Ana içeriğe atla

SAĞLIK HABERLERİNDE UZMANLIK ÇOK ÖNEMLİ

Uzman Gazeteciler Sağlık Haberciliğini Değerlendiriyor

Sağlık haberlerinde uzmanlığın çok önemli olduğuna dikkat çeken CNN TÜRK Ankara Haber Müdürü Dicle Canova, “Yanlış bilgi hayata mal olabiliyor. Diğer haberlerdeki hataları düzeltme şansı her zaman var ama, sağlık haberlerinde yanlış ağır sonuçları beraberinde getirebiliyor” dedi. 

Sağlık haberleri yapılırken, kaynak olacak doğru uzmanın belirlenmesi hayati önem taşıyor. Bu süreçte de muhabirin alanında uzmanlaşması ve doğru kuralların belirlenmesi gerekiyor. Hasta ve hasta yakınlarına boş umut vadeden haberler, hem umutlarıyla hem de hayatlarıyla oynanmasına neden oluyor. Bu anlamda Sağlık Bakanlığı ile sağlık muhabirlerinin ve editöryal kadroların ortak çalışmasının önemli olduğunu belirten CNN TÜRK Ankara Haber Müdürü Dicle Canova, “Bir ara yayına çıkarılacak veya görüşüne başvurulacak sağlıkçılarla ilgili havuz oluşturulması üzerinde duruluyordu ama sanırım sonuç çıkmadı” dedi. 

Haberlerin kurgusunun önemi ve doğru habercilik ile ilgili gazetecilere ışık tutacak önerilerde bulunan CNN TÜRK Ankara Haber Müdürü Dicle Canova, habercilik ile ilgili görüşlerini paylaştı. 

Gazeteciliğe nasıl başladınız?
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Radyo Televizyon bölümü öğrencisiyken staj dönemimi TRT Ankara Radyosu’nda geçirdim. Çeşitli radyo programlarında metin yazarlığı yaptım. 

Ardından o dönem kurulan Radyo Haber kanalında sözleşmeli olarak muhabirliğe başladım. Habercilik ile de böyle tanıştım. Sonrasında da TV haberciliği üzerine uzmanlaştım. 1995 yılında TGRT ‘de sonra da transferlerle başka özel kanallarda çalıştım. 1999 yılından beri CNN Türk’teyim. Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, ANAP, TBMM Muhabirliği yaptım. Bir dönem Eğitim haberlerine de imza attım.

 Sizce haberlerin kurgusu yapılırken nelere dikkat edilmeli?
“Televizyon kurmaca bir Dünya! Haber bültenleri ise bu kurmacanın en gerçeğe yakın olanı” diye öğretildi bizlere.  Dolayısıyla gerçek hayatın içinde olanları yansıttığımız haberlerde kurgu da gerçeğe uygun olmalı. Esas olan bu işi kamu adına yaptığımızdır. Dolayısıyla haber kurguları olanın çok ötesinde bir algıya yol açacak şekilde değil en sade, en basit ve en doğru şekilde olanı iletmek kaygısı ile yapılmalı. Karar izleyene bırakılmalı.


Ülkemizde yapılan sağlık haberlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce sağlık haberlerinde diğer haberlerden farklı olarak nelere dikkat edilmeli? 
 Zaman zaman spekülatif buluyorum. Oysa sağlık her kesimi yakından ilgilendiren ve uzmanlık isteyen bir alan. Aktarlara gidip “şu bitki şu hastalığa iyi geliyormuş” gibi haberlere çok sık rastlıyoruz. Bu da bilinçsiz ve riskli tutumların gelişmesine neden olabiliyor. Kime mikrofon uzattığınız sağlık haberlerinde çok önemlidir. Uzman hekim ve sağlıkçıların doğru seçilmesi lazım. Yanlış bir aktarım bazen hayata mal olabiliyor. 

Hatırlayın, bir zamanlar kansere çözüm olarak zakkum bitkisi gündeme getirilmişti. Sonrasında zehirlenenler hatta yaşamını kaybedenler oldu. Bu nedenle özellikle kanser gibi, hastanın en ufak bir umuda sarıldığı rahatsızlıklar konusunda yapılacak haberlere büyük titizlikle yaklaşılması gerekir. Sağlık Bakanlığı ile sağlık muhabirlerinin ve editöryal kadroların ortak çalışması önemli.

Bir ara yayına çıkarılacak veya görüşüne başvurulacak sağlıkçılarla ilgili havuz oluşturulması üzerinde duruluyordu ama sanırım sonuç çıkmadı. Oysa çok önemli bir yaklaşımdı. Herkes her konuda konuşmamalı. Bu estetik için de geçerli diyet için de.
Kaldı ki salgın dönemlerinde de yine yapılan her haber paniği ve beraberinde bilinçsiz ilaç tüketimini gündeme getiriyor.

Dediğim gibi üzerinde çok titizlikle durulması gereken bir alan sağlık haberciliği. Ancak henüz Türkiye’de bu anlayışın pek oturduğunu düşünmüyorum.

Blog haberciliği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Blog haberciliği önümüzdeki yıllara damgasını vuracak diye düşünüyorum. Çünkü artık gelişen teknoloji ve giderek ekranı büyüyen akıllı telefonlar sayesinde haberi almak için TV’ye veya gazeteye bağımlılık ortadan kalkıyor. İnternet üzerinden birçok konu daha hızlı ve detaylı takip edilebiliyor. Bu da blog haberciliğini öne çıkarıyor. Hatta TV ve gazetelerin çok da detaylandıramadığı, siyasi haberlerden çok da vakit ve yer bulunamayan ama toplumun büyük bölümünü ilgilendiren başlıklara eğilmek blog haberciliğini daha da öne çıkaracaktır. Özellikle sağlık ve eğitim gibi alanlarda faydalı olduğunu düşünüyorum.

Ama tabi doğru bilgiye ulaştırmak, gündeme gelebilecek sorulara yanıt verebilmek ve hatta günlük yaşam pratiği içinde yardımcı olacak bazı yönlendirmeleri yapabilmek şartıyla.

Meslek hayatınızda unutamadığınız bir anınız var mı?
Çok var…  Ama benim için en anlamlısı ailelerinin okuldan aldığı 14 yaşındaki üç genç kızın yeniden okula dönmelerini sağlayan Ataköy haberidir. Diğer yandan 28 Şubat’ta Cumhurbaşkanlığı muhabiri olarak o tarihi MGK’yı izlemiş ve hala tartışılan bildiriyi canlı yayında ilk aktaran muhabirlerden olmuştum. Meclis’te çıkan bir kavgada DYP’li milletvekilinin vefat ettiği gece de CNN Türk parlamento muhabiri olarak gelişmeleri yayında ilk duyuran isimlerdendim.

Ve siyaseti bıraktığını açıklayan Mesut Yılmaz’a ANAP Genel Merkezi’ndeki son soruyu da sanırım ben yönelttim “Son bir mesajınız olacak mı?” dediğimde yanıtı “Hoşçakalın” olmuştu.

Birçok anı arasından ilk aklıma gelenler bunlar oldu. Tabii muhabirlikten yöneticiliğe geçtikten sonra da bu kez madalyonun öbür tarafında yaşadıklarım var. Onları şimdilik “anı” olarak anlatmayı tercih etmiyorum, halen Haber Müdürü’yüm.


Dicle Canova kimdir?
Kıbrıs-Baf doğumluyum. Liseyi Kıbrıs’ta bitirdikten sonra üniversite için Ankara’ya geldim. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-TV bölümü mezunuyum.
Muhabirliğe TRT’de başladım ardından TGRT, BRT ve CNN TÜRK’te çalıştım. Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık; ANAP ve Parlamento muhabirliği yaptım. Bir dönem eğitim haberciliğine yoğunlaştım. 2007 yılında Editör, 2010 yılında da Haber Müdürü oldum. Halen CNN Türk Ankara Haber Müdürlüğü görevini yürütüyorum.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge