Ana içeriğe atla

YUMURTALIK KANSERİNDE ERKEN TANI İÇİN NE YAPILMALI?

Kadın sağlığı hem narin hem de önemlidir. Jinekolojik rahatsızlıklar yaşamamak için her sene düzenli olarak kontrollerin yapılması sağlıklı bir yaşam sürmek için gereklidir. Yapılacak bazı testler oluşabilecek hastalıkların ön belirti döneminde yakalanmasına yardımcı olacaktır. Özellikle yumurtalık kanserinde bazı tetkikler hayat kurtarıcı önem taşır.

Düzensiz yaşam, dengesiz beslenme ve bazı kötü alışkanlıklar nedeniyle hayatınıza zarar vermeyin. Özellikle kadınlarda jinekolojik muayene ileride yaşanabilecek risklerden korunmak için adım atılmasını kolaylaştırıyor. Yumurtalık kanseri jinekolojik kanser ölümlerinin en sık sebebi olması nedeni ile jinekolojik onkolojide çok önemli bir yer tutuyor. Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Jinekolojik Onkoloji bilim dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Polat Dursun ile yumurtalık kanseri ile ilgili merak edilenleri konuştuk.

Yumurtalık  (Over) kanseri nedir?
Yumurtalık kanseri, kadınların üreme hücrelerinin geliştiği yumurtalıklarından köken alan bir kanser türüdür.  Genel olarak menopoz sonrası kadınlarda görülür. Ortalama görülme yaşı 63'tür ama üreme çağındaki kadınlarda hatta genç kızlarda bile görülebilmektedir.

En sık kadın genital sistem kanserlerinde ikinci sıradadır. 2015 yılı rakamlarına göre ABD'de her yıl 21 bin 290 yeni yumurtalık kanseri vakası tespit edilmekte ve bunların 14 bin 180'i her yıl ölmektedir. Yumurtalık kanseri kadınlarda kansere bağlı ölümler içinde 5. sırada gelmektedir. Hayat boyunca bir kadının yumurtalık kanseri geliştirme riski 1/70’dir (%1.5).

Kimlerde daha yaygın olarak görülüyor? Ülkemizde görülme sıklığı nedir?
İleri yaş, ilk adetin erken başlaması (erken menarş ), menopoza geç girilmesi, sigara, yağdan zengin diyet, genital talk pudrası kullanımı risk faktörleridir. Ailede meme ve yumurtalık kanserli birinci ve ikinci derece akrabaların olmasıda riski arttırmaktadır. Ailesel olarak bazı kalıtsal genetik hasarların olması ( BRCA gen mutasyonları ) hem meme hem de yumurtalık kanseri riskini arttırmaktadır. Bununla birlikte, doğum sayısının çok olması, emzirme, doğum kontrol hapları ve kadın üreme kanalı olan tüplerin bağlanması(tüp ligasyonu ) yumurtalık  kanseri  riskini azaltmaktadır.
Ülkemizde kaç vaka görüldüğüne dair net bir veri olmamakla birlikte Sağlık Bakanlığı kanser savaş dairesi verilerine göre ülkemizde en sık görülen 10 kadın kanseri içinde 7. sırada yer almaktadır.

Ön belirtileri nelerdir?
Yumurtalık kanserlerine spesifik bir bulgu yoktur. Karın şişliği, karın ağrısı, kasık ağrısı, kabızlık, iştah kaybı, sık idrara çıkma, nefes darlığı, adet düzensizliği, menapoz sonrası kanamalar ve makattan kanama ön belirtileri olabilir. Daha ileri evrelerde bulantı kusmada görülebilir.  Eğer bu bulgulardan birkaçı varsa ve diğer bir sebeple açıklanamıyorsa mutlaka bir jinekoloğa muayene olunmalıdır.  Hastalık geç dönemde bulgu verdiği için genelde ileri evrede yakalanmaktadır. Hastaların yüzde 70-80'i ileri evrelerde yakalanmaktadır. Yüzde 20-30 kadarı erken evrelerde yakalanmaktadır.

Yumurtalık kanseri tarama testleri nelerdir? Hiçbir şikayet olmasa da hangi tarama testleri ne sıklıkla ve ne zaman yapılmalıdır?
Yumurtalık kanserlerinin taraması amacıyla yıllık jinekolojik muayene, transvajinal ultrasonografi, kanda ca125 testi ve kanda bazı yeni belirteçlerin bakılması, bunların bir veya birkaçının bir arada yapılması ile tarama yapılabilir.  Bununla birlikte bu testlerin her birinin yapılması maliyetli olacağı ve gereksiz girişimlere yol açabileceği için ve yapılan araştırmalarda çoğu hastayı erken olarak yakalamak her zaman mümkün olmadığı için bu testlerin hepsinin birarada yapılması önerilmemektedir. Amerikan kadın hastalıkları ve doğum doktorları koleji, tarama amaçlı yıllık jinekolojik muayeneyi önermektedir.

Yumurtalık kanseri tanısı konan hasta ne yapmalıdır? Nasıl bir yol izlemelidir?
Yumurtalık kanseri tanısı alan bir hastada temel tedavi yöntemi öncelikle cerrahi tedavidir. Ameliyat sonrası çıkacak patoloji sonucuna ve hastalığın evresine bağlı olarak kemoterapide uygulanması gerekmektedir.

Hastalığın ameliyatı özellikle ileri evrelerde oldukça zor ve komplikasyon riski yüksek bir ameliyattır.  Bu sebeple yumurtalık kanseri hastasının ameliyatı bu konuda özelleşmiş kadın doğum uzmanları  (jinekolog onkolog)  tarafından yapılmalıdır. Yapılan araştırmalar jinekolog onkologlar tarafından opere edilen yumurtalık kanseri hastalarının yaşam sürelerinin diğer cerrahlar tarafından opere edilenlere göre daha iyi olduğunu göstermiştir. Bu sebeple yumurtalık kanseri tanısı alan hastaların bu konuda deneyimli bir ekip tarafından opere edilmesi ve takip edilmesi gereklidir.

Tedavi yöntemi nedir? Yeni tedavi seçenekleri var mı?
Ana tedavi yöntemi, cerrahi olarak rahim ve yumurtalıkların alınması, hastalığın yayılma ihtimali olan lenf dokularının çıkartılması ve yayılım oldu ise hastalığın yayıldığı organların çıkartılmasıdır.  Ameliyat sonrasında hastaların büyük bir kısmında damardan kemoterapi uygulaması gerekmektedir. Yeni yapılan araştırmalarda karın içine kemoterapi uygulaması, ameliyat sırasında ısıtılmış kemoterapi uygulanması, tümörlerde damar gelişimini önleyen hedefe yönelik akıllı kemoterapi uygulamaları gibi yeni tedavi yöntemleri de vardır.

Rahim kanseri ile yumurtalık kanseri birbiri ile karıştırılan kanserler, farkları nelerdir?
Rahim kanseri,  uterus dediğimiz organdan gelişirken yumurtalık kanseri yumurtalık dediğimiz organlardan gelişmektedir.  Rahim kanseri de menapoz sonrası kadınlarda görülmekle birlikte ana bulgusu menapoz sonrası kanamaların olmasıdır. Yumurtalık kanserine göre daha iyi seyirlidir. Her ikisinin de temel tedavisi cerrahidir.

Yumurtalık kanserinde ölüm oranı çok yüksek,  kadınlar daha bilinçli olmalı ve teşhisinde ne yazık ki geç belirti verdiğinden de geç kalınıyor? En azından nelere dikkat edilmeli?
Saydığımız bulguları olan kadınlar mutlaka jinekolojik muayeneye gitmelidir.  Ülkemizde çok yaygın olmayan hastalık bulgusu olmadan doktora gitme ve yıllık rutin jinekolojik muayene alışkanlığı geliştirilmelidir. Çünkü ileri evre yakalanan kadınlarda ne yapılırsa ne kadar iyi tedavi edilirse edilsin öldürücülük oranı bu kanserde çok yüksektir.

Menopoza girdikten 3-5 yıl sonra yumurtalıkların alınması yumurtalık kanserini önleme açısından öneriliyor. Bu yaklaşım ne kadar doğru?
Menopozdan önce veya sonra yumurtalıkların alınması ailesel meme veya yumurtalık kanseri olan kadınlarda önerilen bir yaklaşımdır. Ailesinde ikinin üzerinde 1. derece meme kanseri olan, bir meme ve bir yumurtalık kanserli akrabası olan, erkek bireylerde meme kanseri olan veya erken yaşlarda meme veya yumurtalık kanseri olan, BRCA1 ve/veya BRCA2 gen mutasyonu olan kadınlar ailesel meme yumurtalık kanseri üyesidirler. Bunların yaşam boyu meme veya yumurtalık kanseri geliştirme riski yüzde 70-80'lere çıkmaktadır. Bu sebeple bu tür risk faktörü olan kadınlarda üreme tamamlandıktan sonra kanser gelişmeden meme ve yumurtalıkların alınması önerilmektedir. Ünlü Holywood yıldızı Angelina Jolie böyle bir ailesel meme yumurtalık kanseri ailesinin bireyi olduğu için bu tip bir cerrahi uygulama ile meme ve yumurtalık kanserine yakalanmamak için memelerini ve yumurtalıklarını aldırmıştır.

Ailede yumurtalık kanseri olsun olmasın, yumurtalıklar aldırmalı mı aldırılmamalı mı?
Ailesel risk faktörü olmayan ve genetik mutasyonu olmayan kadınlarda yumurtalıkların alınması önerilmemektedir.

Talk pudrası yumurtalık kanserine neden oluyor deniliyor, doğru mu?
Eskiden kullanılan talk pudralarının içinde kansere yol açtığı bilinen asbest tozları olduğu için genital kullanımı ile yumurtalık kanseri arasında ilişki olduğu bildirilmiştir. Bununla birlikte 1970'den sonra pudralarda asbest kullanılması yasaklanmıştır.

Doç. Dr. Polat Dursun kimdir?

Jinekolojik hastalıkların ve kanserlerin cerrahi ve laparoskopik tedavisi ile ilgilenmektedir. Avrupa genç jinekolog onkologlar yönetim kurulu üyesidir. Jinekolojik kanserler konusunda yayınlanmış 100'den fazla makalesine 1000'den fazla atıfı var. Yaptığı araştırmalar Avrupa'daki birçok kanser araştırma kurumu tarafından ödüllendirilmiştir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge