Ana içeriğe atla

ÇOCUKLARDA EPİLEPSİ TEDAVİ EDİLEBİLİR Mİ?

Çocuğunuz belli aralıklarla bayılıyor mu? Bu bayılmalardan dolayı üzülüp, “Sara” oldu diye düşünüyor musunuz? Etrafınızdan çekinip, saklıyor musunuz? Peki, epilepsinin tedavisi olduğunu biliyor musunuz? 

Hayatın ilk bir yılında en sık olup, yaklaşık her 100 çocuktan birinde epilepsi görülüyor. Ülkemizde yaklaşık 200 bin epilepsili çocuk, dünya genelinde de 40 milyondan fazla epilepsi hastası bulunuyor. Ateşli havalelerin daha sık olup, ülkemizde 500 binden fazla çocukta ateşli havale görüldüğünü belirten Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nörolojisi Bilim Dalı Başkanı ve Türkiye Çocuk Nörolojisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Kürşad Aydın ile epilepsi hakkında merak edilenleri konuştuk. 

Epilepsi nedir?
Beyindeki elektriksel boşalımlar sonucu, nöbetler halinde gelen bilinç değişikliği, kısa süreli dalma, boş bakma, bayılma, yüzde, kollarda veya bacaklarda kasılma, dişlerde kilitlenme, gözlerde kayma, ağızda köpürme ve idrar kaçırma gibi bulgularla kendini gösteren bir hastalıktır.
Halk arasında “Sara” olarak bilinmekte ve çoğu kez tedavisinin olmadığı düşünülmektedir. Ancak çocuklarda büyük oranda başarı ile tedavi edilebilmektedir. 

Epilepsi ne değildir?
Bir ruh hastalığı veya delilik değildir, gizemli bir yanı olmadığı gibi cinlerle de ilişkisi yoktur. Bulaşıcı olmadığı gibi epilepsili çocuklar başkaları için de tehlikeli ve zararlı değildir. Toplumumuzdaki bu yanlış algılar nedeniyle, aileler çocuklarının epilepsi olduğunu gizlemekteler. Hatta günlerinin önemli bir kısmını geçirdikleri okulda, öğretmenlerinden bile sakladıkları görülmektedir.

Nöbet anında ne yapmalı?
Nöbetler, genellikle birkaç dakika içerisinde kendiliğinden durmaktadır. Dolayısıyla nöbet geçiren birini gördüğümüzde panik yapmadan nöbet esnasında kafasını sert yerlere çarparak kendine zarar vermesi, dilini ısırması engellenir, sert olmayan düz bir zemine yan yatırılarak solunum yolu açık tutulmaya çalışılır, ağızda köpürme ve kusma varsa temizlenir. Nöbet 2-4 dakika içinde sonlanmadıysa 112 aranarak, en uygun sağlık merkezine ulaştırılmaya çalışılır.

Nöbet sırasında alkol veya soğan koklatmak işe yarar mı?
Halk arasında yaygın olarak uygulanan kasılmayı engellemek için sıkıca tutmanın, yüze su veya kolonya dökmenin, alkol veya soğan koklatmanın hiçbir yararı yoktur. Bir şey içirmeye çalışmak ise çok tehlikeli olup akciğerlere kaçmasına ve ölüme dahi sebep olabilir. 

Epilepsi nöbeti sırasında çocuğa soğuk duş yaptırmak işe yarar mı?
Nöbet sırasında çocuğu musluğun altına tutmak veya soğuk duş aldırmanın faydası yoktur. Özellikle ateşli nöbet geçiren çocuklarda, soğuk duş vücudun dış kısımlarını hızla soğutmakta, beyine daha fazla kan gitmesine ve beyindeki ateşin daha da yükselmesine neden olarak nöbet için daha zararlı olabilmektedir. Buna karşılık nöbet yokken ateşli çocuğa ılık duş aldırmak yararlı olabilir.

Epilepsinin nedeni nedir?
Yüksek ateş, kafa travması, zehirlenme, kist, tümör, kanama ve beyinin gelişim kusurları gibi pek çok olay epilepsiye neden olsa da hastaların yüzde 50-60’ında epilepsinin nedeni genetiktir. Sadece ateşli hastalık sırasında görülen nöbetler epilepsi olarak kabul edilmez ve çoğu kere tedavi dahi gerekmez. Yine ateşli havalelerin de çoğu genetik yatkınlık ile ilişkilidir. 

Epilepsinin türleri nelerdir?
Yüzden fazla türü olduğu için, epilepsi nöbetini tanımak bazen uzmanlar için bile kolay değil. Kısa süreli 5-10 saniye dalma ve boş bakma bir epilepsi nöbeti olabilir, kol veya bacaklardaki sıçrama bir epilepsi nöbeti olabilir. Bayılma, bilinç kaybı, kasılma, dişlerde kilitlenme, ağızda köpürme ve idrar kaçırma gibi belirtiler sadece büyük nöbetlerde görülür. 

Epilepsi nöbetlerini artıran etkenler nelerdir?
Uzun süre aç kalmak, stres, uykusuz kalmak, alkol, kahve ve kola gibi içecekler epilepsiye yatkınlığı olan çocukların nöbet geçirmesini kolaylaştırabilir. Bilgisayar ve televizyon gibi parlak ışık saçan cihazlar sadece ışığa duyarlı epilepsisi olan çocuklarda nöbete sebep olacağından tüm epilepsili çocuklara yasaklamak doğru ve gerekli değildir.

Teşhiste kullanılan EEG ve MRG her hastaya çekilmeli mi?
Epilepsi teşhisi için EEG; epilepsinin nedenini bulmak için de MRG çekmek oldukça yararlıdır. Ancak EEG ve MRG çekmeden de epilepsi teşhisi konulabileceği gibi epilepsi hastalarında EEG ve MRG’nin normal olabileceği unutulmamalıdır.

Epilepsi tedavi edilebilir mi?
Epilepsi, esas olarak ilaçlarla başarılı bir şekilde tedavi edilebilir. Tedavide etkili ilaçlar yaklaşık 100 yıldır bilinmekle birlikte son 20 yılda çok önemli, etkili ve yan etkileri az olan ilaçlar keşfedilmiştir. Günümüzde, genel olarak epilepsili çocukların yüzde 70-80’i, bazı epilepsi türlerinin ise yüzde 100’ü bu ilaçlarla tam olarak iyileşmektedir. Bazı hastalarda da ilaç dışı tedavi seçenekleri daha ön planda olabilir.

Epilepsi ameliyatı ne zaman gerekli olur?
Özellikle ilaç tedavisine cevap vermeyen ve ameliyat edilmeye uygun, ameliyat sonrası kalıcı özür olmayacak hastalara, epilepsi konusunda deneyimli ileri merkezlerde oldukça başarı ile uygulanmaktadır. 

Epilepsi pili kimlere takılır?
Göğüs duvarında cilt altına yerleştirilen uyarıcı bir pil ile boyundan beyine uzanan vagus sinirine aralıklı uyarı verilerek nöbet tedavisi sağlanabilmektedir. Özellikle ilaç tedavisine cevap alınamayan ve ameliyata uygun olmayan hastalarda tercih edilmektedir. 

Ketojenik diyet tedavisi kimlerde uygulanabilir?
Yüksek oranda yağ, çok düşük oranda karbonhidrat içeriğine sahip olan ketojenik diyet, seçilmiş bazı epilepsi hastaları için umut verici olabilmektedir. Uygulaması biraz zahmetli olan bu tedavi yöntemi her hasta için uygun ve gerekli değildir. Ketojenik diyet öncesinde diğer tedavi yöntemlerinin uygun şekilde değerlendirilmiş olması gerekir. Ancak bazı metabolik hastalıklarda, ketojenik diyet öncelikle ve bazen tek tedavi olarak dahi kullanılabilmektedir.

Tedavi süresi nedir?
İlaç veya diğer tedavi yöntemleri ile nöbetler tam olarak kontrol altına alınsa dahi tedavi süresi en az 2-4 yıl olmalıdır. İlaçlar aniden kesilmemeli; ilaç kesilmesine mutlaka doktor karar vermeli ve kesim süresi en az 6 ay-1 yıl olmalıdır. Bu süre boyunca en geç 6 ayda bir Çocuk Nörolojisi Kliniklerinde kontrollerin yapılması gereklidir.

Tedavisi süren çocuklar normal hayatlarına devam edebilirler mi? 
İlaç tedavisi ile nöbetleri kontrol altına alınan çocukların günlük aktivitelerine devam etmelerinde, kreş-anaokulu veya okula gitmelerinde, okul spor faaliyetlerine ve laboratuvar çalışmalarına katılmalarında herhangi bir sakınca yoktur. Ancak yüzme ve bisiklet gibi tehlikeli olabilecek sporlar nöbet kontrolü sağlandıktan sonra ve gözetim altında yapılmalıdır.Epilepsili çocukların diğer çocuklarla arkadaşlık etmesinde, oyun oynamasında her iki taraf açısından da bir sakınca yoktur. Dolayısıyla bu çocukların okul dönemlerinde hem öğretmenleri hem de arkadaşları tarafından dışlanmaları son derece yanlıştır. 

Prof. Dr. Kürşad Aydın kimdir?
Gazi Üniversitesinde 2001-2003 yılları arasında Çocuk Nörolojisi Uzmanlık eğitimini tamamladıktan sonra 2003-2010 yılları arasında Konya Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesinde Çocuk Nörolojisi Bilim Dalını kurarak 7 yıl başkanlığını yürüttü. 2003 yılında Doçent, 2009 yılında Profesörlük unvanı aldı. Otuz kadarı SCI indekslere giren Uluslararası dergilerde olmak üzere 100’ e yakın makale ve kongrelerde sunulmuş bildiri ve bu makalelere yapılmış 300 civarında Uluslararası atıf bulunmaktadır. Türkiye Çocuk Nörolojisi Derneğinin 4 yıl Genel Sekreterlik görevini yürüttü, yaklaşık 2 yıldır da Dernek Başkanlığı görevini yürütmekte. Evli, bir erkek iki kız çocuğu var.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge