunamayacağından ve toplanan sağlık bilgilerinin kullanıcının izni olmadan kullanılabileceğinden en çok endişe ediyor.  Öte yandan bu yeni teknolojileri gelecekte çoğu kişi tarafından kullanılacağına, bu teknolojiler ile ilgili neler yapılabileceğini görmek için denemek istediklerini ve gelecekte kullanabileceklerini ifade ediyorlar. 

Giyilebilir Teknolojiler Hekimlere Neler Getirecek?
Araştırmaya katılan 417 hekimin giyilebilir sağlık teknolojilerinin günlük sağlık kontrollerinin ve ilaç kullanımının zamanında yapılmasına imkan sağlayacağını düşünüyor. Fiziksel aktiviteler esnasında sağlık verilerini takip ederek bilinçli ve sağlıklı spor yapmaya yardımcı olacağını söylüyor. Bu teknolojilerin genel olarak faydalı olacağı ve kolaylık sağlayacağı ve sağlık verilerinde bir değişiklik olduğunu da erken uyarı sağlayarak hayat kurtaracağına katılıyor. 

Hekimlerin de son kullanıcılar gibi giyilebilir sağlık teknolojileri ile ilgili güvenlik ve gizlilik risk algısı yüksek.  Gelecekte çoğu kişi tarafından kullanılacağına, bu teknolojiler ile ilgili neler yapılabileceğini görmek için denemek istediklerini ve gelecekte kullanabileceklerini belirtiyor.

Son kullanıcıların ve hekimlerin giyilebilir sağlık teknolojileri ile ilgili kullanışlılık ve risk algıları ile birlikte giyilebilir sağlık teknolojilerini kullanma ve satın alma niyetleri karşılaştırıldığında ise şöyle:
  • Hekimlerin güvenlik ve gizlilik risk algıları son kullanıcılara kıyasla daha fazla.
  • Hekimlerin psikolojik risk algısı da son kullanıcılara kıyasla daha yoğun evham ve gerginlik yaratacağına daha çok katılıyor.
  • Hekimler son kullanıcılara kıyasla bu teknolojilerin doğru bir şekilde çalışacağından ve elde edilecek sağlık verilerin güvenilirliği konusunda daha fazla şüphe ediyor. 
  • Son kullanıcılar hekimlere kıyasla bu teknolojilerin vücutta sürekli olarak taşımanın sağlık açısından daha çok riskli ve tehlikeli olduğunu düşünüyor. 
  • Kullanıcıların hekimlere kıyasla bu teknolojileri kullanma ve satın alma niyetleri daha fazla.
  • Kullanıcılar hekimlere kıyasla giyilebilir sağlık teknoloji ve uygulamalarının faydalı olacağına, bu teknolojilerinin tıbbi verileri ölçerek bireylerin daha sağlıklı olmasına yardımcı olacağına, ve kronik hastalıkları olan bireylerin hayat kalitesini arttıracağına daha çok katılıyor. 

Bu araştırma bize birçok konuda farkındalık oluşturmamız için faydalı olacak. Yeniliklere karşı tedirginlikler olsa da teknoloji hayatımızın parçası haline geldi. Bu süreçte de risk ve fayda karşılaştırması yapıldığında terazinin fayda bölümünün ağır bastığı durumlarda kapımızı teknolojiye açmalıyız. İlerleyen dönemlerde mutlaka oluşabilecek zararlar minimuma indirilecektir. Bu süreci yaşayarak öğreneceğiz. Sağlığımızı teknoloji ile kontrol altına aldığımızda daha mı çok güvende olacağız, dersiniz?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge